Bugün yaşanan birçok şey günü kurtarmaktan başka bir şey değil. Öyle şeyler oluyor ki gün günü tutmuyor. Bir bakıyoruz S400 gündemimiz oluyor, bir bakıyoruz İşçi kazalarıyla gündem oluyor, sonra bir bakıyoruz ki dini saldırılar oluyor. Gündem gündemin arkasına geçmiş trencilik oynarken, gerçek gündem ile ilgili asla bir çözüm olmuyor. Ne yazık ki yakın zamana kadar gerçek gündemi konuşamayacağımızı da açıkça görmekteyim. Sonra ne mi oluyor açıklayayım. OECD’nin en son araştırmasında gördüğümüz rakamlar ile karşı karşıya geliyoruz. 42 ülke arasında 39ucu oluyoruz. Nerede mi? Anadilde okuduğunu anlamada 42 ülke arasında 39uncu sırada öğrencilerimiz oluyor. Yani eğitim yok denecek kadar kötü durum oluyor. Gündem gündemi değiştirmesini isterken hukuk elden gidiyor. Bunu mu nereden anlıyoruz, yapılan tüm değerlendirmelerde yargıya güven azalıyor. Üstüne barolar yasası dahilinde iktidar dışında kimse memnun olmadığı görüldüğü gibi hatta verilen mahkeme kararları toplum tarafından doğru karşılanmıyor. Gündemin bu kadar değişmesi demokratik yaşama ciddi zarar veriyor. Zarar vermesini nereden mi anlıyoruz; sadece düşüncesini ifade ettiği için ceza almış insanlara bakmak yeterli. Gündemin bu kadar değişmesi dahilinde tarım yok oluyor. Kim ne kadar “köylü milletin efendisi” diyorsa bir o kadar tarıma ve hayvancılığa zarar veriliyor. Hammadde, ihracat, tarımsal alanlar, çiftçinin hayat kalitesi derken olan tarım zarar görüyor. Gündem bu kadar değişirken dindarlık ise ciddi zarar görüyor. Kim bir devlet kararı ifade etmeye çalışsa önce dindar insanlara hitap ediyor. Dindar insanların gönülleri çalınıyor. Dolayısıyla toplum; hukuk devletinin kendisine sağlayacağı nimetlerden yeterince faydalanamıyor. Ne mi oluyor, inananlar insanlar üzerinden toplum ciddi zarar görüyor. Gündem gündemi bu kadar hızlı kovarken kutuplar arasındaki mesafeler daha fazla açılırken, mutsuz insan sayısı her geçen gün artıyor. Bakın çevrenize mutlu insan var mı… Gündemin bu denli hızlı değişmesinin sonuçları o kadar fazla ki saymakla bitmiyor. Tabi gündemin bu şekilde değişmesinden kişisel fayda sağlayanlar olduğu için böyle oluyor. Artık gündemin değişmesini durdurmalı. Ekranlar karartılmamalı, Sosyal iletişim kurulan tüm ağların dili iyileştirilmeli, Hukukun, özgürlüklerin ve adaletin güç olduğuna inanılmalı, Fikirlerin yarıştığı ortamlar oluşturulmalı, İnsanların duyguları sömürülmemeli, Şiddetin her türlüsü için birlikte olmalı, Bilim ve ilim insanlar için ayrı ama ikisi de gerekli olduğu kabul edilmeli, Siyasilerin kutuplaştırıcı üslupları yerine birleştirici ve çözümcü dilleri toplumla buluşmalı, Alın terinin karşılığı vatandaşlık hakkı olduğuna inanılmalı, İyileştirmekle bitmeyecek kadar çok fazla sorunumuz olduğu kesin peki bugünün güç sahipleri iyileştirme yapmazsa ne mi oluyor onları da alt alta yazayım. Şiddet her yerde artıyor Liyakatsizlik yaşam tarzına dönüşüyor, Kutuplaşma derinleşiyor ve tekrar bağlar kurulmayacak kadar kopuyor, Kolaycılık başlıyor ve toplumun bir kısmı tembelleşiyor, Torpilli olmadan iş sahibi olunmayacağı anlaşılıyor, Namusuzluklar, hırsızlıklar hak olarak görülüyor, Uyuşturucuya ulaşım kolaylaşıyor ve bağımlılık artıyor, Dolayısıyla adaletsizlik kol geziyor. Artık dur denmeli ve gündemi kurtarmak yerine, oy kavgası yerine, mal kazanmak yerine, mülkü ve koltuğu korumak yerine vatandaşa kulak verilmelidir. Vatandaşın her birinin sorunlarına çözüm bulunması gerekmektedir. Eğer gündemin içinde kaybolunursa ne insan kalır n de yaşanacak huzurlu yer kalır…