Bugünlerin önemli sorunlarından biride iş yapmak yerine laf yapmakla gündemin yorulmasıdır. Ne Ülkenin gerçek problemlerine değinenlerin sayısı ne yazık ki çok azdır. Hele ki ilgili ve yetkili kesimlerde laf üretenlerin sayısı her geçen gün daha fazla artmaktadır. Laf üretiyor olmalarının birçok nedeni bulunmaktadır. Bazılarını saymak gerekirse; Bulundukları konumları kaybetmemek için vatandaşın duygularına hitap etmeyi iş sanmak, İlgili ve yetkili kişilerin gerçek problemlere karşı çözümler ve öneriler ortaya koyamıyor olmaları, İlgili ve yetkililerin fikir alışverişi yapmıyor olmaları, İlgili ve yetkili kişilerin farklı görüşleri kapsayıcı yaklaşımları görmezlikten geliyor olmaları, Liyakat kavramı eksikliği, Bilgi ve donamın eksikliğinin her kesimde artıyor olması, Özgür düşüncenin yerine, umursamazlık, sıkışmışlık ve korku gibi duyguların daha fazla yer alıyor olması, Ülkenin gelişmelerini ve problemlerini gündemden düşürmek için laf üreterek değiştirilmeye çalışıyor olması, Ne yazık ki saymakla bitmeyecek kadar çok olduğunu gördüğümüz ortadadır. Çünkü anlaşılması güç şekilde yıkıcı, zarar verici, incitici, üzücü, yok sayıcı, egolu ve kayırıcı laflar bugün gündemi meşgul etmektedir. Bugün bir ve diri olmamız gereken bir dönemdeyiz. Türkiye Cumhuriyetinin her vatandaşı anayasadan güç alır. Anayasanın yetkililere, ilgililere ve sade vatandaşlarına verdiği sınırlar çerçevesinde hareket etmelidir. Eğer bugün anayasa dışına çıkılırsa çok büyük problemler açıkça yaşanmaya başlanır. İşte tam bu noktadan hareket ederek ilgililer, yetkililer ve sade vatandaş ülkenin gerçek sorunlarına yönelik çözümler ortaya koymalı ve çözümler gerçekleştirilmelidir. Her ne olursa olsun bilinmeli ki; Güçlünün hukuku değil, haklının hukuku bu coğrafyada yaşanacaktır, Adil ve eşitlik kavramı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası güvencesi altındadır, Demokrasinin gücü her zamankinden daha fazla vatandaşlarca sahiplenilecektir, Eğitim ve bilim çözümlerin, önerilerin anahtarı olacaktır, Kişisel hakların önemi her zamankinden daha fazla savunulacaktır, Dördüncü güç medyanın ve beşinci güç sivil toplum kuruluşları olduğu toplumun daha geniş kesimlerince anlaşılacaktır, Son olarak bilinmeli ki kutuplaştırıcı ve bölücü kavramlar yerine birleştirici ve yapıcı kavramların hüküm süreceği coğrafya olacaktır. Her kesimde bulunan vatandaşlara önerim akıl ve bilimle hareket ederek olumsuz laf üretilmesine engel olunmasıdır. Hatta laf yerine üretim yapılması istenmelidir. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. İçinde bulunduğu tüm renklerden gücünü alır ve bu güç besleyicidir. Buradan yola çıkarak çağdaş, modern,  gelişmiş, özgür ve demokratik olmanın yolu ötekileştirmeden yapıcı ve üretici olmaktan geçmektedir. Güçlü Türkiye Laf değil, fikir ve ürün üreten ülkedir.