Yaşadığımız tüm doğal afetlerin nedeni insanoğlunun kendisi olduğunu unutma olması gerekmektedir. Yıllar, mevsimler ve günler birbirine girmiş ve bu kargaşaya neden olan insanoğlundan,  doğa çeşitli intikamlar almaya başlamıştır.

Doğayı o kadar çok zarar veriyoruz ki ormanları yanlış değerlendiriyoruz, ovaları yok ediyoruz, akarsuları kirletiyoruz ve havaya gereğinden fazla ısı yayıyoruz. Yani doğanın dengesini ciddi bir şekilde sarsıyoruz.

Günümüzde plansızca kesilen ağaçların yerine ağaç dikme dediğimiz gibi halen kimyasallarla temizlik yapan, deodorant kullanan, toprağa değil betona yatırım yapan insanlar fırtına karşısında kendini çaresiz görüp düşman olarak doğayı belliyor sonra da "doğa intikamını alıyor" diyerek günahı üzerinden atmaya çalışıyor. Oysa her birimiz suçluyuz. Tek suçsuz olan doğa bu yıkımda. Bireysel sorumluluklarımızı yerine getirmediğimiz sürece ölüp öldürüp başkasını suçlamaya devam edeceğiz. Çünkü böylesi daha rahat.

Hiçbir kuralı önemsemediğimiz gibi üstelik direksiyon başında İnstagram storyleri çekerek trafik canavarıyla savaşmaya çalıştığımız gibi tek bir ağaç bile dikmeden afetle savaş olmadığını anlamalıyız. Suçlu asla ve hiçbir doğa değil. Suçlu doğayı bu afetlere karşı çaresiz bırakan insanın kendisidir. Suçlu trafik canavarı değil kuralları çevresinde polis yoksa hiçe sayan insanlardır. Suçlu hafriyat kamyonu değil o kamyonun direksiyonunda oturan, o direksiyonda oturanı denetlemeyen, denetlenmeden işini doğru düzgün yapmayı aptallık, başkalarının hakkını yemeyi uyanıklık zanneden insanın kendisidir. İnsanın insandan başka düşmanı yok olduğunu kesinlikle bilmeliyiz. Kendine saygısı olmayan, birbirine saygısı olmayan, yaptığı işe, yaşadığı dünyaya saygısı olmayan insan hem kendinin hem de diğerlerinin düşmanıdır. Başka bir düşman aramaya gerek yok.

Bu dünyada yaşıyorsak, ortak değerlere sahipsek yaşamın sürdürülebilirliğini desteklemek şarttır. o nedenle kontrollü ve saygılı yaşamı öğrenmemiz şarttır.