Hava Durumu

Erteleme yaşamı

Yazının Giriş Tarihi: 16.01.2019 00:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.01.2019 00:07
 

Bir işin başında, ortasında yaşam her an sona erebilir...
Birçok plan yapmışken sonrası olmayabilir...
Fedakârlıklar, boşa zamanlar ayırmak güzel ama...
Unutmayalım ki "herkes kendi hayatını yaşar"
İnsan yaşadıkça yaşlandığını düşünür,
Aslında insanlar yaşamadıkça yaşlanır bunu hep unuturlar...

Aslında insan her zaman, ilerlemek, yenilenmek, yeni şeyler öğrenmek ister. Fakat bazen içinde bulunduğumuz durum bizi çok rahatsız etse de değiştirmek adına nedense adım atamayız. Hem şikayet eder ve yakınır hem de o ilk adımı atmaktan kaçınırız.  Peki, neden bu çatışma?

İlk adımı atmak ve bir şeyleri değiştirmek için kişinin önce cesareti olmalı deriz. Cesaret için ise özgüvenin eyleme geçecek düzeyde olması gerekir.

Neden ilk adımı atamayız? İlk adımı atamamanın psikoanalitik açıdan temelleri olumsuz yargılar, çocukluğunda aldığı negatif telkinler, geçmişindeki olumsuz yaşantılar, öğrenilmiş çaresizlikler, kaygılar ve korkulardır. Çocukluğundan itibaren özgüveni tırpanlanmış bir bireyin girişimcilik yönünün yetersiz olması kaçınılmazdır. Fakat bu yazıyı okurken şunu özellikle belirteyim ki, hatanın yüzde 90 geçmişimiz, aile telkinlerimiz ve olumsuz yaşantılarımız olsa bile, geçmişe sığınmayı asla kabul etmemeliyiz.

Eğer şuan ki durumumuzdan memnun değil, bir şeyleri değiştirmek istiyor isek, öncelikle bizi en çok korkutan ve engelleyen sonrası hakkındaki belirsizliği çözmemizdir. Kişi, sonraki aşamayı planladığı andan itibaren, belirsizlik yerini daha net bir yola bırakır. Böylece belirsizliğin yarattığı kaygılar azalır ve biraz daha kendimize olan güvenimiz artar.

Evlenmek, boşanmak, ilişki yaşamak veya ayrılmak, arkadaşlık, ruhsal durum değişikliği, yeni yaşam tarzı oluşturmak gibi sayısızca değişikliği yapmamız için her an bir fırsattır. Ama Türk insanın en büyük kaybı ise erteleme özelliğidir.  Bir şeyleri değiştirmek adına hep erteleme yapıyoruz.  Ertelemek için ise her zaman kendimizi ve çevremizi inandırdığımız mantıklı! Nedenlerimiz vardır.  Aslında ertelemek zamanla alışkanlık olup, kişiliğin bir parçası haline gelir. Bu nedenle hayatımız hep hedef ve planlarla dolu ama sonuçsuzdur. Şu an bu yazıyı okuduğunuz anda bile düşünün. 


Hayatta neleri erteliyorum, bunlar benim için ne kadar önemli, ortaya koyduğum nedenler gerçekten aşılamayacak kadar büyük mü?

Ertelemek sadece hedefleri ve eylemleri ertelemek değil, yaşamı ve yaşamayı ertelemektir. Oysa dönüp baktığımızda ne kadar olumsuzluk yaşadık, nelere boş yere tahammül ettik, neler için sabır ediyor sanıp taviz verdik..  Sanırım bunları okuduktan sonra da düşünüp eyleme geçemez isek yine bir erteleme kaçınılmaz olacaktır. Batılı ülkelerde insanlar, çok defa denemelerde bulunup, her aldığı olumsuz sonuçtan yeni bir yöntem geliştirmiş, aldığı olumlu sonuçlar ile de daha büyük adımlar atmışlardır. Çünkü o insanlar ki, hayatı birilerinin öngördüğü gibi değil kendi istedikleri gibi yaşamayı hedeflemişlerdir. En büyük işadamları, düşünüler bile defalarca denemeler yapmış, istedikleri sonuçları alamasalar da her defasında yeni bir plan ile yola devam edip bugün insanlığa örnek olmuşlardır.

Yaşamımın büyük bir kısmında hiç bir şeyi ertelemediğimi açıkça söyleyebilirim. Yakın bir zamanda Bir Özgeçmiş oluşturdum. Orada gördüm ki hatırlayamadığım o kadar çok yaşantı var ki anlatamam. Neler yaptığımı yazdım tek tek nerelere gittiğimi ve neleri ertelemediğimi düşündüm. 36 yaşındayım ve 74 ülke gezmişim. 74 ülkenin 40’ın da projeler yürütmüşüm ve dünya görüşümü geliştirmişim. 1997 den bu yana dünyanın birçok yerinde birçok dost edinmişim.  Dünyanın birçok yerinde İşadamı, vekil, bakan arkadaşlarım olmuş. Onlarla her an bir şeyleri paylaşabiliyor olmuşum.

Fark ettim ki 1997 yılından bu yana inanılmaz derecede sosyal kazanım elde etmişim. Yani yapmadığım yada ertelediğim hiçbir şey kalmamış gibi gözükmektedir. Bugünün öncesi yaşamımı gerçekten iyi yaşamışım. Bugün ise çalışıyorum ve her şey yine aynı şekilde devam ettirmeye çalışmaktayım. Yani mümkün oldukça hiçbir şeyi ertelememekteyim.

Şimdi siz şöyle bir düşünün, önce kendiniz için sonra çevrenizdeki insanlar için düşünün. Hırsları için, kaygıları için günü kimler nasıl kaçırmakta!

Örnek verirsek siyaset yapayım, derken kimler en verimli zamanları siyasi partilerin çalışmalarında yoğun bir şekilde harcamakta,

Başka bir örnek ise para kazanayım derken, ömrünü alicengiz oyunları ile geçiren ve üstüne farklı stratejiler oluşturmaya çalışırken kimler nasıl ömürlerini tüketiyor,

Son örnek ise hırsları yüzünden hayatını unutan insanları düşünün!...

Değil mi insanlar hayatlarından çalmışlar ve kendilerini yok etmişler.

Siz artık oturup düşünün. Ben hep düşünürüm. Hayatımı iyi yaşayabilmek için neye ihtiyacım var. Ne kadarı bana yeter. Bu çerçevede yaşantınıza yön verin. Ne kefenin cebi var nede hırsların kazancı çok büyük.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.