Hava Durumu

97 Yıl Öncesinden Bugüne İstiklal Marşı

Yazının Giriş Tarihi: 13.03.2018 12:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.03.2018 12:12
  

İlkokul birinci sınıfta, ilk ezberlediğim şiirim İstiklal Marşı’ dır.

Milli mücadelemizi bize yaşatan şiirimizi ezberlemek, bir ödül almayı gerektirirdi. Ailem, karşılığını verdi ve beni sevindirdi. Bu sevinçle okulumda, her Pazartesi sabahı ve Cuma akşamı İstiklal Marşı’ nı okudum.

Mehmet Akif Ersoy’ un “Safahat” şiir kitabını, ileriki yaşlarımda bitirdim. Akif, kitabına İstiklal Marşı’ nı koymamıştır. İstiklal Marşı’ nın dizlerini bitirdiğinde altına imzasını da atmamıştır. Akif bu güzel şiirini, millete ve kahraman orduya armağan etmiştir.

Akif’ in bizim Marşımızı, nasıl yazdığına bakalım…

1920 yazı içinde ülke topraklarının büyük bir bölümü işgal altındadır. Ankara düzenli bir ordu kurma çalışmalarında zorluklarla karşılaşmaktadır.

Meclis, halkın ve ordunun birliğini ve onlara destek sağlama çabasındadır. Bu amaca uygun gazete ve dergilerde yazılar yer almakta, mitingler düzenlenmekte ve camilerde vaazlar verilmektedir. İstiklal Marşı aynı amaçla gündeme getirilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı, son şiir gönderme tarihi 23 Aralık 1920’ den sonra güfteleri incelemiş fakat İstiklal Marşı olabilecek bir eser bulamamıştır. Bakan Hamdullah Suphi aracılığıyla Mehmet Akif Ersoy’ a yarışmaya katılması konusunda teklifte bulunmuştur.

Bakan Suphi, marşa ödül koyulması nedeniyle Akif’ in şiir göndermediğini öğrendiğinde, şaire mektup yazmıştır. Mektubunda, ödül konusunun uygun bir şekilde çözümlenebileceğini ve yarışmaya katılmasını belirtmiştir:

"Pek aziz ve muhterem efendim;
İstiklâl Marşı için açılan müsabakaya, iştirak buyurmamalarındaki sebebin izalesi için pek çok tedbirler vardır. Zat-ı üstadanelerinin matlup şiiri vücuda getirmeleri, maksadın husulü için son çare olarak kalmıştır. Asil endişenizin icap ettirdiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehyiç vasıtasından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbetimi arz ve tekrar eylerim efendim." 
5 Şubat 1337 , 
Umur-u Maarif Vekili 
Hamdullah Suphi

Paltosu olmayan Akif kazandığı beş yüz liralık ödülü, şehit eşlerinin oluşturduğu “Dar’ ül mesai” ye bağışlamıştır.

Türk milletinin resmi marşı, İstanbul ve Anadolu’ da bağımsızlık için sürdürülen milli mücadele ruhunu kuvvetlendirmiştir. Cephedeki askere şevk, cephe gerisindeki halka moral vermiştir.

Akif, kendisine yöneltilen; "Yeniden yazılsa olmaz mı?" sorusuna, "Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın" karşılığını vererek yüzyıllar boyunca varlığını sürdürecek milli mutabakat metnine son noktayı koymuştur.

Mehmet Akif Ersoy’ un yazdığı dizelerin; -12 Mart 1921'de yapılan oylama sonucu- Türkiye Büyük Millet Meclisinde, İstiklal Marşı olarak kabul edilmesinin üzerinden 97 yıl geçti.

Kendisini vatanına ve milletine adayan vatan şairinin kaleme aldığı İstiklal Marşı, ulusa daima “korkmamayı” öğretmektedir. Vatanına kendisini feda eden milletimizin, cesaretini hatırlatmaktadır.

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak…

Bugün, marşımızla bize hala; coşkuyu, inancı, gücü ve vatanımıza bağımızı hissettiren Mehmet Akif Ersoy’ a şükranlarımı sunarım.

Yapılan fedakarlıkları unutmadığımız, birlik ve bütünlük içerisinde yaşadığımız nice güzel günler dilerim…

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.