Dünya, amansız salgın karşısında çözüm geliştirmek için var gücüyle çalışmakta. Dünyanın gelişmiş ülkeleri öncelikle hızlı test kitleri icat etmeye çalışırken yine aynı gelişmiş ülkeler tarafından salgına karşı aşı geliştirmeye çalışılmaktadır. Yapılan çalışmaların umut verici sonuçların olduğunu duymak güzel haberler olarak değerlendirmekteyim.

Daha önceki köşe yazılarımda belirttiğim gibi korona virüsü bir dönüm noktası olacaktır. Koronadan önce ve koronadan sona…

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan “Kovid - 19 ve Çalışma Yaşamı: Etkiler ve Yanıtlar” başlıklı değerlendirme raporuna göre,  salgının yaşamın her alanında büyük etkiler oluşturacağı ortaya konmuştur. Ön değerlendirme raporunu gözden geçirdiğimizde ise dünyanın yüzde 70’inin enfekte olma durumu olduğu ortaya konmaktadır. Yani bugün dünya yaklaşık 7,8 milyar dolayısıyla salgından 5,5 milyar insanın enfekte olacağı tahmin edilmektedir. Tabi tedbirler alınmaz ise en kötü senaryo.

Aynı rapora göre, korona virüs pandemisinin yarattığı iktisadi ve sosyal risk, küresel işsizliği yaklaşık 25 milyon artırabilir ve bu nedenle bir emek krizi yaratabileceği değerlendirilmektedir.

Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre, pandeminin işgücü piyasası üzerindeki etkilerini azaltmak veya ortadan kaldırmak için dünya ülkelerine önerdiği bir reçete bulunmaktadır. Bu reçeteyi 5 başlıkta toparladığımızda ise;

- Sosyal korumanın genişletilmesi,

- Kısa çalışma, ücretli izin ve diğer destekler yoluyla istihdam muhafazasının desteklenmesi,

- İşletme büyüklüğüne bakılmaksızın, yani mikro, küçük, orta ve büyük ölçekli işletmeler dahil olmak tüm işletmeler için finans ve vergi destekleri yapılması,

- Kamu maliye ve para politikası önlemlerinin alınması,

- Belirli ekonomik sektörler için borç verme ve finansal destek sağlanması.

Olarak vurgulanmaktadır. Dolayısıyla dünyanın koronadan sonraki dönem için daha fazla iş birlik yapmaya ihtiyacı vardır.

Dünyada öngörülen bu durum emin olun ki Türkiye’yi de doğrudan etkileyecektir. Ticaretler, seyyahtalar mümkün oldukça azalacaktır. Her millet öncelikle kendi güçlerinin, kendi imkanlarını tekrar hareketlendirecektir.

Dünyadaki değişimi önceden tahmin edip geleceğe işte tam bu noktadan bakarak adım atmalıyız. Ulusal stratejimizi ve ulusal ve uluslararası uygulamaları tam bu noktadan iyileştirmeye ihtiyaç bulunmaktadır.

Bunun için ise;

Devletin denge ve denetim sistemlerinin aktif hale getirilmesi,

Hukuk ve adaletin adil dağıtılması,

Meslek enstitülerinin güçlendirilmesi ve çeşitlerinin artırılması( Sağlıkçıların, kimyacıların, fizikçilerin, tarımcıların, inşatçıların, gıdacıların, sporcuların, turizmcilerin vb…)

Tarım ve hayvancılık sektörü üretime yönelik geliştirilmesi,

Eğitim ve öğretim günün şartlarına uygun bilimselleştirilmesi,

Teknoloji ve Ar-Ge yatırımlarının takibi ve güçlendirilmesi,

Marka ve patent çalışmalarının artırılması,

Kentsel yönetişimin iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi,

Kamu kaynaklarının doğru kullanımlarının düzenlenmesi,

Tükettim ve tasarruf konusunda gerekli önlemlerinin alınıp, toplumun tamamına yaygınlaştırılması,

Vergilendirme sistemini toplumun tamamının faydasına dönüştürülmesi,

Daha yazılabilecek birçok konu var ancak bunlar sadece öneridir. Ama koronadan sonraki dönem için toplumun her kesimi ile bir araya gelip gelecek değerler ışığında konuşmak gerekmektedir. İdeolojileri ve adam kayırmacıları geride bırakan korona ile toplumun her kesiminin bir arada çalışması gerektiği orta çıkmıştır.

Gelecek için umudu yeşertmenin yolu bilimden ve akıldan geçtiğini unutmadan, imkanlarınızı zorlayarak evde kalınız…