Hava Durumu

Kalıtım ve Çevre

Yazının Giriş Tarihi: 28.02.2018 11:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.02.2018 11:26
 Kalıtım ve çevre ikilisinden, hangisinin daha baskın geldiğini merak ediyoruz…

Soyağacımıza olan ilgimizle ‘e-devlet’ web sitesi kilitleniyor. Hepimizin kökleri, Adem ile Havva’ ya dayanıyor fakat bunu bilmek bizi tatmin etmiyor. Atalarımızın isimlerini ve nerede yaşadıklarını, öğrenme arzusu içindeyiz. Göçmenlerimiz, iki ülke arasında soyağacı bilgilerinin kopmasından üzüntü yaşıyorlar.

Son günlerde televizyonda yer alan programlarda; biyolojik annesine, babasına ve kardeşine ulaşmanın umudunu taşıyanları takip ediyoruz. Canımıza can verenlerle aramızdaki yoğun duygusal bağı, etkilenerek seyrediyoruz.

Ailesini arayanlar, öğrenecekleri her türlü bilgiye hazırlar. Biyolojik ailesini bir kere görebilmek için, izleyicinin önüne çıkmaya cesaret ediyorlar. Hatta, sevgi ve şefkat beklentilerini bile bir kenara koymuşlar…

Aile arayışlarımız ve soyağacımıza gösterdiğimiz ilgi ile mısralar beliriyor zihnimde.

Biyolojik geçmişini bilmemek;

Kendi hayat kitabına başlarken girişini yazamamak gibi…

Toprağın üzerinde değil de boşlukta yürümek gibi…

Çalışırken kime çalıştığını sorgulamak gibi…

Yola kaldığın yerden devam edememek gibi…

Kalıtımımıza olan ilgimizi, “merak” ile açıklamak yeterli gelmiyor. Kan bağının gücünü, iliklerimizde hissediyoruz.

Duygusal yoğunluk yaşadığımız satırlara son verelim.  Kalıtım ve çevre ile şekillenen gelişimimizi inceleyelim.

Gelişimimizde kalıtımın belirledikleri; saç, göz rengi, boy, fiziksel yetenekler, duygusal alanlar ve fizyolojik yapı gibi özelliklerdir.

Genotip, anne ve babamızdan kalıtım yoluyla bize geçen genlerin toplamıdır ve çevreden tamamen bağımsızdır.

Çevreden etkilenmeyen kalıtsal karakterlerimizden örnekler; kan grubu, renk körlüğü, kulak memesinin yapışık veya serbest olması.

Fenotip ise, genotip ve çevresel etkenlerin bir araya gelmesiyle oluşur. Genlerimiz sayesinde ‘fenotip’ yani dış görünüşümüz, ortaya çıkmaktadır. Fenotip; genotip özelliklerimizin gözlenebilir yansımasıdır, kişiye özgüdür ve değişebilir.

Doğuştan getirdiğimiz özelliklerin, ortaya çıkmasına olanak sağlayan ya da sınırlandıran faktörleri çevre içerir. Çevresel faktörler; doğum öncesindeki, doğum sırasındaki ve doğum sonrasındaki değişkenlerdir. Doğum öncesinde akraba evliliğini, doğum sırasında oksijensiz kalmayı ve doğum sonrasında geçirilen hastalıkları çevresel faktörlere örnek verebiliriz.

Eş ikizlerin kalıtımları aynı olduğu halde, farklı çevre koşullarında yetiştirildiklerinde farklı özellikler görülebilmektedir. Bu tür örnekler, çevrenin kalıtımı ne kadar etkilediğini ortaya koyar.

Gelişim, ömür boyu sürer. Kalıtım ve çevre, gelişimimizin her basamağında etkisini gösterir. Gelişim; organizmanın doğum öncesi evresinden başlayarak, ölümüne dek geçen zaman dilimi içinde, dairesel halkalar şeklinde oluşan ve birbirini izleyen süreçlerin toplamıdır.

Bugün kalıtım ve çevrenin birbirinden ayrılmaz bir bütünlük taşıdığı görüşü kabul edilmektedir.

Gelişimi incelerken, olumsuz deneyimlerimize örnek verelim. Mesela; çocukluğumuzda, beslenmemize dikkat edilmemesi veya şefkat gösterilmemesi... Bunlar, kendi annemizin ve babamızın fizyolojik ve psikolojik olumsuz etki bırakan davranışlarıdır.

Büyüme koşullarımızın iyi düzeyde olduğunu düşünelim. Bize bakan insanlar, özenli davranışlara sahip olsunlar. Bulunduğumuz ülkede, memnun kaldığımız yaşam koşullarımız var diyelim. Yine de, kendi vatanımızın hasretini taşıyoruzdur ve biyolojik ailemizi görme isteği duyuyoruzdur.

Her insan biriciktir. Sahip olduğumuz kalıtım ve çevre ile hepimiz bir taneyiz. Her koşulda ve şartta, mutlu bir yaşam diliyorum…

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.