‘’PAPAZ’A HAK DA MÜFTÜYE HARAM MI’’

Bildiğiniz gibi Nüfus Hizmetleri Kanun Tasarısı TBMM ye gelmiş ve dün gece Itibariyle kabul edilmiştir. Bu kanunla, il ve ilçe müftüleri de evlendirme Memurları arasına eklendi. Vatandaşların evlendirme işlemlerini kolaylaştırmak, daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak kanuna gerekçe olarak gösterildi ve bir çok eleştiri aldı. Mevcut yasanın ilgili maddesine il ve ilçe müftülüklerine evlendirme memurluğu yetkisi ve görevi verebilir ibaresi eklendi. Bu kanunun yasalaşmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Sayın Basın Mensupları;

Türk Diyanet Vakıf-Sen Bursa Şube Başkanı olarak:02 Ekim 2012 Salı günü saat 14.00 te Yine sendika binamızda basın açıklaması yaparak, yukarıdaki gerekçeye benzer bir ifade sunarak, müftülerin nikah kıymasını Hükumetten talep etmiştik. Türkiye Kamu-Sen ve O’na bağlı olarak hizmet sunan Türk Diyanet Vakıf-Sen’in ilke olarak benimsediği çalışan üreten ve yol gösteren anlayışıyla bu konunun da TBMM tarafından kanunlaştırılması bizi memnun etmiştir.

Sayın Basın Mensupları;

Yeni kanuni düzenleme ile artık, devlet memuru olan müftüler de nikâh kıyabilecek.

Bir kısım çevreler müftülerin de nikâh kıyabilmeleri karşısında hop oturup hop kalkıyor ve bunlardan,  diğer bir kısmı da ellerinde tencere-tava sokağa dökülüp bu kanunu protesto ediyorlar.

Neymiş efendim; müftüler din adamıdır, onlar nikâh kıyarsa laiklik tehlikeye girermiş. Zaman tünelinde kalan bu kafa yalnızca bizde, o da müzelik olarak kaldı. Zira müftülerin de tıpkı, ziraat müdürü, tapu müdürü gibi birer devlet memuru olduğunu unutuyorlar!

 Batı’nın tüm laik ülkelerinde nikâhı din adamları, yani papazlar kıyıyor ve hatta nikâhlar kilisede kıyılıyor; oralarda laiklik tehlikeye girmiyor da bizde neden girmiş olsun? Papaz’a hak da Müftü’ye haram mı?

Devlet laiktir, bireyler değil...

Devletin laikliği de bütün inançlara ve hatta inançsızlıklara karşı eşit mesafede durmasıdır. Dikkat edilirse, kanun bir zorunluluk getirmiyor; dileyen bir kamu görevlisi olan belediyeye, dileyen yine bir kamu görevlisi olan müftülüğe gidip nikâh başvurusunu yapar.

Müftülüklerde kıyılacak nikâhın da süreci aynen belediyelerde olduğu gibi nüfus müdürlükleri vasıtasıyla ve oranın resmi kayıtları esas alınarak icra edilebilecek. Yani evlenecekler arasında evlenmelerine mani teşkil edecek kanuni bir engelin olup olmadığının tespitini müftüler değil, nüfus idarelerinin kayıtları esas alınıp değerlen- dirilecek.

Belediye başkanları veya onların vekilleri nasıl ki “Başvuruda bulunanların evlenmelerine kanuni açıdan bir sakınca görülmediğinden...” dediği gibi, müftüler de aynı kanunun hükümlerine bakarak nikâh kıyabilecek. Yani bahse konu, çocuk yaştakilerin evlenmeleri (onlara nikâh kıyılması) mümkün değildir.

Yani, işin altyapısı (kanuni süreci) şimdiye kadarki gibidir. Yalnızca nikâhı kıyacak kişi, belediye başkanı olduğu gibi bir kamu görevlisi olan müftü de olabilecektir

Allah aşkına! Muhtarların bile nikâh kıyabildikleri yerde, her birisi üniversite mezunu olan müftüler neden nikâh kıyamasın?

Demek ki bu kafanın derdi başka; bunlar, din, diyanet, dindar, imam, müftü gibi dini terminolojide yer alan bir kelime görüp duyduklarında cin çarpmışa dönüyorlar!

Bu kafa milletin değerlerinden öylesine habersiz ve onlara öylesine ters ki milletin büyük çoğunluğunun evlenirken belediye kaydından sonra ayrıca gidip dini nikâh kıydırdığını bile bilmiyor.Sözde bilenleri de ona imam nikâhı diyor!

İmam nikâhı değil, dini nikâh o; dini nikâhı imamın kıyabileceği gibi, herhangi bir Müslüman da kıyabilir. Yani onun adı dini nikâhtır. Bunun da kendine göre şartları vardır.

Belediye başkanları ile müftülerin kıyacakları resmi nikâhların birbirlerinden farkı yoktur; ikisi de resmidir, ikisi de devlet memurudur ve ikisinin de kıydığı nikâh devlet nikâhıdır. Bu vesile ile bu kanunun Yüce Türk Milletine hayırlar getirmesini diliyor, katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Bu arada Avrupa temsilcimiz Beşiktaş’ımızı kutluyorum. Başarılarının artarak devamını diliyorum.