Hava Durumu

Park alanı ve yollara Kolej konmuş !

Nilüfer Özlüce Mahallesi’ndeki ..Koleji’nin kullandığı alanın, iki ayrı bölümünde yeşil alan ve park olduğu aralardaki yollarında kolej arsasıymış gibi amaç dışı kullanıldığı iddia edildi. Yeşil alanların ticarete açılması ve birilerine rant sağlandığı iddialarının ayyuka çıktığı Nilüfer Bölgesi’nde bu kez,özel eğitim alanında haksız rekabete konu olduğu iddia edilen .. Koleji’nin kullandığı 1134 ada 3 nolu parsel ve etrafındaki yollar ile park alanları için yeşil alan işgali söylentileri gündeme oturdu.

Haber Giriş Tarihi: 18.03.2016 19:33
Haber Güncellenme Tarihi: 15.07.2016 14:15
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
Park alanı ve yollara Kolej konmuş !
İmar planları ve tapu kayıtlarına göre, söz konusu Şahinkaya Koleji’nin arsası toplam 8 bin 726 metre 69 santimetrekare. Kolejin fiilen kullandığı arsa alanı ise 19 bin 934 metre 45 santimetrekare. Bu genişleme nasıl olmuş? 9 bin 374 metre 06 santimetrelik alan iki ayrı yeşil alan ve park sahasından gelmiş. Bin 833 metre 70 santimetrelik alan ise iki ayrı yolun kolej arsasına dahil edilmesiyle kazanılmış.

Nilüfer ilçesinde yeni bir imar skandalı daha patlak verdi. Aslında bu olay, senelerdir biliniyormuş ama bazı kişilerin istekleri nedeniyle senelerdir göz ardı edilmiş.

Olay, eğitimde haksız rekabet tartışmalarının başlaması ve Paralel Yapı İddialarıyla ile ilgili olarak özel okulların arsa ve inşaat yapımlarıyla ilgili olarak yapılan değerlendirmeler sırasında bir kez daha ortaya çıkarılmış.

Aynı, Odunluk’taki Restaurant ile Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan Podyumpark olayına benzer bir imar ve hazine arsaları, yeşil alanların ticarete açılmasıyla ilgili iddialara göre uygulanan yöntemler burada da harfiyen uygulanmış.  Bu özel kolejin arsasını genişletilmesiyle ilgili iddialarda Paralal Yapı’nın kırmızı dosyasına girdiği söyleniyor.

Koleji, okul binası yapabilmek için Özlüce Mahallesi’nde 1134 ada 3 nolu parseli satın almış. Burasının alanı 8 bin 726 metre 69 santimetrekare. Proje ve ruhsatlar bu arsaya göre başlatılmış. Ama, arsanın, sağı solu park, parkla aralarında ise yol var. Yani, yeşil alanların ortasında bir vaha gibi olduğu benzetmesi var.

Koleji, kendi tapulu mülkü olan 8 bin 726 metre 69 santimetrelik alanın sağ Batı kesiminde bulunan 3 bin 475 metre 33 santimetrelik yeşil alan parkı ile bu park ile tapulu arsa arasında kalan yolun 868 metre 56 santimetrelik alanını arsasına dahil etmiş. Bu yetmemiş, hemen sol kesimde doğu kesimde yer alan yeşil alan ve parkın 5 bin 898 metre 73 santimetrekaresi ile, park ile tapulu mülk arasında kalan yolun da 965 metre 14 santimetre karelik alanını okul alanı imiş gibi kullanmaya başlamış.

Tabi, bu işi tek başına yapmamış. Nilüfer Belediyesi ilgilileri ile Kolej arasında park alanlarının tahsisine yönelik bir protokol yapılmış. İddialara göre, yollarla ilgili herhangi bir anlaşma yok. Zaten Belediyenin de park alanlarının böylesine ticari amaçlı kullanıma kiralanmasına yönelik bir yetkisinin olmadığı ileri sürülüyor.

