Hemen hemen herkesin ağzında küreselleşme kavramı bulunmakta ve herkesin küreselleşmeye dahil olumlu düşünceler bulunmaktadır. Biraz daha konuya açıklık getirirsek, aynı havayı, aynı suyu kullandığımız için dünyanın bir yerlerinde doğaya zarar geldiğinde, kıtanın, ülkenin neresi olduğuna bakmaksızın oradaki yok oluşa karşı en azından dua ederiz. Eğer elimizden başka bir şey gelse onu da kesinlikle yaparız. Çünkü doğa bizim bir parçamız, bunu kesin olarak görmekteyiz.

Güç savaşları dünyanın birçok yerini kasıp kavururken, kimin nasıl lider olacağı ya da kimin hangi topraklarda söz sahibi olacağı konusunda inanılmaz planlar yapılırken büyük büyük değerlerimizi gün geçtikçe daha hızlı kaybetmeye devam ediyoruz. Herkesin bildiği gibi ülkemizdeki pkk terör probleminin büyük kısmı Fırat ve Dicle nehrinin suyu içindir. Yine bilinmeli ki küresel diğer savaşların nedeni ise doğal kaynakların gelecek yüzyıllarda kimlerin güçleri altında toplanacağıdır.

Dünyanın yakın zamanda en büyük derdinin suya dayalı olacağını düşünüyorduk. Buna yönelik birçok ülke su politikaları oluşturmaya başladı. Artık tatlı su kaynakları parayla satın alınabilecek durumda değil. Tabi bu durum Türkiye için değil. Biz suyun kaynağından itibaren neredeyse yabancılara nasıl satarız kısmı üzerindeyiz. Su konusu tabi çok önemli mevzu ama ondan bir adım daha önce bir konu var o da ağaçlardır.

Doğa, ağaç ve yeşille ilgili şuan önemli raporlar yayınlanmaktadır. Raporların hepsini okumaya çalıştığımızda dünyada ne kadar çok doğayı yok eden durumlar olduğunu görüyoruz. Tabi bu durumlar vatandaşın karşısına gündem olarak düşmemektedir. Bugün dünyanın oksijen kaynağı olan Amazon ormanlarının büyük bir kısmını son 10-15 yılda yitirdik. Kimse şuan bununla ilgilenmemektedir. Kaybetmenin nedeni tamamen tüketim toplumu olmamıza bağlamalıyız bunu da unutmamamız gerekmektedir.

Geçtiğimiz hafta evetler-hayırlar gündeminden sıkıldığım için, dünyada neler oluyor diye baktım. Yabancı arkadaşlarımın bana gönderdiği raporlara baktım ve bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Bugün yemekten hoşlandığımız hamburger yarınlarımızı çalışıyormuş onu gördüm. Hamburger üretip bize sunmak için dünyanın büyük şirketleri, ormanları insanlara yaktırıyor ve oralarda tahıl üretiyor sonrada fahiş fiyatlar ile insanlara sunuyorlar. Ne yazık ki insanlık durmadan dünyayı yok ediyor. Aslında Amazon ormanının bugün yok oluyor olmasının bir benzerini de Bursa Ovası örneği ile benzete biliriz. Bugün Bursa ovasının fotoğrafına bir bakıp sonra 15-20 yıl önceki Bursa ovasına bir bakın. Nelerimizi yitirmişiz açıkça göreceksiniz.

Bugün dünyanın büyük şirketleri nasıl Amazon ormanlarını yok edip havamızı çalıyorlar ise Bursa’da da Ovayı yine benzer şirketler benzer yollarla yok etmektedirler. Allah sonumuzu hayır etsin. Bunu gerçekten tüm kalbimle söylüyorum.

Yarın tüm güç kavgaları, evetler-hayırlar bitecek. Tek derdimiz su, oksijen olacak. Bunu neden göremediğimiz şuan anlamıyorum. Bugün Amazon ormanlarını nasıl kaybediyor üzülüyorsam ovamızı kaybetmenin de üzüntüsü içindeyim. Artık bu doğa katillerine dur denmelidir. Artık Durun…