BUSİAD'ın düzenlediği 10. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu ve 4. Yenileşim
Ödülü Podyum Davet’te yoğun bir kaılımla gerçekleştirildi.
Haber Giriş Tarihi: 06.12.2019 11:48
Haber Güncellenme Tarihi: 06.12.2019 11:48
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu
tarafından düzenlenen ve bu yıl “ Yarına Yolculuk” temasıyla düzenlenen 10. Yenilikçilik ve
Yaratıcılık Sempozyumu’nun açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun
Hadi Türkay, “BUSİAD olarak en önemli görevlerimizden biri, öncelikle üyelerimizi ve Bursa iş
dünyasını gelişmelerden haberdar etmek. Kamuoyunda farkındalık yaratmak. Bugün değerli
konuşmacılarımız ile yenileşim ve yaratıcılık dünyasında gezintiye çıkıp sizleri geleceğe
ilişkin biraz daha fazla düşünmeye zorlayacağız” dedi. İş dünyası olarak üretim konusunda
üstlerine düşeni yaptıklarını ifade eden Türkay, şunları kaydetti:
“Ama hedeflerimizin gerisindeyiz. Hedefe ulaşmak için karar vericilerin, bizlerin iş
yapabilmesini kolaylaştırmak amacıyla alt yapıyı, çağımızın gerektirdiği düzeylere getirmesi
gerekir. Zaten bunlar da bir devletin asli görevleri arasındadır. Bunlar, eğitim, hukuk,
özgürlük, iletişim altyapısı gibi konulardır. Aydınlatıcı ve ufuk açıcı bir toplantı olmasını
dilerim. “
“KOMADAKİ ÜNİVERSİTEYİ NORMAL ODAYA ALDIK...”
Türkay’ın ardından konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz
ise, öğrenci dostu üniversite misyonuyla göreve geldiğini kaydederek, “Üniversitenin ürettiğini
toplumla paylaşma noktasında, sanayi üniversite işbirliği konusunda iddialı olduğunuzu ifade
etmiştim. Aldığımız sonuçlar aşkımızı kamçılıyor” dedi.
Prof. Dr. Kılavuz, şöyle devam etti:
“Komaya girmek üzere olan bir üniversiteyi normal odaya aldık. Teknoloji transfer ofisi
mesela göreve geldiğimizde kapanmak üzereydi. 375 bin tl transfer edilerek bu hafta yoğun
bakımdan teknoloji transfer ofisini çıkardık. Canla başla çalışan bir ekip var orada. Tek amacı
üniversitenin itibarını yükseltmek. Sabancı'dan sonra 2. Sıradayız. TÜBİTAK'a kabul
ettirebilirsek eğer 1. Sıraya yerleşeceğiz. Bursa ve Türkiye için elini taşın altına koyan her
kesimle çalışmaya hazırız. Uludağ üniversitesinden bir garip geldi geçti dedirteceğiz.
Yenilikçiliğin yolu üniversiteden geçiyor herkes bunun farkında olmalıdır. BUSİAD'a teşekkür
ederim.”
“YÖNÜMÜZÜ TURİZME DÖNMEK ZORUNDAYIZ...”
Bursa Büyükşehir Başkanı Alinur Aktaş da açılış konuşmasında, “Bursa, ezber bozan bir
şehir. Yenilikçilik ve yaratıcılığa en çok bizim ihtiyacımız var. Doğru planlamak adına. Sadece
imarla olmaz yönümüzü turizme dönmek zorundayız. Nitelikli sanayi ve turizm potansiyelinin
artırılmasıyla kalkınırız. Güçlü bir rekabet çerçevesinde ayakta kalmanın tek yolu
yenilikçiliktir. Yeni üniversiteler açmaktan çok kalite kısmı çok önemli. Üniversitede de ticaret
ve sanayide de yenilikçiliği artırmamız mümkün. Sözlerimi dün dünde kaldı cancağazım, artık
yeni şeyler yapmak lazım diyerek bitirmek istiyorum” dedi.
