Küresel ısınma nedeni bir doğal afet değildir. Küresel ısınma tamamen ihmalin ve insan yaşamına saygı duyulmamanın sebebidir.   Bugün her şeyden daha fazla konuşulması gereken konulardan biriside küresel ısınmadır. Özellikle fosil yakıt kullanımının artması, ormanların azalması ve sanayi gibi çeşitli insan faaliyetleri sonucunda atmosfere bırakılan sera gazlarının artması ve yoğun şehirleşmenin de katkısıyla dünyamız normalden fazla ısınmaya başladı. Küresel ısınma olarak tanımlanan bu durum günümüzde dünyamız için en büyük çevresel, sosyal ve ekonomik tehditlerden birini teşkil etmekte. Önlem alınmaması halinde ise önümüzdeki günlerde büyük felaketlerin daha sıklıkla yaşanabilineceğini düşünmekteyim.  
Küresel ısınma dünya genelinde iklim değişikliklerine sebep oluyor. Günümüzde iklim değişiminin etkileri bariz olarak hissediliyor ve bu etkilerin gelecek yıllarda daha yoğun yaşanacağı birçok bilim insanı tarafından dile getiriliyor. Aşırı sıcaklar, seller ve kuraklık iklim değişimi sonucunda yaşanan aşırı hava olaylarının başında geliyor. Son günlerde dünyadan ve ülkemizden aldığımız, sel ve özellikle Avrupa ülkelerinin aşırı sıcakların etkisi altında olduğu haberleri maalesef bu gerçeği doğrudan bize göstermektedir.   İklim değişikliğinin önüne geçmek ise küresel sera gazı emisyonlarının önemli oranda azaltılması ile mümkün olacaktır. Özellikle gelişmiş ülkelerin hükümetlerinin sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda çok etkili önlemler alması gerektiği bir gerçek ancak tüm karar vericilerin konuya önemle yaklaşması ve gerekli tedbirleri alması gerekiyor. Hükümetlerin ve uluslararası örgütlerin alması gereken birçok önlem bulunmaktadır.   ·         Daha fazla betonlaşmanın önüne geçilmesi, Mevcut ormanların ve yeşil alanların korunması, ağaçlandırma ile artırılması. Kaldırımlar, yollar ve çatılarda serinlemeyi sağlayacak toprak ve bitkilerle kaplı alanlar oluşturulması, Ortak kullanım alanlarında gölge oluşturacak ağaçların artırılması.   Anlaşılan o ki ülkemiz ilerleyen yıllarda iklim değişimi kaynaklı aşırı sıcak dalgalarının etkisi altında daha fazla kalacaktır. Aşırı sıcaklar ise çeşitli sağlık problemlerini beraberinde getirmekte, insanlar üzerinde hem ruhsal, hem de fiziksel açıdan olumsuzluklar yaratacaktır. Sıcaklar özellikle çocuklar, yaşlılar, tansiyon, diyabet ve kalp gibi kronik hastalıkları bulunan kişiler, kadınlar, açık havada ağır işlerde çalışanlar ve hareketliliği kısıtlı olan bireyler başta olmak üzere herkesi olumsuz etkileyecektir.  
Sıcak havaların insanlar üzerinde ruhsal açıdan meydana getirdiği sorunlar; halsizlik, isteksizlik, sıkıntı hissi, dikkat dağınıklığı, tahammülsüzlük ve çabuk sinirlenmelere neden olacaktır. Bu durum günlük yaşam temposunu etkiler, verimliliği ve yaşam standardını düşüreceği kesindir.   Aşırı sıcaklar gibi aşırı soğuklarda hem dünya düzenini hem de insan hayatlarını doğrudan etkileyecektir. Nasıl aşırı ısınmadan dolayı yaşamlar etkileniyorsa aşırı soğumadan dolayı da saydığım tüm etkiler ağır bir şekilde yaşanacağı ortadadır.   Hükümetler ve uluslar arası kurumlar gerekli tedbirleri aldığı gibi bireylere de birçok görev düşmektedir. Bu çerçevede evlerde alınabilinecek tedbirler ise;   Yalıtımı iyi yapılmış evlerde oturulmalıdır. İyi yalıtılmış binalar yazın serin, kışın ise sıcak olur. Oda sıcaklıkları gündüz saatlerinde 32°C’yi, geceleri 24°C’yi geçmemelidir. Güneşin yoğun olduğu öğlen saatlerinde özellikle güneş alan odalarda pencereler, perdeler varsa panjurlar kapatılma, kış aylarında da gün ışığından daha fazla yararlana bilmek için panjurlar açılmalıdır. Sıcaklığın yüksekliği ve azlığına göre belirli saatlerde pencereler açılmalı ve tam kapatılmalıdır. Ortam sıcaklığını artıran aydınlatma ve elektrikli aletler kapalı tutulmalıdır. Uyumak için evin en serin odası seçilmelidir. Vantilatör kullanımı belli bir serinlik sağlar ancak 35°C’nin üzerinde bir faydası olmayacağı bilinmelidir. Gerektiğinde klima kullanılmalı ve klima açıkken pencere ve kapılar kapalı tutulmalıdır. Klimaların yüksek enerji tüketerek iklim değişikliğini daha da artıracağı unutulmamalıdır.   Evlerde alınacak tedbirler olduğu gibi evlerimizin dışında da bireysel olarak tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirler ise; Aşırı sıcak bir havada eğer dışarıda isek mutlaka gölgede kalınmalıdır. Mecbur kalmadıkça günün en sıcak saatleri olan 11:00 - 16:00 aralığında dışarıya çıkılmamalıdır. Evinizi serin tutmanız mümkün değilse günün en sıcak saatleri dışarıdaki serin ortamlarda örneğin klimalı kamu binaları, kütüphaneler, alışveriş merkezlerinde geçirebilir. Çocuklar ve ev hayvanları park halindeki araçlarda bırakılmamalıdır.   Küresel ısınma sebebinin yüzde 95’ini insanın oluşturduğunu düşündüğümüzde görülen şu ki insan oğlu bulunduğu zamanı yok ettiği gibi gelecek nesillerin zamanını da açıkça çalmaktadır. Bu hırsızlığa ise göz yuman hükümetler ve denetleme kurumları olduğunu açıkça anlamamız gerekmektedir.
  Bugün yaşadığımız her türlü doğal afetin sebebi olarak hükümetleri görmeliyiz. Çünkü son yapılan uluslararası çalışmalarda görünüyor ki Paris Anlaşması’nın tarafı olan 184 ülkeden 136’sının verdiği sözü tutmadığı görülmektedir. Yani küresel ısınmaya karşı hem fikir olunmuş ancak yaptıkları uygulamalarla yaşayan her canlıya zarar veren adımlar atmışlardır. Ne uğruna derseniz kesinlikle para uğruna diyebiliriz.   Bugün nasıl bireylere küresel ısınmaya yönelik tedbirler almak zorundaysa, hükümetler ise küresel ısınmanın önüne geçmek için kesin adımlar atmalıdır. Bu adımları atamayan hükümetleri de o ülkenin vatandaşları tarafından bir sonraki seçim döneminde hükümetten el çektirmelidir.   Küresel ısınma hayatları yok ettiğini açıkça anlamanın zamanı kesinlikle geldi ve geçmektedir. Bunu bilerek hükümetlere küresel ısınmayı hatırlatmalı ve çözüm almaları yönünde adım attırılmalıdır.