Tabi, Nilüfer ilçesinde senelerdir bu sorun tartışılıyor. Belediyenin yetkisi olmamasına rağmen yeşil alanları ticarete açıp, kiraya vermesiyle ilgili bir sürü iddia ve şikayetler var. Bu şikayetleri değerlendirip kamu malını kamunun, halkın kullanmasını temin etmekle görevli olan görevlilerin de Nilüfer Belediyesi’nin yaptığı bu tür eylem ve protokollere sesini çıkarmayıp, adam kayırmacılığı yaptığı iddiaları bu kez çok ciddi olarak ortaya atıldı.

Hatta, Paralel Yapı ve özel okul ve kolejlerin hazine arsaları, kamu mallarını kullanıp kendilerine ticari çıkar elde ettikleri, özel okullar arasında haksız rekabete yol açtıklarına yönelik Türkiye genelinde yapılan araştırmalarda Bursa’dan bu inceleme giren okullardan bir tanesi de Özlüce’de benim de sizlere duyurusunu yaptığım ve iddiaları gündeme taşımaya çabaladığım Kolej olayı. Bu konu, Bursa adına bana göre sorunların çözümlenmeyişi, şikayetlerin dinlenmeyişi, kamu mallarının yeterince korunmayışı, isteyenin istediği gibi kitabına uydurup olayları kendi lehine çevirmesine yönelik olaylara kötü örnek olarak gösteriliyor.

Tabi bu durum Bursa adına, Bursa’yı yönetenler adına çok kötü bir imaj iddiası.

Senelerdir yeşil alan talanına göz yumanların, umarım bundan böyle yapılan şikayetlerle ilgili gerekli yasal işlemleri yapmaya başlamaları gerekiyor. Yoksa, aynı hamam aynı tas misali, yeşil alanı alıp, kolej arsasını genişletenlere de rastlarız. Hazine mallının üzerine AVM dikip, “her şey yasal” diye iddialarla kendilerini savunanlara da rastlarız.

Tabi, bu konuları gündeme getirmekteki bizim amacımız, özel eğitim kurumlarının çalışmasına engel olmak değil. Eğitim adına yapılan kamu mallarının işgal edilmesine karşı çıkmaktır. Kim olursa olsun, özel eğitim kurumları da yasalara göre birer ticarethanedir. Onlarında tıpkı rakipleri gibi hareket etmeleri zorunludur. 8 dönüm arsa alıp, arsasını yaklaşık 20 dönüme çıkarmak için gerek ideolojik sebepleri gerekse çeşitli kaynakları değerlendirdikleri iddia edilen özel eğitim kurumlarının, bu işleri nasıl yaptıklarına dair hesap vermeleri, yapılan işlem yasal ise diğer eğitim kurumlarına da aynı uygulamaların yapılıp yapılmadığının araştırılması gerekiyor.

Çünkü, bölge halkı bu durumdan rahatsız. Yaptıkları şikayetleri incelemeye bile almayan kamu görevlilerinden bile rahatsızlar. Ortada yasal olmayan işler yapıldığına dair iddialar var. Bana göre bütün bu iddiaların enine boyuna araştırılması gerekiyor. Eğer, iddialar asılsız ise, “bu iş doğru yapılmış” denir. Doğru çıkar ise, yapanın yaptığının yancına kar kalmaması için, ibreti alem için cezalandırılması gerekir.

…………

 

Fidanlar sökülüp

Koleje arsa olmuş

 

Yeşili koruduğu söylenilen Nilüfer Belediyesinin bu uygulaması çok tartışılacak. Belediye, Koleji arsasının genişletilmesi için Şehitler ve Gaziler Ormanı için dikilen fidanları, teker teker sökmüş.

 

Yollar kapatılıyor

Kolejin kullandığı alanın genişletilmesi adına, yeşil alan ve parkların protokol ile yılda bin TL gibi komik bir rakamla kiralanmasının ortaya çıkmasının ardından, mahalle halkı, park ile okul arasında kalan yolun bahçe duvarları içine alındığını iddia ediyor. Bu yetmemiş, birde okulun servis araçları için normal vatandaşın kullandığı yollarda trafiğe kapatılıp, geçiş engelleniyormuş.