“DERDİMİZ OLMALI...”
Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun ilk bölümünde Serdar Kuzuloğlu bir sunum
gerçekleştirdi. Kuzuloğlu, konuşmasına “derdim bana derman imiş” alıntısı ile başladı.
Kuzuloğlu, “Her şey yolunda gitsin istiyoruz. Böyle olunca yenilikçilik ve yaratıcılık doğmuyor.
Yokluktan, kıtlıktan ve çaresizlikten doğuyor. Her şey çok yolundaysa bir yerlerde sorun var
demektir” diye konuştu. Kuzuloğlu, oldukça hareketli geçen sunumunda farklı örnekleri
kronolojik olarak aktardıktan sonra, dönüşüm herzaman zorlu anlara denk geldiğini ifade etti.
Kuzuloğlu sunumunu şöyle tamamladı:
“Geleceğe dair çıkarımlar yaparken fütürizm yapılır. Dünyanın ikinci zengin insanı Jeff Bezos,
“ben 10 yıl sonra neyin değişeceğine bakarak değil, neyin değişmeyeceğine bakarak
başarımı kazandım” diyor. Ne kadar geriye bakarsanız o kadar geleceği görebiliyorsunuz.
Çin kağıdı, pusulayı, barutu icat etmiş. Ama niye yapmış, havai fişek yapmışlar. Batı ne
yapmış, fikrini, felsefesini yaymış.
“KÜLTÜR ŞART...”
Kültürü farklı. Yani yenilikçilik yaratıcılıkta mesele kültür. Eğer kültür varsa tüm imkansızlık
içinde oluyor. Bütün mesele bu kültüre sahip olmakta. Niyet ettiğimiz şeylerle ilgili problem,
amaçlarımıza ulaşmak için kullandığımız araçlarla ilgili. Yarım anlaşılanlar kültürün, yarım
yaşananlar hayatın düşmanıdır.”
“TÜRKİYE’NİN ARTILARI EKSİLERİ...”
Sempozyumun ikinci bölümünde ise Finans uzmanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş konuştu. Prof.
Dr. Demirtaş, ekonomilerin en büyük sorununun bütçe açığı olduğunu ifade ederek
konuşmasına başladı. “Bütçe açığının olduğu yerde sorun eksik olmaz. Şirketlerde de
devletlerde de bütçe açığı büyük problemdir. Ailelerde de aynı şekilde sorun” diyen Demirtaş,
sorunun çözümüne ilişkin farklı yöntemlerin yanlışlarını da aktardı. Prof. Dr. Demirtaş,
Türkiye’nin ülke risk primlerinde sondan altıncı sırada olduğunu da ifade ederek, şunları
söyledi:
“Türkiye’nin kötü yönleri neler? Özel sektör borcu yüksek. Cari açık, enflasyon, hukuk sistemi
ve eğitim sistemi. İyi özellikleri neler? Genç nüfus, iş gücüne katılım oranının yüksek olması,
bölge ülkeleri arasında Türkiye kadar dinamik başka bir ülke yok. Lokasyon çok iyi, kamu
borcu düşük. Peki çözüm ne İyileri geliştir, kötüleri değiştir.”
Çin-ABD ticaret savaşında kısa vadede kazananın ABD olacağını da kaydeden Demirtaş,
Trump’ın aslında bir ticaret savaşı yapmadığını yapıyormuş gibi göründüğünü de kaydetti.
