Alış veriş yapan kitleyi, gruplara ayırarak inceleyelim.
Mağazalara gidenlerden bazıları, ürünü deneyerek ve gözüyle görerek alıyor. Bazıları da ilaveten üzerine, kahve içme ve bir restoranda yemek yeme zevkini ekliyor.

AVM gezisi yapmaya, keyfi zaman ayıranlar var. Fotoğraf ile bu tatlı gezilerinde, ne yaptıklarını yansıtmaları da azımsanamaz.
İnternet alış verişi yapan kitle ise, çalışmaktan mağazaya gitmeye fırsat bulamıyor.
Bir kısım da, internette alış-veriş sitelerinde gezmeyi seviyor. Cep telefonundan saatlerce fiyat karşılaştırması yapıyor veya indirim takibiyle seçtiklerini sepete ekleyerek onaylıyor.
Satış yapılacak gruplara, ayrı ayrı farklı satış politikaları uygulanmalı.
1) İnternet satışı (web sitesi ve uygulama ile)
2) Görsellik ön planda mağaza satışı
3) Instagram ve youtube reklamıyla, kurumun internet satışına yönlendirme
4) *Kolaycılık* yani ürüne en kolay en hızlı ulaşma imkanı sunma
5) Hafızalarda yer etme yani ilk akla gelen firma olma
6) Bence ürün satışına ilave farklı kurumlarla işbirliği içinde olma. Gelen müşterinin (internette ve mağazada) ihtiyacına bir çok alandan tedarik imkanı sunma
7) İşbirliği yapılan firmalardan aylık gelir sağlama (Sadece reklamını yapma mantığı değil, onlara özellikle internet sahasında iş bulan kurum olma)
8) Fotoğraf köşesi oluşturarak müşterilerin çekindiği fotoğraflarla, onların sayfalarında reklam yapma
Bence daha üzerinde düşünülerek şirket içi brain storm (beyin fırtınası) yapılabilir ve maddeler çoğaltılır.
Alış varsa kriz yoktur. Dolayısıyla günümüze uygun satış politikalarıyla piyasaları, el birliğiyle canlandıralım.
Allah, açlıkla imtihan etmesin. Bereketli günler dilerim...