 

Mahalle baskısı

.. Koleji ile Altınşehir Koleji’nin arsalarını genişletmek için yeşil alan ve parkları ve park ile arsa arasında kalan yolları kendi arsasıymış gibi kullanması adliyelik olmuş. Ama, daha çok CHP üyesi olan bazı mahalle sakinleri, bu olayın üzerinin kapatılması için şikayet edenlere karşı mahalle baskısı uygulamaya başlamış. Gazetede bu olaylar yayınlanınca baskılar daha da artmış.  

……..

Nilüfer’deki özel .. Kolej ile Altınşehir Koleji’nin arsaları genişletme adına yeşil alan ve semt parklarını kullandıklarının ortaya çıkması, beraberinde yeni bir yeşil alan talanı iddiasını ortayla çıkardı.

Nilüfer Belediyesi, mahalle seçimler öncesinde, Şehit, Gazi, Dul ve yetiklerin yanında olduklarını ifade etmek amacıyla, Özlüce Mahallesi’nde bulunan 5 bin 898 metre 73 santimetrekarelik park alanını “Şehitler ve Gaziler Ormanı” yapmış. Bu nedenle tören düzenlenip, fidanlar dikilmiş.  Ülkemizin korunması, vatanın birlik ve beraberliği için şehit düşenler, saygıyla yad edilmiş. Yaralanıp, gazi olanlara saygı gösterilmiş. Şehit, gazi ailelerine ise, “sizin de dikili bir fidanınız var. Üzerine tabelalar koyduk. Gelip, kontrol eder ve bakabilirsiniz” denilmiş.

Tabi, bu durum, şehit yakınları ve gaziler için sevinçle karşılanmış.

Sonrasında ise, bu park alanı yılda, senede tam bin liraya Şahinkaya’ya kiraya verilmek istenmiş. İddialara göre, havaların soğuması, kar yağışının başlamasıyla birlikte Şehit ve Gaziler Ormanı’ndaki tabelalar birer, ikişer sökülmeye başlanmış. Bu işlem 2015 ocak ayında yapılmış. Sonra, mart ayı geldiğinde ise, fidanların birer ikişer sökülmekte olduğu gözlenmiş. Nisan ayında ise, Şehit ve Gaziler Ormanı yerini, özel  Koleji’in arsasına eklenecek güzel bir park haline gelmiş. Ekleme ile ilgili protokolün yapıldığı tarih 2015 haziran ayı. Ama, inşaat daha önceleri yapılmış. Bahçe duvarları ve düzenlemeler daha önceleri halledilmiş.

Sözün özü, göz göre göre, Şehit ve Gaziler Ormanı, özel okula arsa yapılmış.

Birde sıkıntının başka örnekleri var. Park alanları ve park alanı ile okul arsası arasındaki yollar zaten yetkili veya etkili olmayan protokoller ile işgal edilmiş gibi okulun bahçesine dahil edilmiş. Okul buraları kullanıyor. Birde, bu yolların haricinde, okulu çevreleyen yollar var. Buraları da okulun servis minibüsleri ve araçlarına park yapılmış. İddialara göre, Vatandaş yoldan gelip geçemiyor.  Okulun güvenlik görevlileri, yolu kapatıyorlar. Halkın kullanımına engel oluyorlar.

Vatandaşlar, olayı polise şikayet etmeleri halinde, polis gelip yolu açıyormuş. Sonrasında ise Nilüfer Belediyesi, yolda öğrencilerin inip binmeleri için bu yolların geçici olarak trafiğe kapatılmasına yönelik yasa bulunduğu iddia ederek, şikayetlerin yaptığı başvuruları hep geri çeviriyormuş.

Asıl önemli iddialar ise, mahalle baskısı.

