Geçtiğimiz gün işsiz ve iş aramaktan yorulmuş gençler ile beraberdik… Oradaki arkadaşların durumlarını hatırlayınca gerçekten içim hala acımakta. Çünkü içlerinde bulunan gençlerin bazıları idealleri doğrultusunda 2-3 üniversite bitirmiş, kendini donatmış ve 2, 3 yıldır iş arayışında olanları vardı. 18 kişilik grubun içinde, 2 kişi lise mezunu, 9 kişi bir üniversite mezunu, 4 kişi 2 üniversite mezunu, 3 kişi de 3 üniversite bitirmiş, yüksek lisanslar gerçekleştirmiş gençlerden oluşmaktaydı. Bu gençler eğitim öğretimleri bittikten sonra, alanlarıyla ilgili en az 2 yıl iş aramışlar bazıları ise geçici işler yapmaya çalışmışlar ancak şuan işsizler… Bu gençler ile yaptığımız sohbette gençlerin bugüne kadar neler yaptıkları hakkında konuşurken, geleceğe ilişkin hedeflerinin ne olduğunu konuştuk ve üstüne bugün hangi şartlarda olduğunu derinlemesine 5 saat kadar sohbet ettik. Bu sohbetlerde Ferdi şunu dedi, Aynur şundan yakındı ya da Nimet üzülüyor gibi yazmayacağım ancak gençlerin mevcut durumunu doğrudan size yansıtacağım. Dolayısıyla Türkiye’nin bir kesitini sizinle paylaşmış olacağım. Sohbetlerimin tamamında anladım ki gençlerin Covid-19 korkusu kalmamış. Gerçekleştirilebildikleri tüm tedbirler ile salgına karşı önlemler aldıkları ortada ancak ekonomik kaygılar ve psikolojik daralma salgının önüne geçtiğini göstermekte. Aslında bu durum birçok kişi için de geçerli. Ekonomik sıkıntıları o kadar büyük ki salgının çok çok önünde ve bazen de para kazanmak için her şeyi yapabilecek kişilerin var olduğunu görmekteyiz. Sohbet ettiğimiz gençler eğitim öğretim hayatlarının büyük kısmında sadece belge, sertifika ve diploma almak için zaman kaybettirildiğini düşünmekte. Çünkü reel hayatta öğrendiği birçok bilginin daha kolay ya da daha doğrusunu öğrenebilecekleri yöntemlerin olduğunu ortaya koyabilmekteler. Yine gençler ülkenin ihtiyaçlarına yönelik eğitim ve öğretim yapılmadığını açıkça ortaya koymakta. Devlet büyüklerinin kendi durumlarında olan kesim için çok bir şey yapmadığını söylemekteler. Hala ailelerine yük olduklarını gördükleri için psikolojik sorunlarının daha çok artığını ve bu sorunları iyileştirmenin tek yolunun bir iş olduğuna inanmaktalar. Devlet, şehir, üretici, sanayici ve eğitim kurumları arasında kurulan ilişkinin sadece yüzeysel olmasından dolayı işsizliğin ve mezuniyet fazlası verildiğini düşünmekteler. Devlet Planlama Teşkilatı gibi bir kurumun eksikliğini açıkça dillendirmekteler. Mezun oldukları alanlar dışında bir iş kolunda çalışmak itemediklerini yüksek sözler ile söylemekteler. Birçok yeni üniversite açıldığını ve bu üniversitelerin bazılarından para ile diploma aldıklarını bildiklerini söylediler. Bu parayla alınmış diploma sahiplerine dayılık yapılarak birçok kurum ve kuruluşa yerleştirildiklerini gördüklerini söylemekteler. Dolayısıyla ekonomik gücünün olanın işinin daha kolay olduğunu açıkça söylediler. Benim sohbet ettiğim 18 gencin 17’si her şeyi geride bırakıp yurtdışına gitmeyi çözüm olarak görmekte. Dolayısıyla şanslarının yabancı ülkelerde olduğuna düşünmekteler. Şuan bir imkan ya da bir yol bulsalar para kazanmak için hemen gitmeye hazır olduklarını dillendirdiler. Bugün devlet büyüklerinin işsizlikle ilgili çözüm geliştirmesi gerekirken tüm eforu başka alanlarda harcadıklarına inanmaktalar. Genç arkadaşlarımı dinlerken açıkça çok üzüldüm. Çünkü mezun olmadan yaptıkları stajlar dışında kendi alanlarında çalışma şansları olmamış. Eğitim ve öğretimin gücüne o kadar inanmışlar ki ancak günümüzdeki torpilcilik, kayırmacılık ve dayıcılık olayını görünce tüm hayalleri yıkılmış. O sohbet sırasında öğrendim ki 3 genç daha aramızda olacakmış ancak yol parası ve çay içecek paraları olmadığı için katılamadıklarını duyunca üzüntüm katlandı. Yazdıklarımdan anlaşılmalı ki;  Gençler bugün hedefsiz, Gençler bugün çaresiz, Gençler bugün cesaretsiz, Gençler bugün umutsuz, Gençler bugün çözümsüz, Gençler bugün İŞSİZ… Bugün gençlere kulak veren ve gençlerin sorunlarına çare bulanlar sadece gençleri kazanmayacaktır. Ülkenin büyümesine doğrudan katkı koyacaklardır. O nedenle ki gençlerin potansiyel güçlerini kullananlar, geleceğin Türkiye’sine yön verenler olacaktır…