Bursaspor’da başkan Ali Ay ve yönetici Hasan Parlakay; haklarında belgeleriyle yapılan haberler nedeniyle hukuktan tokat üzerine tokat yiyince rotayı Bursaspor Disiplin Kuruluna çevirdi. Haber sahibi yazarımız Adnan Alp’i kulüpten ihraç etmek amacıyla Disiplin Kuruluna sevk etti.
Haber Giriş Tarihi: 08.01.2019 21:22
Haber Güncellenme Tarihi: 08.01.2019 21:22
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
Hatırlanacağı üzere Bursaspor’da Ali Ay ve yedek üyesi aynı zamanda özel şirketindeki muhasebecisi Hasan Parlakay hakkında önce Le Guen transferinde menajerler Metin Korkmaz ve Özkan Doğan’ın resmiyetten uzak olarak kulübün 300 bin Euro’unun buharlaştırdığı ayrıca Hasan Parlakay’ın kulüp yöneticiliğine geldikten sonra 21 Adet gayrimenkul edindiği haberleri gündeme bomba gibi düşmüştü.
Bu haberler nedeniyle çılgına dönen Ali Ay ve Hasan Parlakay önce Le Guen haberinden sonra menajer Hüseyn Gedik’i işten kovmuş ve haberi yapan yazarımız Adnan Alp’i bir daha Özlüce İbrahim Yazıcı tesislerine girişini yasaklamıştı. Ardından kulüpte adı başkanın prensine kadar çıkan Hasan Parlakay’ın bir türlü edinme şeklini açıklayamadığı 21 tane tapu haberinin ardından Adnan Alp hakkında Savcılığa defalarca suç duyurusunda bulunulmuştu.
DİSİPLİN KURULUNA SEVK!
Her defasında şikayetler nedeniyle Cumhuriyet Savcılığından tokat gibi TAKİPSİZLİK KARARI alan Ali Ay ve Hasan Parlakay şu ana kadar haklarında çıkan haberlerdeki iddialardan ne kamu vicdanında ne hukuk önünde aklanamamışlardı. Hem haberlerdeki iddiaların aksini hem de nasıl olduğu konusunda camiaya hiçbir açıklama yapamayan Ay ve Parlakay; şimdide yazarımız Adnan Alp’i kulüp üyeliğinden ihraç etmek için 4 Aralık 2018 günü kulüp disiplin kuruluna sevk etmişler.
Yönetim kurulunun 123 nolu kararıyla Disiplin Kuruluna sevk edilen Adnan Alp, yeni tüzük gereği disiplin kurulu tarafından savunması alınmak zorunda. Disiplin kurulu başkanı Av. Özgen Karadayı tarafından Adnan Alp’e iletilen yazıyla; “Hasan Parlakay hakkında servetinin artışı haberi ve kulüp personeline taciz paylaşımın yanı sıra Parlakay’a “AY”I şeklinde hitap edildiği, servet artışının Ali Ay ile ilişkilendirilmesi ve yönetim üyelerinin de itham edildiği” suçlamasıyla ifadesi istenmiştir.
GENEL KURUL KARARI GEREKİYOR!
Disiplin Kurulunun tüzük gereği savunmasını istediği Adnan Alp, hakkındaki suçlamalara hemen yanıt vererek durumu disiplin kuruluna yazılı savunma olarak vermiştir. Hukuk önünde hiç bir şekilde hakkında suç unsuru bulunmayan Adnan Alp’in savunmasının ardından Disiplin Kurulu yapacağı incelemenin ardından kendi görüşünü belirterek yönetime bildirmek zorundadır.
Yönetim Kurulu ise disiplin kurulunun cevabından sonra iki ay içinde karar vermek zorundadır. Tüzük gereği yönetim 3 şekilde ceza verebiliyor. 1 Uyarı Cezası; 2 Üyeliği bir ay ile on iki ay arasında izleyici üyeliğe düşürme; 3 Üyeliğin kesin olarak sona erdirilmesi şeklinde olabiliyor. Fakat yönetim üyeliğin sona erdirme kararı alırsa bu kararını ilk genel kurulda gündeme alarak üyelerin oylamasına sunmak zorundadır. Genel Kurul kararı onaylamaz ise yönetimce verilen ceza geçerliliğini yitiriyor.
