Hava Durumu

Semih Kaplanoğlu vaka'sı

Yazının Giriş Tarihi: 07.10.2017 14:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.10.2017 14:44
 Anayasa ya göre Türkiye Cumhuriyeti hukuk devlettir. Kimsenin kişisel sınırlarına zarar vermedikçe, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yapma hakkına sahiptir. (3.10.2001-4709/13md).

Gösteri, protesto yapma hakkımız var ama saygısızlık başka bir şey,  İkibinli yıllarda yaşadığımız ve ülkemizde okuma yazma oranının yükselmeye başladığı şu zaman diliminde sanata ve sanatçıya değer verelim  saygı duyalım derken, Adana Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği film festivalinde, ödül alan yönetmen'e yapılan kötü bir davranış gayet saygısızca buluyorum. 

Size Semih Kaplanoğlundan bahsedeyim nasıl biri? , İzmir doğumlu ve dokuz eylül gsf, sinema televizyon mezunu sinemacı.1984 yılında İstanbul'a yerleşerek sinemaya olan ilgisini profesyonel mecralarda yapmaya başlar, bir çok reklam ajansında senaryo yazarı olarak çalışır bu arada öyküler, hikayeler yazar.1994 yılında "Şehnaz ve Tango" adlı dizide 52 bölüm senaryo yazarları ekibinde çalışmalar yapar. Dizinin yönetmenliğini de yapar. 2001 yılında ilk filmi" Herkes Kendi Evinde" filmini çeker. Cumhuriyet, Sanat dünyamız ve Radikal adlı gazete ve dergilere hikayeler yazar. Daha sonraki yıllarda burda yazdığı hikayelerden (Yumurta - Bal - Süt) üçleme öyküleri ile film yapar.  2010 yılında "Bal" filmi ile dünya nın en prestijli festivallinde " Altın Ayı Ödülü"nü alır. Kabaca kronolojik olarak yaptığı filmleri sıralarsak. 1994 Şehnaz Tango (Dizi), 2001 Herkes Kendi Evinde (Film), 2005 Melek Düşüşü (Film), 2007  Yumurta (Film), 2008 Süt (Film), 2009 Bal (Film), 2012 Çocuklar (Yapımcı) olarak sıralayabiliriz.

Aldığı ödüller ise 2007 Yumurta filmi ile Altın Portakal En iyi Film, 2008 Radikal Gazetesi "Yumurta filmi" halk ödülü,  2008 Altın Lale "Yumurta" film, 2008  27 Uluslararası İstanbul Film Festivali, 2010  Altın Koza "Bal" filmi ile En İyi Film, 2010 60.Berlin Film festivali "Bal" filmi ile  "Ekümenik Juri Ödülü," ve Altın ayı ödülü'nü alır.  

Son filmi Buğday ise Adana ff 'de En iyi yönetmen ödül aldı ve Meltem Cumbul ise bunu kendine kullandı. Eğer bunu yapmasa idi bu kadar yazılar, sohbetler olmayacaktı.

Son noktayı koymadan, Meltem Cumbul'dan bahsedeyim.  İzmir doğumlu sanatçı olan oyuncu, 1991 yılında Mimar Sinan üniversitesi devlet konservatuarı drama ana sanat dalında eğitim aldı. 1995 ile 2014 yılları arasında  11 film ve dizide oynadı bir tiyatro ve sinema sanatçısıdır.

Tabiki eleştiri yapılmalı, illaki herkes herkesi beğenecek takdir edecek diye bir şey yok. Demezler mi adama/kadına  "Sen madem bu adamı beğenmiyorsun, sonuçta bu adam ödül alacağı belli. Ne işin var?  bu organizasyonda sunuculuk yapıyorsun ?"  Meltem Cumbul'un açıklaması, kabahatinden büyük o yazıyı hiç burada yazmayacağım bile, sen adama insanları sınıflandırma diyorsun, ona arkanı dönüyorsun.  Yapma dediğin şeyi kendin yapıyorsun. Sonuçta bu dünyada herkes eşit.                             Sanat evrensel bir dildir. Sanat'ta siyaset olmamalı, siyaset olduğu zaman dönemsel sanat eserleri çıkar ve insanların o dönemdeki (yıllardaki) sorunlarını irdeler, esas mesele evrensel konular olmalı, klasikleşen roman ya da sinema filmlerinin hepsi evrensel sorunlardan bahseder. Önce bunun farkındalığına varmak lazım. Eğer senin siyasi bir görüş ayrılığın varsa o konuyu oraya taşıma, çünkü orda sinema sanatı konuşuluyor ne yeri ne zamanı. Siyaset yapmak istiyorsan git siyaset yap, illah duyarlı olacağım diye siyaset yapma, daha toplumsal işler yapabilirsin.                                                                       Bu yazımda ne yönetmen, ne sunucu, ne de siyasetçi tarafıyım benim tarafım insanlık, hoşgörü ve sinema tarafı teşekkürler.   İyi seyirler.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.