Hava Durumu

DİKKAT! Kul hakkı yiyen var

Yazının Giriş Tarihi: 18.05.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.05.2019 00:00
Türkiye’de, hangi mekanda olursanız olun yada daha net bir örnekle ifade etmek gerekirse herhangi bir kahvehaneye gidin, yandaki masadan, ortalama bir vatandaşın şöyle dediğini duyabilirsiniz; “Ne demiş Cenab-ı Hak; “Kul hakkıyla karşıma gelme!”

Nerede demiş? Hangi ayette demiş? diye itiraz etmenize gerek yok, çünkü bu söz, tam da Kuran’ın ruhunun Müslüman halk muhayyilesinde yoğrularak dile gelmiş ifadesidir.

Kul hakkı, insanın can, mal, namus ve ahiret yaşamına dönük maneviyatı gibi dokunulmazlıklarına yönelik tecavüz ve haksızlıkların ortaya çıkardığı haktır. İnsanın kişisel haklarına yönelik her türlü tecavüz ve haksızlıklar haram yada mekruh fiillerdir. Bu sebeple günah kapsamındadır, cezası vardır. Kul hakkından doğan günahların ve cezaların Allah tarafından bağışlanması söz konusu değildir. Kul hakkı, ancak hak sahibi o kişiyi bağışlaması ile ortadan kalkabilir.

Ayetlerde sözü geçen, Allah'ın şirk haricindeki günahları affetmesi gibi ifadeler kul hakkını kapsamaz. Çünkü bizatihi kul hakkına tecavüz şirk kapsamındadır, kaynağı şirktir.

Bu konu Kuran-ı Kerimde o kadar çok bahsedilmiş ki; inanan ve Müslüman olan herkesin ilk başta dikkat edeceği en önemli konu olarak karşımıza çıkıyor.

Peki, yaşadığımız coğrafya Allah’ın “Kul hakkıyla karşıma gelmeyin” dediği konuda ne durumdayız? Bu soruyu eminim ki sizler net bir şekilde bilmektesiniz.

Ne yazık ki gördüğümü net bir şekilde söylemek gerekirse bulunduğum her ortamda kul hakkı yiyen birçok kişi bulunmakta ve bu kişiler insanları sömürmek yani zulüm yapmayı sürekli olarak devam ettirmektedirler. Sanki Allah’a şirk koşarak ölümsüzlüklerini ilan etmişçesine devam ettirmektedirler.

Bu durumlar olurken devletin kurumları mağduru koruması gerekirken ne yazık ki o kurumlarda kul hakkı yiyenin yanında yer alıyor. İşte bu noktada olup bitene asla hak vermemekteyim. Yazımın başında da belirttiğim gibi Kul hakkı, geniş bir kavramı bulunmaktadır. Ancak; kulun bedenine ve malına yapılan tecavüzler maddî hukuk, kalp ve ruhuna verilen zararlar ise mânevî hukuk olarak değerlendirilerek konuya bakmak gerekir.

Demek ki Allah, kendine karşı işlenen suçlar dahil tüm günahları layık gördüğüne affedeceğini söylüyor. Fakat kul hakkı yemeyi (zulmü), hakkı yenene sormadan affetmeyeceğini ısrarla hatırlatıyor. Bu hususta hakkı yenene yani mazluma, mağdura hem dünyada hem ahrette yetki verdiğini, çünkü hak sahibinin o olduğunu söylüyor.

Bunun için de “Kul hakkıyla karşıma gelme” diyor.

Demek ki “Mazluma dini sorulmaz”, “Mazlumun ahından arş çatlar”, “Mazlumun bedduasından sakının, Onun ile Allah arasında perde yoktur”, “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” diye boşuna denmemiş. Tabiri caizse Kitap’ın “ciğerinden” konuşan sözler bunlar.

Demek ki “Kul hakkıyla karşıma gelme” diyen vatandaş acayip derinden konuşuyor. Gerçi “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında/ Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında” vaziyetlerinde, ama olsun o kadar…

İşlediği zulüm ayyuka çıkanların vay haline!

Ömrü kul hakkı yemekle geçenlerin vay haline!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.