Nilüfer Belediyesi’nin CHP’ye mensup Bursa’daki muhalif bir belediye olduğu, başkan ve yöneticilerin halk tarafından çok sevildiği, böylesine yeşil alan işgali veya parkların ticarethaneye döndürülmesine yönelik pek çok örnek olmasına rağmen, medyanın bile koruma kaklını nedeniyle halkın bu olayları bilmediğini öne sürerek, olaylarla ilgili şikayetçi olanların, şikayetlerinden vaz geçmeleri istendiği yolunda iddialar var.

Park ve çocuk oyun alanları, hatta yolları ellerinden alınıp, özel ticarethaneye, okula koleje arsa gibi kullandırılan vatandaşlar ise, zaten geçmişte eylem yaptıklarını ve şikayetlerine devam edeceklerini söylüyorlar. Hatta, parklardan bir tanesinin ayrıldığı sitenin yönetimi, mahalledeki sorunun çözümü için Nilüfer Belediyesi’nden kendilerine elçi geldiğini ve davadan vaz geçmeleri istendiğini söylenmiş. Tabi, site sakinlerinden pek çoğu bu isteme karşı çıkmışlar. Hatta, genel kurul toplanmış. Genel kurulda, Nilüfer Belediyesi’nin elçinin istemleri konuşulmuş. Ama, yapılan oylamada çevreci geçinen belediyeden çevre katliamı yapıldığı iddiasıyla nerede ise dörtte üç oranlı davaya devam kararı çıkmış.

Belediye yönetimi, bu kez ideolojik görüşleri devreye sokmuş. Mahallede sol görüşlü ve CHP’li olarak bilinen bazı vatandaşlar da gazetemizde Altınşehir ve .. Kolejleri ile ilgili yazılardan sonra, “başkanımız güç durumda kalıyor” bahanesiyle, şikayetlerin son bulmasını istedikleri kulağıma geldi.

Benim, naçizane belediye yönetimine Betmatik bir tavsiyem var. Yeşil alanları başkalarına verip, şikayet edenlerin, karşı çıkanların, yargıya başvuranların seslerini kısıp, susturma yerine, buraları halkın kullanımına sunmanız daha doğru değil midir?

Halkın malı, kamunun malı neden vatandaşın hizmetinde değil de parası pulu olan, sermayesi olan, kendisine ticari kazanç sağlama niyetinde olanların kullanımına sunuluyor? Sonrada, halka “susun, ses çıkarmayın” deniliyor.

Bizim cevabını aradığımız soru bu…. Yeşil alanlar ne için ne amaçla ve kimin çıkarına hizmet edilme adına ticarethane yapılıyor. Bu memleketin parka hiç mi ihtiyacı yok? O halde, İmar Kanununu çıkaranlar, neden belli ölçüde park yeri ayrılmasını zorunlu kılmışlar?

……………….

 

Minareyi çalan,

 kılıfını hazırlar

 

Bu hafta gazetemizde Nilüfer Belediyesi ile ..Kolej ve Altınşehir Kolejleri arasında yapılan protokollerle, yeşil alanların nasıl kolej arsasına dönüştürüldüğüne yönelik iddiaları, belgeleriyle siz değerli okurlarımız ve Bursa kamuoyu ile paylaştık.

Ortaya, Şehit ve Gaziler için yapılan bir ormanın yok edilmesiyle ilgili ilginç detaylar çıktı. Tabi, konuyla ilgili ön inceleme ve soruşturmalar başladı.

Ben, bugün sizlere, geçen ay yazdığımız Podyumpark olayı ile ilgili gelişmeleri anlatmak isterim. Gazetemizde haberlerin, yazıların ve belgelerin, iddialarla beraber yayınlanıp, konuyla ilgili detaylı bilgilerin yer alması üzerine ön inceleme başlatıldı. Tabi, bu ön incele devam ediyor.

Podyumpark arazisi bir hazine arsası. Buraya yapılan imar planlarında ise yeşil alan gözüküyor. Yeşil alana, yapılan inşaatların nerede ise arsanın yüzde 80’ine denk gelmesiyle ilgili ilginç detaylandırmalar sunulmuş.