ŞİMDİYE KADAR HUKUKA AYKIRI CEZALAR!
Ali Ay ve Hasan Parlakay’ın yapılan haberler karşısında aldıkları karar ile vermek istedikleri cezalar şimdiye kadar hukuka uygun olmayan Karakuşi bir anlayışla tesislere girme yasağı gibi benzer cezalar ile Adnan Alp’i sindirmeye çalışmaktadır. ADNAN ALP'İN DİSİPLİN KURULUNA
SUNDUĞU SAVUNMA
Bursaspor Kulübü
Disiplin Kurulu Başkanlığına;
Kurulunuzun tarihsiz olarak mail yoluyla göndermiş olduğu savunma isteği yazınıza cevabımdır;
Bursaspor Kulübü 7287 nolu genel kurul üyesiyim aynı zamanda 141416 sayılı sarı basın kartı sahibi olarak Gazete Bursa isimli yerel medyada spor servisinde gazetecilik yapmaktayım. Hakkımda yönetim kurulunun şikâyeti konusunda yargıya da intikal ettiği için çok fazla detaylı bir açıklama yapma ihtiyacı hasıl olmuştur.
Mevcut başkan Ali Ay ve şu anda yedek üye olan Hasan Parlakay ile Ocak 2016 yılı itibarıyla tanışma fırsatı bulduk. Mayıs 2018 kongresine kadar geçen sürede üye veya gazeteci olarak sorunsuz bir iki yılı aşkın bir süre geçirdik.
Fakat son kongrenin hemen ardından Haziran 2018 ortalarında gelen bir ihbarı değerlendirdiğimde, eski teknik direktör Paul Le Guen’in transferi esnasında mantığın kabul etmediği bir çerçevede Le Guen’e verilen 300 bin Euro’luk senedin resmiyette hiçbir meşruluğu olmayan menajer Özkan Doğan ve Metin Korkmaz tarafından Aralık 2017’de kulüpten icra yoluyla tahsil edilmesi konusunu mesleğim gereği araştırarak kaleme aldım ve yayınladım.
Bu haber içeriği incelendiğinde hiçbir şekilde hiçbir kimseyi hırsızlık veya dolandırıcılıkla direkt olarak suçlanmadığı sadece belgelerle konuyu basın mensubu olarak gündeme taşıdım. Haberin yayınlanması Ramazan Bayramı arifesinde olduğu için bayram tatilinden sonraki ilk iş gününde başkan Ali Ay, transferin merkezinde olan kulüp menajeri Hüseyin Gedik’i hiçbir açıklama yapmadan işine son vermiştir.
Akabinde ise ertesi gün yani 20 Haziran’da Bursaspor TV’den aynı zamanda kulüp resmi internet sitesinden yaptığı açıklama ile yaptığım haberi sadece yalanlamakla yetinmiş ve şahsımı “yalancı, iftiracı, sözde gazeteci, ruh sağlığı bozuk insan..” gibi sözlerle suçlamış ve hakaret ettiği kulüp internet sitesi ve TV kayıtlarında sabittir.
Başkan Ali Ay aynı zamanda şahsımı yargıya şikayet ettiğini ve yargı önünde hesaplaşacaklarını söylese de; savcılığa yaptıkları suçlamalarda yapılan incelemelerde herhangi bir suç veya hakaret unsuru bulunmadığından TAKİPSİZLİK KARARI verilmiştir. Bu haber aynı zamanda ulusal meydanında dikkatini çekmiş çeşitli mecralarda yer almıştır. Lakin konu yönetim tarafından zaman aşımına bırakılmış ve gündemden düşerek üstü kapatılmıştır.
İlerleyen süreçte yine gelen bir ihbar üzerine mesleğimin gerektirdiği araştırmaları yaptığımda; Ocak 2016 da yedek yönetici olarak başkan Ali Ay’ın seçilmesiyle kulübe adım atan Hasan Parlakay aynı zamanda başkan Ali Ay’ın şahsi fabrikasında muhasebeci olduğunu işittik. Yedek yönetici olmasına rağmen bir anda başkanın sağ kolu olarak transferler dahil kulüp idaresinde çok ciddi söz sahibi olduğu kulüp içinden aldığımız bilgi ve izlenimler ile sabittir. Parlakay aynı zamanda kendisinin davranışlarından rahatsız olup istifa ettiği söylenen asil yöneticiler olması nedeniyle Haziran 2017 – Mayıs 2018 tarihleri arasında asil yöneticiliğe atanmasının yanı sıra Futbol Şube Sorumlusu yapılmıştır.
