Ger     Gerçek mi? Yoksa bizlere gerçek MİŞ gibi kabullendirilen mi?

Bu gün dünyada sigaranın zararlarından, iklim değişikliğine, genetiği değiştirilmiş ve hayatımızın

tamamında bizi zehirlemeye devam eden organizmalara kadar, pek çok alanda, gerçek, ve, gerçek olmayan, arasında toplum manipülasyonunun sürdüğü bir dönem yaşıyoruz.

Bu hayatımızı her türlü etkilemektedir.

Aldığımız gıdalardan, doğa katliamına kadar hayatımızın içine sızmıştır bize dayatılan bu stratejiler...

Gerçek,ve ,gerçek olmayan, arasındaki fark nedir?

Bu öylesine geniş bir strateji çalışması ki, yaşamımızın her alanında karşımıza çıkıyor. Tüketimden

aile ilişkilerine kadar. Bu kitlesel bir satış stratejisidir.

Bunun adı AGNETOLOJİ’dir!

AGNETOLOJİ kısaca bilgisizlik bilimidir… Menfaat gereği cehalet yaymanın arkasındaki, karanlık sistir.

Bu bilim dalı bir ürünü satmak ya da çıkar elde etmek için kasıtlı olarak kafa karışıklığı ve yalan bilgi,

yayma stratejisidir.

Ve son yıllarda her alanda insanların nasıl kandırıldığını, olmayan ürünlerin nasıl varmış gibi pazarlandığını,

veya gerçek dışı varsayımlarla kitlelerin nasıl etki altına alındığını hep birlikte pek çok alanda görmüşüzdür.

AGNOSİS yunancada, bilgisizlik, anlamına gelmektedir!

Yani bilgi eksikliği diğer taraf için, varlık, anlamındadır…

Stanfort Universitesi’den bilim tarihçisi Robert Proctor, tütün şirketleri uygulamaları ve sigara içmenin kansere yol açıp açmadığı konusunda kafa karışıklığı yaratma sistemlerini araştırmaya başlar.

Buradaki önemli bölümlerden biri, sigaranın kitlelere nasıl pazarlanması gerektiğini ele alıyordu.

Proctor tütün sanayisinin tüketicilerin bu zararları öğrenmemesi için ve bu gerçeklerin bilinmesini önlemek amacıyla milyarlar harcadığını ortaya koydu. Bu her alanda kullanılan ve kitleleri etkileyen bir strateji çalışmasıdır.

Oldukça uzun araştırmalar neticesinde, Proktor kasıtlı olarak, cehalet yayma, konusunun incelenmesini

AGNOTOLOJİ olarak adlandırdı. Yani, bilgisizlik bilimi.

Böylece büyük şirketler, iklim değişikliği inkarcıları, veya tüm dünya siyasileri kitlesel etkileşimlerini

gerçekleştirerek menfaat sağlamaya devam etmektedirler.

Bu durumda herkes kendi alanında uzman kesilir ve kasıtlı olarak cehalet yaymak isteyen güçlü çıkar

gruplarının avı haline gelir. Önemli unsurlardan bir tanesi ise insanlar bu olguyu anlamadığında bu

tuzağa düşmeleri çok ta kolay olur.

Tüm dünyada ticari ve siyasi nitelikli özel çıkar grupları, bu konu hakkında stratejik hamlelerle kafa karışıklığı

yaratarak amaçlarına ulaşmaya devam etmektedir. Bundan yararlanmak isteyenlerin adımlarını izleyerek,

cehalet yayarak menfaat sağlayan ticari ve siyasi grupların tuzaklarından belki biraz kaçınmak mümkün olur:

KARŞI TARAFIN BİLGİ SAHİBİ OLMASINI İSTEMEZLER!

(temel amaç karşı tarafın doğru ve sağlıklı bilgi elde etmesini istemezler. Yani öncelikle kitlelerin kafa karışıklığı ve yalan bilgi ile donatılmasını istemektedirler)

AMAÇ ÇIKAR ELDE ETMEKTİR!

      (Çıkarları için saf doğru bilgiden uzak, cehalet yaymaya devam ederler. Ve bir gün mutlak sonuca ulaşırlar)

3)ANLAŞILAMAYAN BİR OLGU ORTAYA ATARLAR!

   (Bu genellikle ,, vesvese,, kabilinde olur.Sorular ne kadar dengesiz olursa, cevaplar mutlak son derece

dengeli olur)

4)BU TİP ÇIKAR PAZARLAMALARI YAPANLAR HER KONUDA UZMAN OLUR!

   (Menfaat için cehalet yayan asılsız bilgi tüccarlarıdır onlar)

Ve ne yazık ki askari ücretle bile karnını doyuramayan, taksitle ev ihtiyaçlarını bile karşılayamayan insan,

çılgın strateji projelerinin tuzağına düşmesi kaçınılmaz oluyor.

Unutmayalım ki bilginin erişilebilir olması, tüm kitlelerin erişebildiği anlamına gelmez!..

Nedendir bilmem ama bu bilim dalı bana çok tanıdık geliyor ve her yerde karşıma çıkıyor hissine kapılıyorum..

SİZCE?..