ŞİDDET, CİNAYET, TACİZ, TRAJEDİ, ÇOCUK ve KADIN...
İşte son günlerde dillerden düşmeyen bir kaç kelime...
Yılın ilk altı ayında 214 kadın cinayete kurban gitti! Sadece haziran ayında öldürülen kadın sayısı 40!
Bu kadar can gitti. Sayılardan çok daha fazla çocuk annesiz kaldı. Bu çocukların tüm hayalleri, tüm geleceği yok edildi! Bu çocukların hayatı asla eskisi gibi olmayacak!
Artık bu tablonun arka yüzüyle yüzleşmemizin zamanı çoktan geçti! Bu cinayetlerin sebebi elbette ki yanlış bakış açısı. Ve bu yanlışın ardında asla kolay anlaşılmayan PATOLOJİK kimliklerin olması…
Bu bir savaş değil! Söz konusu kadınların hiç biri düşman ülkenin askerleri tarafından vurulmadı! Çoğunlukla evli oldukları insanlar, sevgili veya en çok güvendikleri aile bireyleri tarafından hayatları sonlandırıldı.
Mesele ne peki?
“BUNA İZİN VERMİYORUM. BUNDAN HOŞLANMIYORUM. SEN NASIL YAPARSIN. Veya NAMUS!
Peki bu haklara sizin adınıza kim karar veriyor?
Sihirli anahtar kelime nedir? “HAK”
Öncelikle hatırlatmalıyım!Ülke yönetiminde seçmen olma hakkı, oy kullanma hakkı, insan yerine konma ve kişisel hakları kadınların kazanmasının üzerinden 100 yıl geçti beyler!..
Bu ülkede bilime, sanata, iş gücüne, siyasete parlak imzalar atmış kadınların hikayelerini anlatmayacağım. Bu kültürel bir meseledir. Zaten anlamak istemeyen anlamıyor!
Ben bu cinayetlerin perde arkasına değinmek istiyorum!
Cinayete kurban giden kadınların ardında aslında başka hikayeler var. Birçoğu aslında sadece sevgi ararken tuzak ilişkilerin içine düşmüş kurbanlar. Genellikle yaşanmamışlıklar bırakılmıştır ardında. SEVGİ YOKSUNLUĞU! İstemeden tuzaklara sürüklenmiş hayatlar... Ne yazık ki bu tuzaklar çok kolay fark edilemeyen hatta ilk görüşte çok mükemmel görünen patolojik kişiler! Onların bir adı var:
‘GÜNLÜK YAŞAM PSİKOPATLARI’
Müsaadenizle biraz bahsetmek istiyorum.(Umuyorum bir nebze katkısı olur)
Bunlar psikopat özellikleri taşıyan insanlardır.(Bu özelliklerin kadın erkek ayırımı yoktur)
Sevimli, etkileyici ve becerikli gibi görünürler. İkna kabiliyetleri çok güçlüdür. Beden dilini mükemmel kullanırlar ve bu konuda oldukça başarılıdırlar.
Fakat eleştiri ve dirençle karşılaştıklarında, karanlık yönleri ortaya çıkar.
Onlar tanınmaz hale gelir. Ve mutlaka birileriyle benzetme yaparsınız. Bu benzettiğiniz birilerinin ise geçmişte ardında bıraktıkları çok acı trajediler mevcuttur! Aslında bu benzetmeler ilk tehlike sinyalleridir ve ne yazık ki çok az kişi fark edebiliyor!
Özel ve iş yaşantılarında mutlaka güç ve kontrol sahibi olmak isterler! Onlar için bu çok önemlidir!
Çevrelerine hiç belli etmeden evlerinde ( çocuklarını, eşlerini) ezerler ve bunu bir sahiplenme ödülü gibi göstermeye çalışırlar.
Böyle yıkıcı ilişkiler yaşayan pek çok kadın ve çocuk, nereden yardım alacağını bilmemenin çaresizliğini yaşamaktadır. Sıklıkla ihtiyaçları olan yardımı alamazlar. Ailelerine durumu bildirdiklerinde ise, pek çok ailede olduğu gibi:
Bu psikopatların elinde acı çekenlerin açısından baktığımızda sonuç son derece üzücü...
