Hava Durumu

Çocuğumuzun İç Dünyasının Kilidi

Yazının Giriş Tarihi: 21.03.2018 12:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.03.2018 12:43
 Çocuğumuzla iletişime geçerken, ondan yetişkin bir birey gibi konuşmasını bekliyoruz. Fakat çocuğumuzun iç dünyasının kilidini, ancak onunla oyun oynarken açabiliriz.

Çocuklarımıza, minyatür birer yetişkin gibi davranmamalıyız. Onlar bir yetişkinin düşüncelerine, inançlarına ve duygularına sahip değillerdir. Bir çocuk ve bir yetişkin arasında farklılıklar vardır.

Çocuklarımız; sosyal ve ekonomik statü, dil, din ve ırk ayırt etmeden arkadaşlık ederler. Arkadaş seçimlerinde, paylaşımlarının mutluluk vermesi ön plandadır.

Psikolojimizin sağlıklı olması “şimdi ve burada” yaşantımızla mümkündür. Çocuklarımız bol enerjilerini, “şimdi ve burada” ilkesini yerine getirerek harcarlar.

Nefes alma tekniklerini, doğdukları andan itibaren uygularlar. Yattıkları yerde, aldıkları nefes ile karınları yukarı kalkar ve nefeslerini verirken yavaş yavaş aşağıya iner.

Ne zordur, onlara tehlikeyi anlatmak ve sürekli tekrar etmek. Dünya’ da herhangi bir tehlikenin varlığını, adeta kabul etmek istemezler. Nesneleri ve canlıları koşulsuz kabul ederler.

İletişime girdiklerinde, göz teması kurarlar. Birine karşı önyargıya sahip değillerdir. Baktıkları gözlerin boşluğunu, korkusunu, sinirini, sevgisini, şefkatini veya otoritesini direk ayırt ederek nasıl harekete geçeceklerine anında karar verirler.

Onları değiştirmeye ve yönlendirmeye odaklanmayalım. Bizden daha iyi bildikleri konularda bırakalım değişmesinler. Fakat onları, hayatlarını idame ederken karşılaşacakları zorluklara hazırlamalıyız.

Onlar, büyüme ve gelişme evrelerini hızlı geçiren birer bireydir. Biyolojik, fiziksel, zihinsel ve duyuşsal alanlara, başarıyla ayak uydurabilmelerine destek vermek gerekir. Her biri; empatiyi, saygıyı, sevgiyi ve kabul görmeyi hak eder.

Çocuk kendini özgür ve özel hissettiği, cezalandırılmaktan korkmadığı ve belli sınırlar içinde her istediğini yapabildiği bir ortamda kendisi olabilir. Kendisini oyun oynayarak anlatabilir…

Oyun oynarken, çocuklarımıza yansıtma yapmalıyız. Davranışlarını ve duygularını, ona söylemeliyiz. Mesela, “Resminde bir insan çiziyorsun ve çizerken mutlusun” gibi…

Bir birey, öncelikle çekinmeden kendini ifade edebilmelidir. Hangi makamda ve konumda olursa olsun düşüncelerimizi söylemek, bir ihtiyaçtır. Çocuklarımıza yaptığımız yansıtma, davranışlarına ve duygularına verdiğimiz onaydır. Onaylandıkça çocuklarımız, yaptıklarında ve konuşmalarında rahatlayacaktır.

Oyun oynama paylaşımlarında kurdukları uyumlu ilişki, diğer ilişkilerine örnek teşkil edecektir. Arkadaşlarıyla da, uyumlu ilişki kurabileceklerdir.

Çocuklara yansıtma ile oyunun bir diğer faydası, kendilerine güven veren biriyle oyunlarını tamamlamalarıdır. Böylece günlük yaşamlarında, yeni fikirlerinin destekleneceğini öğrenirler. Faaliyetlerinde, başarıya ulaşacaklardır.

Güven duydukları bir ortamda, bizimle oyun oynamaları, birlikte verimli vakit geçirdiğimiz etkinliktir. Aile etkinlikleri, bir ömür onları yaptıkları işlerde cesaretlendirecektir.

Çocuklarımızla oyun dilini konuştuğumuzda, bize güvenli bağlanırlar. Farklı bir nesneye ya da kişiye bağlanmaya ihtiyaçları kalmaz. Zararlı alışkanlıklara yönelmezler.

Aslında yetişkinlerin de, kendilerine oyun oynama hakkı tanıması gerekir. Eğlenirken kendi kelimelerimizi, özgürce aydınlığa çıkarırız. Çocuklarımızın oyunlarına, biz de katılalım. Onlardan öğreneceklerimiz var… Bu açıdan baktığımızda, çocuklarımızın oyunlarına birer öğrenci gibi yaklaşabiliriz.

Dünya bir oyun yeriyse, sağlık ve mutluluk bizimledir.

Aile bağlarının güçlü ipine tutunan çocuklarımızla, sağlıklı ve mutluluk dolu günler dilerim…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.