Birincisi, arsadaki inşaat metrekaresinin artırılmasına yönelik bir imar oyunu iddiası. Arsanın üç ayrı yola cephesi var. Doğu tarafı Gazi Caddesi’ne. Kuzey tarafı ise Nilüferhatun Caddesi’ne cephe. En uzun cephesi Nilüferhatun Caddesinde yer alıyor. Ama, bu caddenin durumu bayır halinde. Caddenin başladığı, arsasında sınırları sayılan Starpark alanı sıfır sayılırsa, hesaplamalar belki hatalı olabilir ama detaylı inceleme zaten yapılıyor. Gazi caddesi arasındaki kod farkı ile arasında yaklaşık 10 metre fark var. Bu farkın kullanımı ise, arsanın en uzun cephesinin bulunduğu yoldaki ortalama kod alınarak inşaat ve imalat hesapları yapılıyor. 3 bin 194 sayılı İmar Kanunu böyle.

Birde plana bir not eklenmiş. Nilüfer Belediye meclisi arsanın imar planında değişiklik yaparken, zemin kodu altında kalan inşaat ve imalatların arsadaki inşaat yapım iznine tabi olmadığını yazmış. Yani, bodrum katları kazıp, oralarda kendinize işyeri ve dükkan yapacaksınız ama, bunlar arsadaki inşaat izni metrekaresinden tutulmayacak.

İddialara göre, kanuna karşı bir düzenleme var.

Tabi, olayın soruşturması, iddialara göre Paralel Yapı dosyasında yer alması nedeniyle çok hassas yapılıyor. Vukuat başka.

Belediye görevlileri de kendilerini kurtarma adına, önce arsanın kodunun alındığı adresi Gazi Caddesi olarak göstermişler. Yani, en yüksek tabaka kod alındığı için alt zeminde yapılan bütün katlar inşaat metrekaresinin hesaplanmasına dahil edilmemiş. Atalarımızın söylediği gibi, hani “Minareye göz diken kılıfını hazırlar” misali bir eylem olmuş bu arsada.

Konu teknik. Yasalara karşı yapılan bir uygulama iddiası var. Belediye, kendisini bu işin içinden sıyırmak ve kurtarma adına, plan notlarıyla arsanın kod seviyesini bahane ederek, “biz yanlış iş yapmadık” iddiasında bulunuyor. Çünkü, planı değiştiren ve plana o notları ekleyen Belediye.

Teknik inceleme sırasında ise, hatalı kod verildiği ortaya çıkarılmış. Tabi, iddia böyle. Çünkü, İmar Kanunu, arsanın en büyük cephesinin ortalama kodunun alınmasını emrediyor. Buna rağmen, en yüksek Gazi Caddesi kodun uygulamaya alındığı bahanesiyle, konunun hasır altı edilmek istendiğine dair kuvvetli şüpheler olduğu tarafıma bildirildi.

Gerekli incelemeyi yapanların tabi bu konuda bilgili ve dikkatli olması gerekiyor. Çünkü, Kanuna karşı bir uygulama iddiası söz konusu. Eğer, bu uygulamanın üzeri kapatılırsa, Podyumpark Dosyasının da işlemden düşürüleceğine inanan bazı kişiler, ön inceleme yapanlara bu konuyu üzerine basarak anlatmışlar.

Bakalım neler olacak?

Bir tarafta tüyü bitmemiş yetim hakkı olan hazine arsası. Diğer tarafta olaylardan habersiz yatırımcılar, bir tarafta ise, park yapılacağı iddiasıyla arsayı kiralayıp, AVM ve ticarethane yapılması için imar oyunlarıyla inşaatları metrekareleri artırdığı, hatta, proje çiziminden inşaat yapımına kadar belediye görevlilerinin yakınlarına iş sağlandığı iddiaları gündemde.

Bakalım neler olacak?

