Hava Durumu

Sistem öldürür

Yazının Giriş Tarihi: 22.04.2017 18:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.04.2017 18:47

Depremlerin doğal olaylar olduğunu kabul ediyoruz ama bilmeliyiz ki depremler sadece fakir insanların canını yakıyor. Nerden mi çıkartıyorum. Deprem fotoğraflarına yeniden tekrar tekrar bir daha bakınız. Enkaz altından cesetler çıkarılırken ağlaşan insanlar, hep fakir fukara değil mi?

Dün Bursa sallanmaya başladı. Herkesin ağzında depreme ilişkin sözler düşmeye başladı. 1999 yılından bu yana depreme dayalı neler yapıldığına bakmak gerekiyor. Yerel yönetimler, merkezi yönetimler hangi tedbirleri aldığını görmek ve sorgulamak gerekmektedir.  Depremlerin insanları öldürmediğini, yanlış yapıların insanları öldürdüğünü hiç unutmamak gerekmektedir.

Depremlerde dedim ya fakir kişiler ölüyor. Bir geçmişi karıştıralım hatırlayalım ve değerlendirmemizi ona göre yapalım. Ben de size hatırlatayım. 1999 depreminde; yüzü gülmemiş kadınlar, üç beş gündür tıraş olmayan sakalı uzamış erkekler. Saçları günlerdir tarak görmemiş, yoklukla yoğrulmuş korku dolu gözlerle etrafa bakışan çocuklar ve bu çocukların anası, babası, dedesi, nenesi, teyzesi, amcası, dayısı, halası değil mi? İşçi, emekli, esnaf ve onların yoksul aileleri değil mi kaybettiklerimiz?

Tabi sadece 1999 yılı depremi değil daha önceki depremleri de hatırlayalım yıllardır bu ülkede depremler olur ve binlerce insanımızın evi başına yıkılır. Binlerce insanımız yaşamını yitirtir.

Sonra hep beraber kader deriz.

Oysaki ülkemizin müteahhitleri dünya ile yarış halindedir. Öyle villalar, siteler, tatil köyleri yapılır ve hepsi çok sağlamdır ama bu binalara asgari ücretlilerin ulaşabilmesi yada oralarda yaşayabilmesi pek mümkün değildirler. Çünkü asgari ücretliler 1400 TL kadar para alabilmektedirler. Açlık sınırı zaten 3500 TL iken, 300 bin liralık, 400 bin liralık evlerde zaten oturma ihtimalleri hiç yoktur. Ne yapsın vatandaş 50 bin liraya arsa alacak, 50 bin liraya da yapacak. Sonramı mezar…

Beyler, bayanlar! Unutmayalım ölüm bize depremden dolayı değil binalarımızdan dolayı gelecektir. O nedenle kimseden bir fayda beklemeden yapılarımızı kendi imkânlarımızla yeniden inşa etmeliyiz. Binaların doğal afetlere karşı güvenli olsun yeter bize.

Şimdi diyeceksiniz ki ölüm ve korku üzerinden insanları etkilemeye çalıştığımı söyleyeceksiniz. Çünkü gerçek gündemiz bu. Bizim gerçek gündemiz refah içinde güvenli yaşamak. Siyasilerimize hak, hukuk çerçevesinde tekrar çağrı yapmayı bir gereklilik haline geldiğini hatırlatayım.

Bu ülkenin gerçek gündemi; iş, aş, yoksulluk, konut, sağlık, eğitim sorunu değimlidir?

Daha evvel de binlerce insanımız ölmedi mi depremden. Depreme dayanıklı konut onlarca yıldır hiç gündeminden çıktımı insanlarımızın.

Bir deprem olur ve 3 -5 gün sonra her zamanki gibi yine unutturulur. Üç beş kuruş para birkaç çadır ve battaniye ardından 3–5 prefabrik sözde konutla sorun çözülmüş olur.

Sistemsel bir sıkıntı olduğunu görmekteyiz. Şimdi sitemi tamir etme zamanı geldiğini unutmayalım. Sistemin herkes için eşit olması gerektiğini hatırlayalım ve o yönde hareket edelim. Sistem bozukluğunu neren mi çıkarıyorum onu da diyeyim. Konu konuyu açıyor ama söylemeden yapamayacağım. Ülkemiz bugüne kadar teröre çok evlat verdi. Binlerce şehidimizi her zaman kalbi gönülden anıyoruz. Şimdi size soruyorum bildiğiniz varsa bende öğreneyim hangi şehidimizin annesi, babası, general ya da siyasetçi? Dedim ya bu ilkede kötü bir şey gelirse gelir seviyesi olmayana gelir. Daha ne diyeyim ki?

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.