Türkiye topraklarının yüzde 5’ini oluşturan Doğu Trakya bölgesi Balkan coğrafyası içinde yer almaktadır. Dolayısıyla, coğrafi açıdan Türkiye bir Balkan ülkesidir. Ama bundan daha önemlisi, modern Türkiye Cumhuriyeti yaklaşık 550 yıl Balkanlar’da hüküm sürmüş olan Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasını taşımaktadır ve kurulduğu tarihten itibaren yüzünü Batıya dönmüş, Asyalı kimliğinden çok Avrupalı ve Balkanlı kimliğine vurgu yapılmıştır. Dolayısıyla Türkiye sadece coğrafi olarak değil ama ayrıca siyasi, tarihsel ve kültürel yönden de bir Balkan ülkesi de sayılır.

 Balkanlar bölgesi dört temel faktörden dolayı Türkiye için önemlidir.

 1 Tarihsel bağlar,

2 Türkiye’de yaşayan Balkan kökenli nüfus,

3 Balkanlar’daki Türk ve Müslüman topluluklar,

4 bölgenin jeopolitik konumu. Bu dört faktör hem Balkanlar bölgesini Türkiye için önemli kılıyor hem de Türkiye’nin bölge devletleri ve halkları ile olan ilişkilerini yakından etkilemektedir.

 

Balkanlar'a birçok kez ziyarette bulundu. Her ziyaret bir önceki ziyarete göre farklılıklar göstermekte ve farklı düşünceler, duygular ile dönmeme neden olmaktadır. Daha önceki ziyaretlerinde;

Komşu ülke olma özelliğinden dolayı yapılan ziyaretler,

Ekonomik işbirliği nedeniyle yapılan ziyaretler,

kadın çalışmaları ve gençlik çalışmalarını ilişkin ziyaretler,

Balkan ülkelerinde yapılan seçimleri izleme ziyaretleri,

Tarımsal projeler geliştirmeye yönelik ziyaretler gibi birbirini tamamlayan birçok organizasyonla balkanlarda bulundum.

Son ziyaretimde ise Bulgaristan'da ve Yunanistan'da bulunan soydaşlara yönelik yapılan iftar sofralarında buluşma ziyareti olmuştur.

Bu ziyareti gazeteci meslektaşlarımla birlikte gerçekleştirdim. Tabii bu ziyaretin organizasyonunu ise Bursa Büyükşehir Belediyesi üstlenmişti.

Ziyaret iki gün olmasına rağmen bu sefer ziyarete bakış açım "Gönül Coğrafyası" kavramı üzerinden olmuştur.

Birçok ortamda ve birçok kişinin ağzında duyduğum Gönül Coğrafyası kavramının ne olduğunu tam algılamak için bu ziyarete Gönül gözünden bakmaya çalıştım.

Organizasyonu Bursa Büyükşehir Belediyesi yaptığı birçok kanaat önderi ve devletimizin görevlilerini ziyaretlerde bulunduk, iyi organize edilmiş - az organizasyonu yapılmış birkaç yerde sahur iftar - programı gerçekleştirdik, 2 ülkede az da olsa soydaşlarımızın yaşadığı yerleri görme şansı yaşadık ve en önemlisi de birçok yeni insanlarla tanıştık. İşte bu gezinin mimarı olan Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Alinur Aktaş Beye bu fırsatı bize tanıdığı için çok teşekkür ederim...

 

Dedim ya bu geziyi gönül gözüyle gördüklerimi ifade edeceğim size. Yunanistan ve Bulgaristan da karşılaştığım birçok insanın soydaş olmamız nedeniyle bizler yani Türkiye ile olan bağının ne denli güçlü olduğunu sizlere aktaracağım. Birçok örnek mevcut ancak size 83 yaşında Aysel teyze ve 11 yaşında Mehmet kardeşimin ifadelerini buraya yazarak anlatmaya çalışacağım.

Aysel teyze birçok kez Türkiye'ye gelmiş her geldiğinde tüyleri diken diken olduğunu ifade ederken akrabalarının büyük bir kısmının da Bursa yoğunluklu olarak Türkiye'nin bazı şehirlerde yaşadığını ifade etti. Her Türkiye dediğinde gözleri doluyordu. Türkiye ve oradaki yaşam şartları hakkında konuşulurken Aysel teyzenin bir cümlesi köşemde yazmama neden oldu. "Oğlum bizim yaşam yerimiz buralar bu coğrafyayı çok seviyoruz ancak ana vatanımız Türkiye'dir. Türkiye; huzursuz, rahatsız yani hapşırırsa, biz burada hastalanır ve hatta ölürüz. Müslüman dünyasının daha doğrusu Ortadoğu'nun huzurlu olmasının teminatı Türkiye, o nedenle bu coğrafyada varlığımızı sürdürmek, dünyanın barışına katkı koymak zorundayız. Türkiye'ye dönme özlemi atalarımdan bana kadar hep vardı ama biz burada dünya huzurunu güçlendirmek için buradayız"... Aysel teyzen Yok sözleri bir şekilde devam ediyordu. Kendine görev edinmiş ve bulunduğu coğrafyada niçin yaşıyor olduğunu açıkça ifade etti.