Önümüzdeki günlerde Podyumpark ile ilgili bir başka ayrıntıyı daha sizlerle paylaşacağım. Çok ilginç bir detay…



SİYASETLE  TİCARET BİRBİRİNE KARIŞMIŞ

 

Garip ilişkiler yumağı çözülmeye başladı. Senelerdir CHP’nin kalesi olan ve “Yıkılamayan Başkan” olarak ismi yazılan CHP’li Mustafa Bozbey ile, iktidar AK Parti teşkilatları arasındaki ilişkiler ortaya atılan pek çok iddia ilegün yüzüne çıkmaya başladı.

Dünkü yazımda, “Nilüfer’de Çirkin Oyun” başlığı altında bir takım olayların nasıl planlandığını, hatta Gümüştepe Mahallesi’nde tarım alanlarının AK Parti teşkilat yöneticisi, şu anda da Nilüfer ilçe Başkanı olan Celil Çolak ve onun firması/ şirketine verilerek imara açıldığına dair iddiaları gündeme taşıdım. Bu olay, çorap söküğünün ilk ilmekleri oldu.

Bu konu, AK Parti Genel Merkezinde bilindiğine dair bilgiler verildi bana. Hatta, “AK Parti Nilüfer’de seçimi neden kaybediyor?” sorusunun cevapları bulunan dosyaya da konulmuş. İlçe Başkanı Celil Çolak’ın Nilüfer Belediyesi’nden iş ve ihale aldığı, bu nedenle de yeterli muhalefet görevini yerine getirmediği zaten bilinen bir gerçekmiş. Tabi, bu iddiaları konuşanların pek çoğu hala AK Parti’nin yönetim kademelerinde görev yapıyorlar.

Ortaya atılan son iddia ise epey toz kaldıracak cinsten.

Söylentilere göre;  Nilüfer ilçesinin CHP’li belediye başkanı ve yönetimi, ilçedeki bazı önemli yatırımlarda, özellikle de yeşil alanların üzerine konulan ve AVM içerikli yapılarda Celil Çolak’ın proje çizmesi, harita sorumluluğunu üstlenmesi gibi işler için aracılık yapıldı. Yapılmaya devam ediyor. Özellikle, ilçedeki Yeşil Alan Talanı ve Hazine arsalarının talanı olarak nitelendirilen başta Podyumpark ve benzeri projelerde, olaylarındaCelil Çolak’ın imzalarının bulunması da bu işe tuz biber ekmiş.

Nilüfer ilçesinde AK Parti ile CHP arasındaki bazı çıkar ilişkilerinden senelerdir söz ediliyor. Özellikle bölgede iş ve inşaat yapan müteahhitlerin CHP’li başkan Mustafa Bozbey ve ekibine şirin gözükme adına, projelerini CHP’li belediye meclis üyesi ve Belediye Başkan Yardımcısı Turgay Erdem ile iş ortağı olan İldam Bozbey’e çizdirmeleride dikkat çeken bir başka husus. Nilüfer ilçesindeki inşaatlarda proje çizme rekoru bu ekipte bulunuyormuş. Mimarlar Odası kayıtlarının bu nedenle incelenmesinde fayda var.

Nilüfer ilçesindeki bu iş birlikteliği üzerine, AK Parti Genel Merkezi “siyasetle ticaret birbirine girmiş” şeklinde yorumlama yapılmış. Hatta, bu konunun çözümü istenmiş. Bazı parti yöneticileri, “ya siyaset ya ticaret, seçim yapılmalı” diye ikazlarda bulunmuşlar. Hatta, Nilüfer Belediyesi’nin bazı uygulamalarına yönelik olarak ilçe teşkilatlarından da muhalefet görevinin yerine getirilmesi ve kamuoyuna bu tür olayların açıklanması ve takip edilmesi istenmiş.

Bugüne kadar da bu olaylarla ilgili olarak ilçe teşkilatının adım atmadığı iddiaları ve olaylarla ilgili herhangi bir gelişme kayıt edilmemesi de teşkilatlarda sıkıntı yaratmış.  