Son ihbar içeriğini araştırdığımda Ocak 2016 yılından bu yana yedek veya asil yöneticilik yapan Hasan Parlakay’ın son 3 yılda gayrimenkul sayısında %200 den fazla artış olduğunu ve Bursaspor ile yolu kesiştikten sonra (Ocak 2016) ise tam 21 tane tapu kaydının oluştuğu bilgisine ulaştım.
Bu süreçte kulüp gerçekten çok maliyetli ve camia içinde ÇÖP olarak işaret edilen yaklaşık 40 isabetsiz transfer nedeniyle ekonomik anlamda yaşadığı büyük bir krizin içine düştüğü gerçeği ortada iken Hasan Parlakay’ın bu süreçte 21 adet gayrimenkul tapusunun artması işimiz gereği doğal olarak araştırılmasına neden olmuştur.
Araştırmalar sonucunda toplamda 30 adet tapu bilgisini Ada, Pafta, Parsel numaraları ve edinme tarihlerine kadar yayınladım ve şunu da sordum “Nereden geliyor bu değirmenin suyu?”. Bu haberleri gazetecilik mesleği tekniğine uygun olarak çeşitli deyim ve atasözleri ile manşetleştirerek yayınladım.
Haberin manşetleri ve içeriği iyice okunduğunda yine kimseye direkt hırsızlık gibi kamu vicdanında yara açacak suçlamalarda bulunulmamış ve haber yazım tekniğine uygun olarak edebi bir dille yazılmıştır. Fakat Hasan Parlakay ve başkan Ali Ay ilk önce yine haberi yalan ve iftira olarak beni suçlamışlar fakat ardından özellikle Hasan Parlakay tüm bilgilerin doğru olduğunu açıklamışlardır.
Konu başkan ve Parlakay tarafından Avukat Yunus Egemenoğlu aracılığıyla savcılığa hakkımda iki defa suç duyurusu şeklinde yargıya intikal ettirilmiş ama her ikisinde de Cumhuriyet Savcılığı yaptığı incelemede ne yazım dilinde bir hakaret nede haberin gerçek dışı olduğu konusunda bir suç unsuruna rastlanmadığı için yine TAKİPSİZLİK KARARLARI vermişlerdir.
Yine aynı kanalla 7. Asliye Ceza Mahkemesine şahsım ve gazetem hakkında 50.000 TL bedelli maddi tazminat davası açarak ihtiyati tedbir ve haciz talebinde bulunulmuş ama yine aynı mahkeme tarafından RED edilmiştir.
Bu bilgiler ışığında Kulüp Bağımsız Denetleme Kuruluda konuya dahil olarak toplantı yapmış aldıkları kararın açıklamasından anlaşılacağı gibi benim haber içeriğinde sorduğum soruları bizzat Hasan Parlakay’a kendileri de sormuşlar ve cevap istemişlerdi. Maalesef bugün itibarıyla bu sorularına bir cevap geldiğini BDK Başkanı Yalçın Cambaz henüz açıklamadı.
Yaşanılan böyle bir süreçte özellikle Hasan Parlakay hakkında sosyal medyada onlarca suçlama olduğu gerçektir. Bende bunların bir kısmını (bilet yolsuzluğu, bayan personel tacizi vs.) gördüm ve yazılarımda iddia olarak da kullandım buda işimizin gereğidir.
Kaldı ki; kaynağı kendim olan ve belgelerini ortaya koyduğum haberlerimi bile İDDİA olarak yayınladım. Haberlerimin içeriğinde elbette gazeteciliğin getirdiği haberi renklendiren, okunması arttıran ve dikkat çekmesi için kişilik haklarını taciz etmeden çeşitli dil kullanmaktayız.
Yazınızda belirttiğiniz “AY”I sözcüğü kullanıldığı cümlenin içerisinde “Bal tutan parmağını yalar!” deyimine atıfta bulunulmuş “AY”I TUTMUŞ PARLAMIŞ! Şeklinde yazılmıştır ayrıca yazılım şekline bakarsanız hiçbir şekilde hakaret içeren (AYI) bir mana çıkmaz böyle bir mana çıkarmak alınganlıkla eşdeğerdir sadece.
