Hava Durumu

(özel haber) GÜÇLÜ BURSA, GÜÇLÜ TÜRKİYE DEMEK!

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, “Büyükşehir Belediyesi’nin Bursa’yı daha yaşanabilir ve sağlıklı hale getirmek amacıyla sürdürdüğü çalışmalar kapsamında ve sahip olduğu sanayi birikimi ve işgücü ile her türlü üretimi gerçekleştirebilecek güce sahip gücümüze güç katmak zorundayız. Çünkü güçlü Bursa, güçlü Türkiye demektir” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 14.04.2017 12:32
Haber Güncellenme Tarihi: 14.04.2017 12:32
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
(özel haber) GÜÇLÜ BURSA, GÜÇLÜ TÜRKİYE DEMEK!

1959´da Bursa´da doğan ve İlk, orta ve lise öğrenimini Bursa´da tamamlayan Recep Altepe Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü´nü bitirdi.  Recep Altepe, 1983 yılında kendi işini kurarak kalorifer, buhar kazanı imalatı, ısıtma-soğutma tesisatı ve proje işleri yaptı. Siyasete 1989 yılında Refah Partisi İl Yöneticisi olarak giren Recep Altepe, 1994´te aynı partinin İl Başkan Yardımcılığı ve Yerel Yönetimler Başkanlığı görevine geldi. Fazilet Partisi döneminde bir yıl süreyle Genel Merkez Müfettişliği görevini sürdürdü. 1994 yılı yerel seçimlerinde Bursa Büyükşehir ve Yıldırım Belediyesi Meclis Üyelikleri ile BUSKİ Genel Kurul Üyeliği´ne seçildi. Altepe, 1999 yılındaki seçimlerde tekrar seçilerek üst üste iki dönem bu görevleri yürütme imkanı buldu. Bu görevler sırasında yurt içi ve yurt dışı gezilere, çalışmalara katıldı. Ayrıca Yıldırım ve Büyükşehir Belediye Meclisleri´nin; Bütçe ve Mali İşler, İmar ve Ulaşım Komisyonları´nda görev yaptı. Recep Altepe, 2004 yılı yerel seçimlerinde AK Parti´den Osmangazi Belediye Başkanlığına seçildi. 29 Mart 2009 yılı yerel seçimlerinde halkın büyük teveccühü ile AK Parti´den Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı´na seçildi. 30 Martı 2014 seçimlerinde yeniden Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Recep Altepe Büyükşehir Belediyesi tarihinde üst üste iki dönem seçilen ilk başkan oldu. Türkiye Sağlıklı Kentler Birligi ve Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği´nin de başkanı olan Altepe, evli ve üç çocuk babasıdır.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile gündeme dair sohbet ettik.

B. BARAK: Bursa’nın bir Osmanlı başkenti olduğu vurgusu özellikle son 8 – 10 yıldır ülke gündeminde yer tutmaya başladı. Sizin de bu konuya olan hassasiyetini biliyoruz. Tarihi ve kültürel miras çalışmalarından bahsedebilir misiniz?

R.ALTEPE: Bursa her ne kadar Osmanlı’yı kuran kent ve aynı zamanda da Osmanlı’nın ilk başkenti olsa da biz Osmanlı başta olmak üzere kentteki tüm medeniyetlerin izlerini gün yüzüne çıkaracak çalışmalar yapıyoruz. Örneğin Akçalar Aktopraklık mevkiinde yapılan arkeolojik kazılarda 8500 yıllık kalıntılara ulaşıldı. Kazıların devam ettiği bu bölgeyi arkeopark olarak Bursa’ya kazandırdık. Bunun yanında 2300 yıllık Bitinya surlarındaki restorasyon çalışmaların büyük ölçüde tamamlandı. Kentin her köşesini saran ve Osmanlı’nın ilk dönem eserleri olan tüm hanlar, hamamlar, şifahaneler, medreseler restore edilerek, kültür merkezi gibi halkın kullanımına açık mekanlar haline getirildi. Bunun yanında Cumhuriyet dönemi sivil mimarlık örneği yapılar da restorasyonlarla ilk günkü orijinal görüntüsüne kavuşuyor.  Bu şekilde toplamda 150’nin üzerinde tarihi eserde restorasyon çalışmalarını tamamlandık. Bunun yanında merkeze yeni bağlanan 10 yeni ilçede de 450’ye yakın eserle ilgili restorasyon projesi hazırladık. Sırasıyla bu projelerde de uygulamaya başlıyoruz.

