Hava Durumu

Kazanma zamanı

Yazının Giriş Tarihi: 08.04.2017 19:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.04.2017 19:12

Günümüz toplumunda birçok insanın en belirgin özelliğinden biri, konuşmalarının boş ve amaçsız olmasıdır. Halkın oldukça büyük bir kesiminde, “laf olsun torba dolsun” ifadesiyle tanımlanan boş konuşma, adeta bir davranış şekli haline gelmiştir. Hiçbir çözüme ve sonuca götürmeyen, kalıplaşmış belli sözler bu boş konuşmaların temelidir. Konuşulan konular belli ve kısıtlıdır ancak içeriği oldukça geniştir. Halk arasında, "geyik muhabbeti" deyimiyle ifade edilen ve ne denli gereksiz olduğu açık olan bu tarz konuşmalar, saatler ilerledikçe uzar, genişler, bir konudan diğerine atlanır. Bilgi sahibi olunmasa da, hemen herkes her türlü konuda fikir beyan eder. Hiçbir sonuca ulaştırmayan, hiçbir yarar sağlamayan bu konuşmalar, genellikle karşısındakilere fikir, düşünce ve görüş sahibi olduğunu hissettirme amacı taşır.

Bu arada, gerçekten konuşulup halledilmesi gereken konular bile, içinden çıkılması güçleşen çözümsüzlüğe sürüklenir. Kısa sürede çözülebilecek sorunlar saatlerce bazen günlerce uzar. Konuşmalar çözüm üretme yerine iddialaşma ve kişilik gösterisi haline gelir. İş toplantıları, siyasi meydanlar, apartman toplantıları hatta arkadaş toplantılarında hep bu tür görüntülere rastlanır. Konular her zaman basit ve yüzeysel olarak ele alınır. Oysa sorunlar akılcı, özüne inerek ve hikmetli bir biçimde dile getirilse çözüm yolları da bulunabilir.

Bir nimet olan bize bahşedilmiş akıl ve hikmete sahip olmayan kişi, birkaç cümlede özetlenecek bir konuyu saatlerce anlatsa da açığa kavuşturamaz. Hatta bazen özellikle uzatarak adeta "tadını çıkarır". Saatlerce tartışılan ancak hiçbir sonuca varılmayan televizyonlardaki açık oturumlar ise açık bir örnektir bize.

Özellikle bu programlarda konuşan kişi bir türlü konunun özüne inemez; çok konuşur ancak hiçbir şey söylemez. Gereksiz detaylarla ne denli fikir, bilgi ve kültür sahibi olduğunu kanıtlamaya çalışırken, konuyu içinden çıkılamaz bir hale getirir. En önemli konularda dahi kendi kişiliği ve birikimleri ön planda, asıl konu arka plandadır.

Dahası, bazen hep bir ağızdan, koro halinde konuşulur, sözler kesilir, sesler yer yer yükseltilir. Bağırarak konuşulduğunda üstün gelineceği zannedilir. Sonuç olarak; hiçbir sonuca varılmaz. Hem konuşanlar saatlerce boş konuşmuş, hem de izleyenler saatlerce boşa vakit geçirmiş olurlar.

Bugün içinde bulunduğumuz yüzyılda zaman çok önemlidir. Kimsenin boşa geçirecek vakti olmadığını düşünmekteyim. Bugün liderlerimiz, yöneticilerimiz sosyal devlet bilincinin ne demek olduğunu göstermesi gerektiği bir dönemdeyiz. Ayrıştırmaların dışında birleştirici adımlar atmalı ve vatandaşın sosyal altyapısını güçlendirmelidir. O koltuklara kimse boş konuşun diye size emanet etmediğinizi bilmelisiniz.

Artık vatandaşta boş laf söyleyenleri terslemeli. Artık devlete millete fayda sağlayıp sağlamadığına bakmalı. Kayıplarımız çok büyük. Geri getiremeyeceğiz ama daha fazla kaybetmekten kurtulabiliriz. Bunu bilip üretmek ve çözmek adına konuşmalıyız. Artık kazanma vakti.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.