Hava Durumu

Hastayım yaşıyorum

Yazının Giriş Tarihi: 21.11.2018 12:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.11.2018 12:25
 

Halsizim… Bitkinim… Galiba grip oluyorum… Ya da çoktan oldum.

Kimse zahmet edip niye uyarmadı ki ,,grip salgını var,, diye. Hastayım ve şu an herkes gripmiş.
Bu herkes lafına bayılıyorum.Arkadaşlara ,,grip oldum,, diyorum.,,Ne olmuş? Şu sıralar herkes grip,,diyorlar.Defalarca tekrarlanınca da anlamını yitiriyor.

Durum vahim… Baktım olmuyor, istikamet en yakın eczane.

,,Ver kardeşim şuradan antibiyotik,p...mol,pastil , vitamin, fıs fıs ve de ne varsa.,,

Oysa başka bir ülkede olduğunuzu düşünün. Tüm bu istekleriniz size morfinman muamelesi yapmaları için oldukça geçerli bir sebep.

Üstelik hasta olduğunuz andan itibaren sağlık ordusu bir telefonla evinizi basıyor. Neyiniz var, neyiniz yok. Didik didik edilirsiniz. Ve doğru tedaviye alınmışsınız siz farkına varmadan. İnsana ağız tadıyla hastalığını da yaşatmıyorlar.

Evde boş vaktim fazla olunca, işte bunları düşünüyorum. Bütün gece uykusuz dolaşıp, evde ne kadar duvar resmi, halı kenarı, koltuk kıyısını inceledikten sonra sabahladım nihayet.

İkinci gece baktım ki olmuyor, zar zor hastane yollarına düştüm.

Acil sevisi – kapıda kuyruk

Herkes hasta, fakat hiç kimse benim kadar kötü görünmüyor.

Malum… Merakım ağır basıyor. Soruyorum…

Sağımda gözleri sulandığı için gelmiş Halime teyze.

,,Göz doktoruna gitseydin teyze,, diyorum.Cevap hazır:

,,Evladım şu randevun işi zor. Ayrıca da katkı payı alıyorlar. Zaten üç kuruş emekli maaşı alıyorum. Geçinemiyoruz,,deyince, hak verdim.

Soluma baktım, yaşlı bir amca oturuyor.,,Neyin var?,, diyemeden, o çoktan gönüllü anlatmaya.

Dizleri ağrıyormuş. Hastaların hepsi öncelikli ve ben ölüyorum.

Bir karışım ağrı kesici için ruhumu verebilirim. Hatta ,,solunum cihazına bağlayın,, diyesim var.

Nafile… Hasta cazibesinden etkilenen yok.

Nihayet... Sıra geldi… Tahliller, şunlar bunlar. Hasta travması ben deniz...Sonuç?..

,,Bakteri yok. Antibiyotik veremeyiz. Grip olmuşsunuz. Dinlenin. Dört beş günde geçer,,

Pek tatmin edici bir tedavi değil benim için.

Oysaki şöyle koldan bir kas gevşetici ve ağrı kesici kokteyli fena olmazdı. Eve git. Bekle ki geçsin.

Acil servis maceram en dramatik haliyle böylece sona erdi.Eve döndüm.

Sabahtan akşama bitki çayları, portakal takviyesi, çorba, pastil.

Geçmek ne kelime. Daha da kötü oldum. İki gün sonra, yine acil gece yarısı ziyareti…

,, Grip olmuşsunuz. Salgın var,, demezler mi?

Ben bunu biliyorum zaten. Siz neyi bilmiyorsunuz?

Boğazım ağrıyor. Nefes alamıyorum.

Ne olursunuz şu seyahat ütüsü gibi görünen aleti göğsüme şöyle bir bastırıverseniz de, ben de rahat bir nefes alabilsem. Gözüm solunum makinesine gidiyor.Gecenin bir yarısı kalkıp  hastanenin acil servisine misafir olmuşum. Yetmezmiş gibi hemşire,, siz ikinciye geliyorsunuz,,diye de küçük ve nazik bir hatırlatma..Sanki çok eğleniyormuşum gibi.Üstüme iyilik, sağlık.

Bir de malum Türk tarafım depreşiveriyor ve avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. ,,Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?,, diye. Malum adettendir. Bu cümleyi o kadar her yerde duyarız ki.

Sahi, ben kimim ki? Sadece ,, BEN,,.

Neyse ki hemşire aklımdan geçenleri okuma yeteneği olmayan biri.

,, Bilmiyorum. Kimsiniz ?,, diye de sormuyor.

,,Sıvı, pastil, uyku. Bir iki güne geçer,,. Reçete bu.

Ardından da ,, İsterseniz  cumaya randevu alın,, demez mi.

Yok. Ben artık mümkünse almayayım.Acil kabulü gördükten sonra galiba iyileşme emarelerini hissetmeye başladım.Mümkünse cumaya sinemaya gitmeyi tercih ederim.

Ve ver elini başka bir eczane.

Durum itibarı ile nasıl mutluyum anlatamam. Gök mavi. Ve güneş te te pırıl pırıl artık..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.