Cevap istenen son konu ise Başkan Ali Ay’ın bahsi geçen mal varlığıyla ilişkilendirilmesi ve yönetim kurulu üyelerinin itham edilmesi şeklinde suçlama gerçekle alakası yoktur. Çünkü yine haberlerin içeriğinde Hasan Parlakay’ın normalde başkan Ali Ay’ın fabrikasında çalıştığı ve aylık gelirinin maksimum seviyede olsa dahi 21 adet tapu edinmesine yetecek mi? Şeklinde sorulmuş ve bu artıştan Ali Ay’ın bilgisi olup olmadığı haber içeriğinde sorulmuştur.
Yönetim kurulu üyelerinin ithamını anlamış değilim, sadece şunu sorduğumu hatırlıyorum; “Hasan Parlakay hakkında bu kadar çıkan iddialar karşısında nasıl oluyor da yönetim kurulu üyeleri; Parlakay’a istifa et git aklan gel demezler!” Yönetimlerin şeffaflığı ve vicdani sorumluluğunun gereği olduğunu savunmuştum. Fakat üyeler başkan yardımcısı Cem Öztürk tarafından yaptıkları açıklama ile beni yalancılıkla suçlayarak Hasan Parlakay’ı savunmalarına rağmen haberin doğruluğu ortaya çıktıktan açıklama yapmamaları da benim hatalı olmadığımı ortaya koymaktadır.
Ben her ne kadar gazetecilik mesleğini icra etsem de meslek gereği kulüp sevdalısı olmadığımı belirtmek isterim ve kulübün zarar gördüğünü hissettiğim anda Bursaspor’luluğum ön plana çıkar mesleki çıkarlarım sonradan gelir. Bu sebeple sadece spor ve Bursaspor üzerine çalıştığım için mesleğimi icra ederken kullandığım yazım dili her gazetecide olduğu gibi şahsıma özeldir.
Bu sebeple kurulunuzun da şahsıma yöneltilen suçlamalarda haberlerin tümünü okuyacağını ve haberin içinden cımbızla seçilip tek başına doğal olarak farklı mana çıkartılması detayını gözden kaçırmayacağını ümit ederim.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Ay, Şimdi de İhraç Etmek İstiyor!
Bursaspor’da başkan Ali Ay ve yönetici Hasan Parlakay; haklarında belgeleriyle yapılan haberler nedeniyle hukuktan tokat üzerine tokat yiyince rotayı Bursaspor Disiplin Kuruluna çevirdi. Haber sahibi yazarımız Adnan Alp’i kulüpten ihraç etmek amacıyla Disiplin Kuruluna sevk etti.
Bu haberler nedeniyle çılgına dönen Ali Ay ve Hasan Parlakay önce Le Guen haberinden sonra menajer Hüseyn Gedik’i işten kovmuş ve haberi yapan yazarımız Adnan Alp’i bir daha Özlüce İbrahim Yazıcı tesislerine girişini yasaklamıştı. Ardından kulüpte adı başkanın prensine kadar çıkan Hasan Parlakay’ın bir türlü edinme şeklini açıklayamadığı 21 tane tapu haberinin ardından Adnan Alp hakkında Savcılığa defalarca suç duyurusunda bulunulmuştu.
DİSİPLİN KURULUNA SEVK!
Her defasında şikayetler nedeniyle Cumhuriyet Savcılığından tokat gibi TAKİPSİZLİK KARARI alan Ali Ay ve Hasan Parlakay şu ana kadar haklarında çıkan haberlerdeki iddialardan ne kamu vicdanında ne hukuk önünde aklanamamışlardı. Hem haberlerdeki iddiaların aksini hem de nasıl olduğu konusunda camiaya hiçbir açıklama yapamayan Ay ve Parlakay; şimdide yazarımız Adnan Alp’i kulüp üyeliğinden ihraç etmek için 4 Aralık 2018 günü kulüp disiplin kuruluna sevk etmişler.
