Hava Durumu

Cehaletle kim savaşabilir?

Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2020 18:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.01.2020 18:45
 

Her geçen gün oyuncak bebek gibi kurulup kamuoyuna sunulan birçok kişi bulunmaktadır. Bu kamuoyuna çıkan kişiler birilerin eli yanmasın diye kendilerini kullandırmaktadırlar. Bahsettiğim kişiler genelde Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş şekline, bazen de Türkiye Cumhuriyetine karşı oldukları için çeşitli yöntemler ve yollar bularak ilginç tartışmalar yaparak kamuoyuna çıkmaktadırlar. Ne yazık ki attıkları adımlarla, söyledikleri sözler ile Türkiye Cumhuriyeti’ne zarar vereceklerini düşünmektedirler ancak şimdiden söylemek gerekiyor ki yaptıkları her şey nafile…

Bugün bu kişilere Türkiye Cumhuriyeti kavramı ne demek olduğunu ve nasıl bir ülkede yaşadıklarını anlatabilmek için bu yazıyı yazıyorum. Anlamayanlarında kafalarına vurarak anlayacaklarını düşünüyorum. Bir süredir birçok kaynak okudum ve birçok kişi ile görüşmelerde bulundum. Vardığım sonuçları da en iyi şekilde sizlere ulaştırabilmek için bu yazıyı paylaşmayı uygun gördüm. Umarım sizde aynı kanatta olursunuz.

 

Arapça kökenli “cumhur=halk” kelimesi ile “iyet=ait” ekinin birleştirilmesiyle ortaya çıkan cumhuriyet sözcüğü, “halka ait” anlamına gelmektedir. Daha geniş anlamda ise;  halkın veya halkın vekaletine sahip kişilerin katılımıyla, başta devlet başkanı olmak üzere, devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir “yönetim biçim”idir.

Anayasamızın 1.maddesine göre, “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir”.

Ancak cumhuriyet adını verdiğimiz yönetim biçimi tek başına fazla bir anlam ifade etmez. Dünya’nın çeşitli ülkeleri birbirinden çok farklı cumhuriyet temelli yönetim biçimlerine sahiptir. Mesela, İran bir İslam cumhuriyetidir. Çin, sosyalist bir cumhuriyettir. ABD, federal bir cumhuriyettir. Peki, Türkiye nasıl bir cumhuriyettir?

Türkiye Cumhuriyeti ise; halkın kendi kendisini yönetmenin ötesinde, bireysel hak ve özgürlükleri ön plana çıkaran, toplumu oluşturan bireylerin refahı ve huzurunun en iyi şekilde sağlanmasını amaçlayan, toplumsal adalet ve barış ilkesine dayalı bir yaşam biçimidir.

Türkiye Cumhuriyeti yönetimi içinde birçok değeri taşımaktadır. Bu değerlerden birisi de laik olmasıdır.

Türkiye Cumhuriyetinin Laik olması kavramı sadece din ve devlet işlerinin ayrılması olarak bilinir. Hâlbuki devletin siyasi yapısını, hükümet ve idarenin işleyişini, toplumun yaşayışını düzenleyen kanun ve kuralları dini prensipler değil; bilimsel yaklaşımlar, toplumsal ihtiyaçlar ve hayatın gerçekleri tayin eder.

 Mustafa Kemal Atatürk’ün laiklik ile ilgili söylemleri de şöyledir.

“Laiklik yalnızca din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, İbadet ve din hürriyeti de demektir. Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir.”

Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet olduğu gibi aynı zamanda hukuk devletidir.

Cumhuriyet, demokrasi, laiklik ve hukukun tanımları ve uygulanış şekilleri bir evrensellik göstermemektedir. Bu kavramlar, toplumsal ölçekte ne yazık ki kendi içlerinde tutarsızlık göstermektedirler.

Ancak bugün hatırımızda tutmamız gereken en önemli nokta, insanı odak noktasına koyan, bireyin refahı ve huzurunu sağlayan cumhuriyeti, demokrasiyi, laikliği, hukuku inşa edebilmektir.

Bu bağlamda belki de hiçbirimizin gerçek manada göremediğimiz evrensel bir değerdir Atatürk’ün bizlere bıraktığı. Anayasamızın 2.maddesi;

Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı,

1-Demokratik

2-Laik

3-Sosyal

4-Hukuk

devletidir.

Devletler ister demokrasi ile ister laiklikle, ister başka bir şey ile ne ile yönetilirse yönetilsin, bireyin refahı ve huzurunu sağlayan bir devlet yapısı ile o toplum veya o ülke en gelişmiş ülkelerden biri olur. Bir çok az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdeki kaos ve gerilim, yönetim kademesindeki kişi veya grupların kendi çıkarlarını gözetme çabasından ortaya çıkmaktadır.

Toparlayacak olursak;

Türkiye Cumhuriyeti(Türk halkına ait olan),

Demokratik(halkın kendi kendini yönettiği),

Laik(dini ilkeleri devlet yönetimine karıştırmayan ancak bireyin hak ve özgürlüklerini de kısıtlamayan)

Sosyal,

Hukuk,

devletidir.

Türkiye Cumhuriyeti değerlerine tam anlamıyla sahip çıkmalıyız. Tartışmalarla sonuç alacağını sananlara nasıl maşa olduklarını göstermenin tek yolu da, devletimizin değer ve ilkelerine tam anlamıyla sahip çıkmamızla mümkün olacaktır. Türkiye Cumhuriyetini yüceltebilmek istiyorsak ve huzurlu, refah içinde yaşamak istiyorsak yapmamız gereken tek şey cehaleti her anlamda yenmemizdir.  Cehaleti yenmemizin yolu da okumaktan ve okuduğumuzu anlamaktan geçmektedir. Cehaletle kimler savaşabilir derseniz, bunun cevabını da siz veriniz?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.