B. BARAK: Bu çalışmaların turizm anlamında Bursa’ya mutlak katkıları oluyordur. Bursa bu çalışmalarla ne kazandı?

 

R.ALTEPE: Bu çalışmalarımızın en önemli meyvelerinden biri hiç şüphesiz UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmek oldu. Bursa’mız 2014 yılında Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık ile birlikte UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Bu bizim için önemli bir başarı. Bursa’nın uluslararası alanda da tanıtımı için önemli bir sonuç. Bir diğer kazanımı da biz restore ettiğimiz eserleri yaşayan mekanlar haline getiriyoruz. Örneğin 600 yıllık bir hamam bugün yeme içme mekanı olarak hizmet veriyor ve siz 600 yıllık tarihi doku içinde yemeğinizi yiyebiliyorsunuz. Bunun yanında kültür merkezi, Yeşilay, TÜGVA gibi önemli sivil toplum kuruluşlarına tahsis ettiğimiz tarihi mekanlarda önemli sosyal sorumluluk projeleri hayat buluyor.

B. BARAK: Zaten bir sanayi kenti olan Bursa, özellikle son yıllarda sizin de yönlendirmenizle teknolojiye dayalı yerli üretimde oldukça öne çıktı. Yerli üretimde bugüne kadar neler yapıldı ve sizin bu konuda belirlediğiniz hedef nedir?

R.ALTEPE: Bursa sahip olduğu sanayi birikimi ve işgücü ile her türlü üretimi gerçekleştirebilecek güce sahip. Bunu yıllardır otomotiv sektöründe zaten gösterdi. Ancak bunu özellikle ithalat yoluyla gelen bazı ürünlere de yansıtmak gerekiyordu. Örneğin metro vagonları ve tramvaylar. Bursa olarak bugüne kadar bu araçlar hep dışarıdan alındı ve milyonlarca Euromuz hep yurtdışına çıktı. Biz yaklaşık 7 yıl önce raylı sistem araçlarının Bursa’da üretilebileceğini öngörüp, sanayicilerimizle görüşmeler yaptık. Bizzat benim danışmanım projenin koordinatörlüğünü üstlendi ve 2 yıl gibi kısa bir zamanda ipekböceği yerli tramvayımız üretildi ve Bursa caddelerinde yolcu taşımaya başladı. Bunun yanında aynı firma metro vagonlarının üretimine de başladı. Yine Kocaeli’nin tramvayları da Bursa’da üretilmeye başladı. Tren hattı, vagon fabrikası olmayan Bursa, şimdi Türkiye’de raylı sistemlerin merkezi oldu. Bunun yanında yine yerel yönetimlerin en önemli yatırım kalemlerinden biri olan çamur yakma tesisleri de yurtdışından ithal ediliyordu. Bununla ilgili araştırmalarımızı yaptık. Bu üretimin de Bursa’da gerçekleşebileceğini ortaya koyduk. Yerli bir firmamız tarafından üretimler tamamlanma aşamasında. Doğu Atıksu Arıtma Tesisimizin hemen yanında yapılan çamur yakma tesisinde montaj çalışmaları da devam ediyor. Artık arıtma tesislerimizdeki çamurları yakıp, tamamen ortadan kaldırmış olacağız hem de yaktığımız çamurdan elektrik üreteceğiz. Bunun yanında Kestel ilçemizde üretim yapan bir firmamız 290 kişi kapasiteli 25 metre uzunluğunda ve 3 körüklü metrobüs üretimini gerçekleştirdi. Yerli olarak üretimi yapılan bu araçlar sayesinde artık dövizin yurtdışına çıkması da önlenmiş olacak.

B. BARAK: Yerli üretimde önemli bir hamle de havacılık alanında geldi. Bursa’da uçak üretimi serüveni nasıl başladı. Ne kadar mesafe alındı?