Yönetim kurulunun 123 nolu kararıyla Disiplin Kuruluna sevk edilen Adnan Alp, yeni tüzük gereği disiplin kurulu tarafından savunması alınmak zorunda. Disiplin kurulu başkanı Av. Özgen Karadayı tarafından Adnan Alp’e iletilen yazıyla; “Hasan Parlakay hakkında servetinin artışı haberi ve kulüp personeline taciz paylaşımın yanı sıra Parlakay’a “AY”I şeklinde hitap edildiği, servet artışının Ali Ay ile ilişkilendirilmesi ve yönetim üyelerinin de itham edildiği” suçlamasıyla ifadesi istenmiştir.
GENEL KURUL KARARI GEREKİYOR!
Disiplin Kurulunun tüzük gereği savunmasını istediği Adnan Alp, hakkındaki suçlamalara hemen yanıt vererek durumu disiplin kuruluna yazılı savunma olarak vermiştir. Hukuk önünde hiç bir şekilde hakkında suç unsuru bulunmayan Adnan Alp’in savunmasının ardından Disiplin Kurulu yapacağı incelemenin ardından kendi görüşünü belirterek yönetime bildirmek zorundadır.
Yönetim Kurulu ise disiplin kurulunun cevabından sonra iki ay içinde karar vermek zorundadır. Tüzük gereği yönetim 3 şekilde ceza verebiliyor. 1 Uyarı Cezası; 2 Üyeliği bir ay ile on iki ay arasında izleyici üyeliğe düşürme; 3 Üyeliğin kesin olarak sona erdirilmesi şeklinde olabiliyor. Fakat yönetim üyeliğin sona erdirme kararı alırsa bu kararını ilk genel kurulda gündeme alarak üyelerin oylamasına sunmak zorundadır. Genel Kurul kararı onaylamaz ise yönetimce verilen ceza geçerliliğini yitiriyor.
ŞİMDİYE KADAR HUKUKA AYKIRI CEZALAR!
Ali Ay ve Hasan Parlakay’ın yapılan haberler karşısında aldıkları karar ile vermek istedikleri cezalar şimdiye kadar hukuka uygun olmayan Karakuşi bir anlayışla tesislere girme yasağı gibi benzer cezalar ile Adnan Alp’i sindirmeye çalışmaktadır.
ADNAN ALP'İN DİSİPLİN KURULUNA
SUNDUĞU SAVUNMA
Bursaspor Kulübü
Disiplin Kurulu Başkanlığına;
Kurulunuzun tarihsiz olarak mail yoluyla göndermiş olduğu savunma isteği yazınıza cevabımdır;
Bursaspor Kulübü 7287 nolu genel kurul üyesiyim aynı zamanda 141416 sayılı sarı basın kartı sahibi olarak Gazete Bursa isimli yerel medyada spor servisinde gazetecilik yapmaktayım. Hakkımda yönetim kurulunun şikâyeti konusunda yargıya da intikal ettiği için çok fazla detaylı bir açıklama yapma ihtiyacı hasıl olmuştur.
Mevcut başkan Ali Ay ve şu anda yedek üye olan Hasan Parlakay ile Ocak 2016 yılı itibarıyla tanışma fırsatı bulduk. Mayıs 2018 kongresine kadar geçen sürede üye veya gazeteci olarak sorunsuz bir iki yılı aşkın bir süre geçirdik.
Fakat son kongrenin hemen ardından Haziran 2018 ortalarında gelen bir ihbarı değerlendirdiğimde, eski teknik direktör Paul Le Guen’in transferi esnasında mantığın kabul etmediği bir çerçevede Le Guen’e verilen 300 bin Euro’luk senedin resmiyette hiçbir meşruluğu olmayan menajer Özkan Doğan ve Metin Korkmaz tarafından Aralık 2017’de kulüpten icra yoluyla tahsil edilmesi konusunu mesleğim gereği araştırarak kaleme aldım ve yayınladım.
Bu haber içeriği incelendiğinde hiçbir şekilde hiçbir kimseyi hırsızlık veya dolandırıcılıkla direkt olarak suçlanmadığı sadece belgelerle konuyu basın mensubu olarak gündeme taşıdım. Haberin yayınlanması Ramazan Bayramı arifesinde olduğu için bayram tatilinden sonraki ilk iş gününde başkan Ali Ay, transferin merkezinde olan kulüp menajeri Hüseyin Gedik’i hiçbir açıklama yapmadan işine son vermiştir.