Bu kadınların ve çocukların saldırı ve ezilmeye karşı korunma hakları var! İnsani değerlere hakları var!
Bir başka insan üzerinde güç ve kontrol uygulamaya kalkmak, onun insani değerlerini elinden almaktır!
Ve bu GÜNLÜK YAŞAM PSİKOPATLARI’nın başlıca amacı da tam olarak budur!
Başkalarının üzerinde güç sahibi olmak ve onları kendi kontrolünde tutmaktır!
“SİYAH” dediğine asla “BEYAZ” diyemezsiniz. Çünkü an itibarıyla siz onlar için ölümcül bir düşmana dönüşürsünüz. Onun iktidarı ve dayanılmaz cazip gücünü tehlikeye sürükleyen bir karşı cephesiniz.
Siz artık kendi ellerinizle kendinizi teslim ettiğiniz o GÜÇLÜ İKTİDARININ sadece bir kurbanısınız ve hiç bir itiraz hakkınız yoktur. İşte şiddet eylemleri bu noktadan sonra başlar!
Tüm bu cinayetlerin ardında ise ( boşanma veya ayrılma veya muhalefet olmanız) karşı tarafın güç ve kontrol kaybetme kızgınlıkları vardır...
Ve sonunda kadınlar ve çocuklar bu zorbalığın kurbanı olurlar..
Eğer siz de bir kurbansanız, bilin ki daima bir çıkış yolu vardır!
ORMAN YASASINA KURBAN GİTMEYİN.
Unutmayın ki siz insansınız ve İNSAN OLMA HAKLARINIZ SİZE 100 SENE ÖNCE VERİLDİ…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Serra Safiye ÇAVUŞOĞLU
Günlük yaşam psikopatları içimizde
ŞİDDET, CİNAYET, TACİZ, TRAJEDİ, ÇOCUK ve KADIN...
İşte son günlerde dillerden düşmeyen bir kaç kelime...
Yılın ilk altı ayında 214 kadın cinayete kurban gitti! Sadece haziran ayında öldürülen kadın sayısı 40!
Bu kadar can gitti. Sayılardan çok daha fazla çocuk annesiz kaldı. Bu çocukların tüm hayalleri, tüm geleceği yok edildi! Bu çocukların hayatı asla eskisi gibi olmayacak!
Artık bu tablonun arka yüzüyle yüzleşmemizin zamanı çoktan geçti! Bu cinayetlerin sebebi elbette ki yanlış bakış açısı. Ve bu yanlışın ardında asla kolay anlaşılmayan PATOLOJİK kimliklerin olması…
Bu bir savaş değil! Söz konusu kadınların hiç biri düşman ülkenin askerleri tarafından vurulmadı! Çoğunlukla evli oldukları insanlar, sevgili veya en çok güvendikleri aile bireyleri tarafından hayatları sonlandırıldı.
Mesele ne peki?
“BUNA İZİN VERMİYORUM. BUNDAN HOŞLANMIYORUM. SEN NASIL YAPARSIN. Veya NAMUS!
Peki bu haklara sizin adınıza kim karar veriyor?
Sihirli anahtar kelime nedir? “HAK”
Öncelikle hatırlatmalıyım!Ülke yönetiminde seçmen olma hakkı, oy kullanma hakkı, insan yerine konma ve kişisel hakları kadınların kazanmasının üzerinden 100 yıl geçti beyler!..
Bu ülkede bilime, sanata, iş gücüne, siyasete parlak imzalar atmış kadınların hikayelerini anlatmayacağım. Bu kültürel bir meseledir. Zaten anlamak istemeyen anlamıyor!
Ben bu cinayetlerin perde arkasına değinmek istiyorum!