Ekonomilerin kısa süreli değerlendirilmemesi gerektiğini de kaydeden Demirtaş, uzun vadeli
bakıldığında yukarı doğru gidişin görülebileceğini de dile getirdi. Demirtaş, blockchain’in bir
devrim olduğunu ve geri dönüşün de mümkün olmadığını söyledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yenilikçilik Yaratıcılık Sempozyumu’na büyük ilgi
BUSİAD'ın düzenlediği 10. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu ve 4. Yenileşim Ödülü Podyum Davet’te yoğun bir kaılımla gerçekleştirildi.
yenilikçiliktir. Yeni üniversiteler açmaktan çok kalite kısmı çok önemli. Üniversitede de ticaret ve sanayide de yenilikçiliği artırmamız mümkün. Sözlerimi dün dünde kaldı cancağazım, artık yeni şeyler yapmak lazım diyerek bitirmek istiyorum” dedi. “DERDİMİZ OLMALI...” Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun ilk bölümünde Serdar Kuzuloğlu bir sunum gerçekleştirdi. Kuzuloğlu, konuşmasına “derdim bana derman imiş” alıntısı ile başladı. Kuzuloğlu, “Her şey yolunda gitsin istiyoruz. Böyle olunca yenilikçilik ve yaratıcılık doğmuyor. Yokluktan, kıtlıktan ve çaresizlikten doğuyor. Her şey çok yolundaysa bir yerlerde sorun var demektir” diye konuştu. Kuzuloğlu, oldukça hareketli geçen sunumunda farklı örnekleri kronolojik olarak aktardıktan sonra, dönüşüm herzaman zorlu anlara denk geldiğini ifade etti. Kuzuloğlu sunumunu şöyle tamamladı: “Geleceğe dair çıkarımlar yaparken fütürizm yapılır. Dünyanın ikinci zengin insanı Jeff Bezos, “ben 10 yıl sonra neyin değişeceğine bakarak değil, neyin değişmeyeceğine bakarak başarımı kazandım” diyor. Ne kadar geriye bakarsanız o kadar geleceği görebiliyorsunuz. Çin kağıdı, pusulayı, barutu icat etmiş. Ama niye yapmış, havai fişek yapmışlar. Batı ne yapmış, fikrini, felsefesini yaymış. “KÜLTÜR ŞART...” Kültürü farklı. Yani yenilikçilik yaratıcılıkta mesele kültür. Eğer kültür varsa tüm imkansızlık içinde oluyor. Bütün mesele bu kültüre sahip olmakta. Niyet ettiğimiz şeylerle ilgili problem, amaçlarımıza ulaşmak için kullandığımız araçlarla ilgili. Yarım anlaşılanlar kültürün, yarım yaşananlar hayatın düşmanıdır.” “TÜRKİYE’NİN ARTILARI EKSİLERİ...” Sempozyumun ikinci bölümünde ise Finans uzmanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş konuştu. Prof. Dr. Demirtaş, ekonomilerin en büyük sorununun bütçe açığı olduğunu ifade ederek konuşmasına başladı. “Bütçe açığının olduğu yerde sorun eksik olmaz. Şirketlerde de devletlerde de bütçe açığı büyük problemdir. Ailelerde de aynı şekilde sorun” diyen Demirtaş, sorunun çözümüne ilişkin farklı yöntemlerin yanlışlarını da aktardı. Prof. Dr. Demirtaş, Türkiye’nin ülke risk primlerinde sondan altıncı sırada olduğunu da ifade ederek, şunları söyledi: “Türkiye’nin kötü yönleri neler? Özel sektör borcu yüksek. Cari açık, enflasyon, hukuk sistemi ve eğitim sistemi. İyi özellikleri neler? Genç nüfus, iş gücüne katılım oranının yüksek olması, bölge ülkeleri arasında Türkiye kadar dinamik başka bir ülke yok. Lokasyon çok iyi, kamu borcu düşük. Peki çözüm ne İyileri geliştir, kötüleri değiştir.” Çin-ABD ticaret savaşında kısa vadede kazananın ABD olacağını da kaydeden Demirtaş, Trump’ın aslında bir ticaret savaşı yapmadığını yapıyormuş gibi göründüğünü de kaydetti. Ekonomilerin kısa süreli değerlendirilmemesi gerektiğini de kaydeden Demirtaş, uzun vadeli bakıldığında yukarı doğru gidişin görülebileceğini de dile getirdi. Demirtaş, blockchain’in bir devrim olduğunu ve geri dönüşün de mümkün olmadığını söyledi.
En Çok Okunan Haberler