Akabinde ise ertesi gün yani 20 Haziran’da Bursaspor TV’den aynı zamanda kulüp resmi internet sitesinden yaptığı açıklama ile yaptığım haberi sadece yalanlamakla yetinmiş ve şahsımı “yalancı, iftiracı, sözde gazeteci, ruh sağlığı bozuk insan..” gibi sözlerle suçlamış ve hakaret ettiği kulüp internet sitesi ve TV kayıtlarında sabittir.
Başkan Ali Ay aynı zamanda şahsımı yargıya şikayet ettiğini ve yargı önünde hesaplaşacaklarını söylese de; savcılığa yaptıkları suçlamalarda yapılan incelemelerde herhangi bir suç veya hakaret unsuru bulunmadığından TAKİPSİZLİK KARARI verilmiştir. Bu haber aynı zamanda ulusal meydanında dikkatini çekmiş çeşitli mecralarda yer almıştır. Lakin konu yönetim tarafından zaman aşımına bırakılmış ve gündemden düşerek üstü kapatılmıştır.
İlerleyen süreçte yine gelen bir ihbar üzerine mesleğimin gerektirdiği araştırmaları yaptığımda; Ocak 2016 da yedek yönetici olarak başkan Ali Ay’ın seçilmesiyle kulübe adım atan Hasan Parlakay aynı zamanda başkan Ali Ay’ın şahsi fabrikasında muhasebeci olduğunu işittik. Yedek yönetici olmasına rağmen bir anda başkanın sağ kolu olarak transferler dahil kulüp idaresinde çok ciddi söz sahibi olduğu kulüp içinden aldığımız bilgi ve izlenimler ile sabittir. Parlakay aynı zamanda kendisinin davranışlarından rahatsız olup istifa ettiği söylenen asil yöneticiler olması nedeniyle Haziran 2017 – Mayıs 2018 tarihleri arasında asil yöneticiliğe atanmasının yanı sıra Futbol Şube Sorumlusu yapılmıştır.
Son ihbar içeriğini araştırdığımda Ocak 2016 yılından bu yana yedek veya asil yöneticilik yapan Hasan Parlakay’ın son 3 yılda gayrimenkul sayısında %200 den fazla artış olduğunu ve Bursaspor ile yolu kesiştikten sonra (Ocak 2016) ise tam 21 tane tapu kaydının oluştuğu bilgisine ulaştım.
Bu süreçte kulüp gerçekten çok maliyetli ve camia içinde ÇÖP olarak işaret edilen yaklaşık 40 isabetsiz transfer nedeniyle ekonomik anlamda yaşadığı büyük bir krizin içine düştüğü gerçeği ortada iken Hasan Parlakay’ın bu süreçte 21 adet gayrimenkul tapusunun artması işimiz gereği doğal olarak araştırılmasına neden olmuştur.
Araştırmalar sonucunda toplamda 30 adet tapu bilgisini Ada, Pafta, Parsel numaraları ve edinme tarihlerine kadar yayınladım ve şunu da sordum “Nereden geliyor bu değirmenin suyu?”. Bu haberleri gazetecilik mesleği tekniğine uygun olarak çeşitli deyim ve atasözleri ile manşetleştirerek yayınladım.
Haberin manşetleri ve içeriği iyice okunduğunda yine kimseye direkt hırsızlık gibi kamu vicdanında yara açacak suçlamalarda bulunulmamış ve haber yazım tekniğine uygun olarak edebi bir dille yazılmıştır. Fakat Hasan Parlakay ve başkan Ali Ay ilk önce yine haberi yalan ve iftira olarak beni suçlamışlar fakat ardından özellikle Hasan Parlakay tüm bilgilerin doğru olduğunu açıklamışlardır.
Konu başkan ve Parlakay tarafından Avukat Yunus Egemenoğlu aracılığıyla savcılığa hakkımda iki defa suç duyurusu şeklinde yargıya intikal ettirilmiş ama her ikisinde de Cumhuriyet Savcılığı yaptığı incelemede ne yazım dilinde bir hakaret nede haberin gerçek dışı olduğu konusunda bir suç unsuruna rastlanmadığı için yine TAKİPSİZLİK KARARLARI vermişlerdir.