11 yaşındaki Mehmet kardeşim ise bambaşka bir konuya değinerek köşemde yer aldı. Bakın 11 yaşındaki Mehmet yaşından büyük ifade kullanarak benim dikkatimi nasıl çekti. "Abi ben Türkiye'ye hiç gitmedim, Türkiye'nin çok güçlüydü olduğunu ve bizim asıl topraklarımızın Türkiye olduğunu hep söyler. Ben Türkiye gitmeyi çok istiyorum. Ancak Türkiye'de bulunan yaşıtlarımın karşısında mahcup kalmamak için iyi bir okul ve iyi bir işim olduktan sonra gideceğim."... Açıkçası 11 yaşındaki bir çocuğa göre söylenmesi çok zor cümleler bunlar.

Evet, gönül gözüyle baktığımızda Aysel teyze ile Mehmet kardeşimin Türkiye olan özlemlerini görürken, Türkiye'yi hangi noktada gördükleri hissettim.

Bulunduğumuz coğrafyanın kıymetini bilmeliyiz. Coğrafyanın önemini kavramalı yaz. Bu kavramları öğrendikten sonra ise Gönül Gözüyle, Gönül Coğrafyamıza ziyaretlerde bulunmalıyız. Oralarla sosyal, kültürel ve ekonomik çalışmalar yaparak birlikteliğimizi güçlendirmeliyiz.

Devletin kurumlarımızın çokça söz ettiği gönül coğrafyası kavramını Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ta hakkını vererek kullanmış ve niçin orada olduğunuzu bizlere kısaca anlattığı gibi uzun uzun orada bulunduğumuz ve tanıştığımız kişilere de paylaşmıştır. İfadeleri bizleri memnun etmiş ve Balkanların durumunu gündemde tutmayı başarmıştır.

Balkanlarla ile et tırnak olduğumuzu bizlerde asla unutmamalıyız. Bizlere hep ihtiyaçları olduğunu ve Dünya'nın huzuru içinde bizim onlara ihtiyacımız olduğunu göz ardı etmeden anlamalıyız.

Gönül Coğrafyası gezerken eşlik eden;

Osman Gürçay - A Gazete Köşe Yazarı

Osman Şişko - Dha Bölge Temsilcisi

Burhan Kaya - Bursa Haber Köşe Yazarı

Tevfik Fikret Sönmez - Kent Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

Aykut Gül - Bursa Sancak Gazetesi Haber Müdürü

Ozan Avcı - Line Tv Kameramanı basın mensubu arkadaşlarıma teşekkür ederken gezinin organizasyonunu yapan ve bizim yanımızda hep yer alan,

Alinur Aktaş - Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanı

Ahmet Bayhan - Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanı

Hüseyin Buran - Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Daire Başkanı

Şükrü Köse - Gönül Coğrafyamızın Temsilcisi

Metin Biberci - Gönül Coğrafyasının Eli Ayağı olan kıymetli yöneticilerimize de gönülden teşekkür etmek isterim. Çünkü bu geziyi hazırlarken, gezinin içinde yer alan herkes büyük bir pazılın birer parçası olarak görevliliğini başarı ile yerine getirmiş ve organizasyonun daha anlamlı olmasına neden olmuşlardır. İşte o nedenle ismini saydın herkese çok teşekkür ederim. Sizlerin de mutlaka Gönül Coğrafyalarına ziyaret etmenizi arzu ederim.

Balkan ülkelerini gezerken bilmediğiniz pek çok ayrıntıyla karşılaşacak, bildiğinizi sandığınız pek çok şeyi ise yeniden keşfetme şansı bulacaksınız. Her yolculuk yeni bir başlangıç demektir. Henüz çıkmadığınız bir yolda neler olup biteceğini kestirebilmek zordur. Her yolculuğun yeni bir macera olduğunu unutmamalı ve eğer ertelediğiniz planınız varsa en kısa sürede gerçekleştirerek kendinize anlamlı bir hediye sunmuş olacaksınız. Zaten hayat anlardan ibaret değil mi? İyi anılar keşfetmeniz dileği ile…