Cinayete kurban giden kadınların ardında aslında başka hikayeler var. Birçoğu aslında sadece sevgi ararken tuzak ilişkilerin içine düşmüş kurbanlar. Genellikle yaşanmamışlıklar bırakılmıştır ardında. SEVGİ YOKSUNLUĞU! İstemeden tuzaklara sürüklenmiş hayatlar... Ne yazık ki bu tuzaklar çok kolay fark edilemeyen hatta ilk görüşte çok mükemmel görünen patolojik kişiler! Onların bir adı var:
‘GÜNLÜK YAŞAM PSİKOPATLARI’
Müsaadenizle biraz bahsetmek istiyorum.(Umuyorum bir nebze katkısı olur)
Bunlar psikopat özellikleri taşıyan insanlardır.(Bu özelliklerin kadın erkek ayırımı yoktur)
Sevimli, etkileyici ve becerikli gibi görünürler. İkna kabiliyetleri çok güçlüdür. Beden dilini mükemmel kullanırlar ve bu konuda oldukça başarılıdırlar.
Fakat eleştiri ve dirençle karşılaştıklarında, karanlık yönleri ortaya çıkar.
Onlar tanınmaz hale gelir. Ve mutlaka birileriyle benzetme yaparsınız. Bu benzettiğiniz birilerinin ise geçmişte ardında bıraktıkları çok acı trajediler mevcuttur! Aslında bu benzetmeler ilk tehlike sinyalleridir ve ne yazık ki çok az kişi fark edebiliyor!
Özel ve iş yaşantılarında mutlaka güç ve kontrol sahibi olmak isterler! Onlar için bu çok önemlidir!
Çevrelerine hiç belli etmeden evlerinde ( çocuklarını, eşlerini) ezerler ve bunu bir sahiplenme ödülü gibi göstermeye çalışırlar.
Böyle yıkıcı ilişkiler yaşayan pek çok kadın ve çocuk, nereden yardım alacağını bilmemenin çaresizliğini yaşamaktadır. Sıklıkla ihtiyaçları olan yardımı alamazlar. Ailelerine durumu bildirdiklerinde ise, pek çok ailede olduğu gibi:
“KOL KIRILIR,YEN İÇİNDE KALIR.SENİN YERİN KOCANIN YANI” cevabı alır.Genel olarak anlayıştan yoksun kalırlar.
Ve ne yazık ki sonuç ,,yanı,, değil, mezar olur!
Bu psikopatların elinde acı çekenlerin açısından baktığımızda sonuç son derece üzücü...
Bu kadınların ve çocukların saldırı ve ezilmeye karşı korunma hakları var! İnsani değerlere hakları var!
Bir başka insan üzerinde güç ve kontrol uygulamaya kalkmak, onun insani değerlerini elinden almaktır!
Ve bu GÜNLÜK YAŞAM PSİKOPATLARI’nın başlıca amacı da tam olarak budur!
Başkalarının üzerinde güç sahibi olmak ve onları kendi kontrolünde tutmaktır!
“SİYAH” dediğine asla “BEYAZ” diyemezsiniz. Çünkü an itibarıyla siz onlar için ölümcül bir düşmana dönüşürsünüz. Onun iktidarı ve dayanılmaz cazip gücünü tehlikeye sürükleyen bir karşı cephesiniz.
Siz artık kendi ellerinizle kendinizi teslim ettiğiniz o GÜÇLÜ İKTİDARININ sadece bir kurbanısınız ve hiç bir itiraz hakkınız yoktur. İşte şiddet eylemleri bu noktadan sonra başlar!
Tüm bu cinayetlerin ardında ise ( boşanma veya ayrılma veya muhalefet olmanız) karşı tarafın güç ve kontrol kaybetme kızgınlıkları vardır...
Ve sonunda kadınlar ve çocuklar bu zorbalığın kurbanı olurlar..
Eğer siz de bir kurbansanız, bilin ki daima bir çıkış yolu vardır!
ORMAN YASASINA KURBAN GİTMEYİN.
Unutmayın ki siz insansınız ve İNSAN OLMA HAKLARINIZ SİZE 100 SENE ÖNCE VERİLDİ…