Yine aynı kanalla 7. Asliye Ceza Mahkemesine şahsım ve gazetem hakkında 50.000 TL bedelli maddi tazminat davası açarak ihtiyati tedbir ve haciz talebinde bulunulmuş ama yine aynı mahkeme tarafından RED edilmiştir.
Bu bilgiler ışığında Kulüp Bağımsız Denetleme Kuruluda konuya dahil olarak toplantı yapmış aldıkları kararın açıklamasından anlaşılacağı gibi benim haber içeriğinde sorduğum soruları bizzat Hasan Parlakay’a kendileri de sormuşlar ve cevap istemişlerdi. Maalesef bugün itibarıyla bu sorularına bir cevap geldiğini BDK Başkanı Yalçın Cambaz henüz açıklamadı.
Yaşanılan böyle bir süreçte özellikle Hasan Parlakay hakkında sosyal medyada onlarca suçlama olduğu gerçektir. Bende bunların bir kısmını (bilet yolsuzluğu, bayan personel tacizi vs.) gördüm ve yazılarımda iddia olarak da kullandım buda işimizin gereğidir.
Kaldı ki; kaynağı kendim olan ve belgelerini ortaya koyduğum haberlerimi bile İDDİA olarak yayınladım. Haberlerimin içeriğinde elbette gazeteciliğin getirdiği haberi renklendiren, okunması arttıran ve dikkat çekmesi için kişilik haklarını taciz etmeden çeşitli dil kullanmaktayız.
Yazınızda belirttiğiniz “AY”I sözcüğü kullanıldığı cümlenin içerisinde “Bal tutan parmağını yalar!” deyimine atıfta bulunulmuş “AY”I TUTMUŞ PARLAMIŞ! Şeklinde yazılmıştır ayrıca yazılım şekline bakarsanız hiçbir şekilde hakaret içeren (AYI) bir mana çıkmaz böyle bir mana çıkarmak alınganlıkla eşdeğerdir sadece.
Cevap istenen son konu ise Başkan Ali Ay’ın bahsi geçen mal varlığıyla ilişkilendirilmesi ve yönetim kurulu üyelerinin itham edilmesi şeklinde suçlama gerçekle alakası yoktur. Çünkü yine haberlerin içeriğinde Hasan Parlakay’ın normalde başkan Ali Ay’ın fabrikasında çalıştığı ve aylık gelirinin maksimum seviyede olsa dahi 21 adet tapu edinmesine yetecek mi? Şeklinde sorulmuş ve bu artıştan Ali Ay’ın bilgisi olup olmadığı haber içeriğinde sorulmuştur.
Yönetim kurulu üyelerinin ithamını anlamış değilim, sadece şunu sorduğumu hatırlıyorum; “Hasan Parlakay hakkında bu kadar çıkan iddialar karşısında nasıl oluyor da yönetim kurulu üyeleri; Parlakay’a istifa et git aklan gel demezler!” Yönetimlerin şeffaflığı ve vicdani sorumluluğunun gereği olduğunu savunmuştum. Fakat üyeler başkan yardımcısı Cem Öztürk tarafından yaptıkları açıklama ile beni yalancılıkla suçlayarak Hasan Parlakay’ı savunmalarına rağmen haberin doğruluğu ortaya çıktıktan açıklama yapmamaları da benim hatalı olmadığımı ortaya koymaktadır.
Ben her ne kadar gazetecilik mesleğini icra etsem de meslek gereği kulüp sevdalısı olmadığımı belirtmek isterim ve kulübün zarar gördüğünü hissettiğim anda Bursaspor’luluğum ön plana çıkar mesleki çıkarlarım sonradan gelir. Bu sebeple sadece spor ve Bursaspor üzerine çalıştığım için mesleğimi icra ederken kullandığım yazım dili her gazetecide olduğu gibi şahsıma özeldir.
Bu sebeple kurulunuzun da şahsıma yöneltilen suçlamalarda haberlerin tümünü okuyacağını ve haberin içinden cımbızla seçilip tek başına doğal olarak farklı mana çıkartılması detayını gözden kaçırmayacağını ümit ederim.
Saygılarımla; Adnan ALP.
HABER: ADNAN ALP
En Çok Okunan Haberler