R.ALTEPE: Başta da söylediğim gibi Bursa her türlü sanayi üretimini gerçekleştirebilecek güce sahip. Özellikle havacılık sektöründe mutlaka yerlileşmek gerekiyordu. Bu konuda Bursa firması olan Gökçen Grupla temaslarımız oldu. Bu konuda neler yapılabilir, üretim sağlanırsa araçlar nasıl pazarlanır gibi konularda uzun görüşmelerimiz oldu. Sonuçta bu firmamız önemli bir adım attı ve Alman Uçak Fabrikası Aquila’yı satın aldı. Böylelikle Türkleştirilen firmanın A-211 kuyruk numaralı ilk uçağı da Bursa Yenişehir Havaalanına indi. Uçak Bursa iş dünyası tarafından da ilgi gördü.  Bu uçak Bursa’da üretilecek. Bursa, havacılık konusunda önemli bir merkez olacak, daha da gelişecek. Hedefimiz, Bursa’nın eğitim konusunda da önemli bir merkez olması. Yenişehir Havaalanı, Yunuseli Havaalanı ve bunların havacılık konusunda önemli bir merkez olması hedefleniyor. Dünyada buna çok büyük ihtiyaç var. Sivil havacılığın en önemli merkezlerinden biri Bursa olacak. Bizim hedefimiz, Bursa’da kısa zaman içinde 100 uçağa ulaşılması ve görüyoruz ki, bunu kısa zamanda gerçekleştireceğiz.

B. BARAK: Bursa’ya dünya çapında bir stadyum kazandırdınız peki eski stadyumun Yerine Atatürk meydanı yaptınız çalışmalar devam ediyor bu konuda neler söylemek istersiniz?

R.ALTEPE: Özellikle İstanbul’da yeni stadyumlar yapılırken, eski stadyum yerleri alışveriş merkezlerine veya katlı binalara dönüştü. Biz Bursa’da bunun önüne geçmek için stadyumu belediye imkanları ile hayata geçirdik. Çünkü eski stadyumun bulunduğu alanı bir meydan olarak kente kazandırmayı uygun gördük. Eski stadyumun yakın tarihimiz açısından da büyük önemi var. Yapımı için 1926 yılında Atatürk’ün bizzat kendisinin 1000 lira bağışta bulunması, 1948 yılında buyana hem resmi törenlere ev sahipliği yapması hem de Bursaspor’un şampiyonluk başta olmak üzere elde ettiği birçok başarıya ev sahipliği yapması nedeniyle Bursa tarihinde aynı bir önemi var bu stadyumun. Bu stadın tarihi izlerini yaşatacak bir meydan projesini kentimize kazandıracağız. Özellikle kapalı tribün kısmı kalacak. Diğer tribünlerin de sadece üstte kalan kısımları yıkılacak. Böylelikle 15 bine yakın insanın oturabileceği amfi tiyatro şeklinde tribünü olan, aynı zamanda Bursaspor’un hatırası olarak saha ile birlikte stat da yaşatılmış olacak. Bu alanda hem sportif aktiviteler yapılabilecek hem de bayramlarda törenler, şenlikler, festivaller ve çevresiyle birlikte yüz binlerin toplandığı mitingler yapılabilecek. Bursa ayrıcalıklı bir meydan, bir yaşam alanı kazanırken, Atatürk stadının tüm izleri de yaşatılacak. Yıkımları Gençlik Spor Genel Müdürlüğü başlatıyor.