AK Parti’de birde milletvekili seçimleriyle mahalli seçimler arasında ve sürekli tekrarlanan bir şekilde, hani,inadına yapılmış gibi yaklaşık yüzde 7 oranlı oy kaybının da gözle görülür bir şekilde seçim sonuçlarına yansıması da, AK Parti Nilüfer teşkilatları arasında CHP ile işbirliği yapanların bulunduğuna dair ip uçları verdiğikanısı ve iddiaları konuşulmaya başlanmış.

Köşe yazısı üzerine, arayan bazı AK Parti’li arkadaşlar ile muhalefete mensup CHP’li arkadaşlarım da aynı sıkıntılardan kendilerinden rahatsız olduklarını dile getirdiler. Belediye başkanı Mustafa Bozbey ile AK Partili pek çok teşkilat mensubu ve işadamı / müteahhit arasında iş ve çıkar ilişkileri iddialarını tekrarlayan bazı okurlarım ise, “bu işler zaten senelerdir biniliyor. Her iki tarafta birbirlerine zarar vermeme konusunda,  sanki aralarında anlaşma varmış gibi hareket ediyor. AK Parti Belediyeye muhalefet etmiyor. Etmek istemiyor. Belediye yönetimi de AK Partili müteahhitlerin isteklerini yerine getiriyor. Böylece her iki tarafta memnun. Eğer Nilüfer’i AK Partili belediye kazanmış olsa, yeni yerleşim ve rant bölgesi olan bu ilçedeki müteahhitlerin pek çok isteği,  AK Parti ilkelerine uygun olmadığı gerekçesiyle kabul görmeyeceği için de AK Partili rant guruplarının da mahalli seçimlerde oylarını CHP’ye verdiklerini artık bilmeyen yok. Çünkü, seçim sonuçları bütün bunları açık ve seçik olarak ortaya koyuyor” şeklinde yorumlar yaptılar.

Bu arada, Nilüfer Belediyesi ile ilgili olarak ortaya atılan pek çok iddia ile ilgili de kamu yönetimlerince ne soruşturma başlatıldığı ne de inceleme başlatıldığına dair bilgiler gelmiyor. Bu olaylar üzerine AK Partili bazı kişilerin devreye girdikleri ve kamu görevlileri üzerine baskı yaptıklarına dair iddialar mevcut. Ama, bu iddiaların belgelendirilmesine sıra geldiğinde ise son yapılan gazete haberlerinin ihbar kabul edilip mahalli idareler tarafından soruşturma başlanılmamasını örnek gösteriyorlar.

Bir başka iddia ise, yine planlama çalışmasıyla ilgili.

Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yaklaşık 8 yıldır üzerinde çalıştığı ve “hayalimin projesi” diye ortaya attığı önce ismi Dubai Kent olan, sonra Prestijli Yapı Merkezi olan, en sonunda ise orta gelirlilere hitap edeceği söylenilen “Ekokent” halk arasındaki ismiyle Ekorant projesinin Büyükşehir Belediye tarafından 4 kez veto edilmesine dikkat çekiliyor. Bu projenin gerçekleştirilmesini isteyenlerin ve aralarında AK Parti teşkilatmensuplarından bazı isimlerin de bulunduğu müteahhit kesiminin, belediye ile işbirliği içinde projeyi beldeler halinde böldükleri ve Hasanağa Bölümü’nün de AK Partili bir teşkilat başkanına verildiğini iddia ettiler.

Tabi, bütün bunlar resmi belgelerle ispatlanması mümkün olaylar.

Bizler, tarafsız ve herkese söz hakkı tanınması gerektiğine inanan bir yayın gurubu olarak, kösemde ismi geçenlerin, olayla ilgili bilgisi, görksüsü olanların her türlü açıklamalarını da bu köşeden sizlere iletmeye hazırız.

Şunu şimdiden söylemem mümkün, AK Parti’de kazan kaynamaya başladı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.