B. BARAK: Türkiye’de ilk kez bir belediyenin tarım ürünleri ihracatı gerçekleştirdiğini gördük. Tarımsal ihracat fikri nasıl doğdu ve kırsal kalkınma için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

R.ALTEPE: Bursa her ne kadar sanayi kimliği ile öne çıksa da tarım kimliği de çok önemli. Siyah incir, armut, zeytin, şeftali gibi dünyaca ünlü tarım ürünleri Bursa’da yetiştiriliyor. Bizim kırsal kalkınmadaki önceliğimiz, köyden kente göçün önlenmesi ve kırsal alanlarda durma noktasına gelen üretimin yeniden canlanmasıydı. Bu noktada çiftçilerimize meyve fidanı, fide, tohum destekleri yaptık. Makine ve teçhizat destekleri yaptık. Sulu tarımın olmadığı bölgelerde ürün çeşitliliğinin sağlanması için sulama göletleri yaptık. Ürünlerin en iyi şekilde değerlendirilmesi için Süt Ürünleri Tesisi, Biber kurutma tesisi gibi önemli yatırımlar yaptık. Böylece köylerde durma noktasına gelen üretim yeniden canlandı. Bununla da kalmayıp, bu ürünlerin dünya pazarlarında yer bulması için Pazar arayışlarımız oldu. Bunun sonucunda da Almanya’ya siyah incir, Hollanda’ya biber, ayva ve armut ihracatını gerçekleştirdik. Önümüzdeki yıl bu ihracatın hem miktarının hem de ürün çeşidinin artmasını amaçlıyoruz. Bu sayede üreticimiz daha çok kazanıyor ve refah seviyesi artıyor.

B. BARAK: 2 gün sonra yapılacak Referandum konusunda neler düşünüyorsunuz, yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemi Referandumda onaylanırsa ne gibi faydalar sağlayacak, onaylanmazsa neler yaşanacak görüşleriniz nelerdir?

R. ALTEPE: Türkiye'de yeni bir sistem. Bu sistem gerektiği için yapılıyor. 15. yılında iktidar referanduma niçin gidiyor? Sistemin oturabilmesi için gidiyor. Demokratik, parlamenter güçlü bir sistem için. Normalde hükümetin yılları var. Seçim olsa yine kazanacağı belli. Fakat burada önemli olan Türkiye'nin geleceği. Bunun için istikrar dönemi olsun. Türkiye'de Çanakkale köprüsüyle,  6. defa Asya- Avrupa birleşiyor. 3. köprü yapıldı. Tüp geçitler açıldı. En büyük havaalanları yapılıyor. Bunlar hep istikrar. Bunlar hep güçlü bir yönetim. Güven veren bir yönetim. Lider, Hükümet, Devlet. 80 milyon Türkiye'nin  dünyada ki prestiji. Şimdi bunların devam etmesi, güçlü yönetimlerin gelmesi gerekiyor. Türkiye zamanında çok kan kaybetti, zaman kaybetti, kavgalar yaşandı. Koalisyonlardan kimseye fayda gelmedi. Başbakan, Cumhurbaşkanı çatışmaları yaşandı. Bu yaşanılanlarla zaman kaybettik, değerlerimizi kaybettik. İmkanlarımızı boşa harcadık. Sayın Özal geldi kendi getirdiği Yıldırım Akbulut ile anlaşamadı. Daha sonra Mesut Yılmaz ile anlaşamadı. Sayın Özal ile Sayın Demirel anlaşamadı. Demirel geldi, Tansu Çiller için kendi kızım dedi onla anlaşamadı. Ahmet Necdet Sezer'i Cumhurbaşkanı yaptılar onunla hiç biri anlaşamadı. Sayın Ecevit'e anayasa kitabını attığında her şey dip yaptı. Türkiye hep krizler yaşadı. Yokluklar yaşadı. Bunlar yaşanmasın. Bu sıkıntılar olmasın. Güven ortamı olsun. Uyum olsun. Herkes işini bilsin sorumlu olsun. Cumhur başkanı halktan güvenoyunu alacak. Pazarlık yok. Seçim sabahı her şey bitecek. İstikrar ortamı devam edecek. Herkes yatırımlarına  hız verecek. Çocuğunu evlendirecek vatandaş aldığı borç ne kadar artacak diye düşünmeyecek. Yatırım yapacaklar güven içinde borca girecek işini büyütecek. İşte bu istikrar devam etsin. Halkın dediği, halkın seçtiği insanlar devleti yönetsin.  Bu halka uygun liderler lazım. Artık bugüne kadar yaşanan sıkıntılar yaşanmasın. Devlet başına gelecek kişi güçlü olsun. İstikrar ortamı olsun.

HABER: BEDİA BARAK

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.