Birçok film ve dizilerde ‘ağır abi’ rollerini üstlenen, ünlü sanatçı ve tiyatrocu Anıl Yıldız, “Ben aslında çok komik bir adamım ve komedi filmlerinde yer almak istiyorum” diye konuştu.
Haber Giriş Tarihi: 11.06.2016 12:47
Haber Güncellenme Tarihi: 11.06.2016 13:50
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
Fatma Gül’ün Suçu Ne, Hayat Devam Ediyor, Kötü Yol, Yalancı Bahar, Yedi Güzel Adam gibi birçok film ve dizi ile evlerimize konuk olan usta sanatçı Anıl Yıldız, bu hafta sanat köşemiz için gazetemize konuk oldu.
Tiyatro hayranı, tiyatro sevdalısı olan hoş sohbet, güler yüzlü, alçak gönüllü sanatçı Anıl Yıldız kendi ve ekran arkasında görünmeyenleri bizimle paylaştı.
B.BARAK: Kendinizi tanıtır mısınız?
A. YILDIZ: 1983 yılında Sivas’ın Divriği ilçesinde doğdum. Sivas’ta büyüdüm. Ailem, aslen Malatya Erguvanlı. İnsanın kendini anlatması, tanıtması çok zor.
B. BARAK: Eğitim durumunuzdan bahseder misiniz?
A. YILDIZ: Tiyatro olarak hep gururla söylüyorum alaylıyım. İstanbul Devlet Konservatuarını okumak için İstanbul’a geldim. 22 yaşımdan gün aldığımda sınavlara girdim. Gün aldım bahanesiyle beni almadılar. Ya da yeteneksiz buldukları için beni almadılar. Sonra çeşitli tiyatrolarda çalıştım. Amatör tiyatrolarda eğitim aldım. Tiyatrolarda çalıştım. Diksiyon eğitimi aldım. TRT de seslendirme ve dublaj yapmaya başladım.
B. BARAK: Tiyatro, dizi, sinema ilk başladığınız an ya da nasıl başladınız?
A. YILDIZ: Çok süründüm. Divriği dağlarında büyüdüm. Ailem memur olduğu için, tiyatro hevesim vardı ama tabi oyunculuk, çekim, film muhabbeti olmazdı. Babam devlet memuru olduğu için, benimde devlet tiyatrolarına girip, kadrolu oyuncu olmamı ve aylık oradan maaşımı almamı isterdi.
B.BARAK: Peki, nasıl izin aldınız şimdi destek oluyor mu aileniz?
A. YILDIZ: Yaş büyüdüğü için artık karışmıyorlar ama hala televizyonda beni hiç izlemezler. Karışmazlar evet ama öyle ‘bizim oğlumuz çıkmış bakalım’ demezler. Tiyatro da da hiç gelip izlemediler. Sülalenin içinde hiç sanatla uğraşan kimse yok. Ailemde ilk sanatla uğraşan kişi benim; galiba son kişi de ben olurum.
B. BARAK: Tiyatro yaşamınız nasıl devam etti?
A. YILDIZ: O zaman ‘Tiyatro Kale’ vardı. Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde eğitim aldım. Eğitimler sonra dublajlar devam etti. Sonra yavaş yavaş televizyona ittiler bizi. Televizyon hevesim hiç yoktu, aklımda da yoktu. Ama para kazanmam gerekiyordu. Tiyatrodan para kazanamıyorsunuz. Daha tiyatrodan para kazandım diyeni hiç duymadım. Hatta ben kendi tiyatro ekimi kurdum ama yine kazanamadım. Yıldız organizasyon üzerinden ‘Yıldız Tiyatro’ ismi ama sonra battım. Firmayı kapattım.
B. BARAK: Tiyatro tamamen bitti mi?
A. YILDIZ: Şuan televizyona çalışıyorum. Seneye mutlaka tiyatro yapmayı düşünüyorum. Tiyatro asla bitmez. Hatta yine özel bir tiyatro olacak. Bir abimiz vasıtasıyla güzel işler yapacağız. Projelerimiz var. Televizyon, filmler, diziler bizi maddi açıdan ayakta tuttuğu için yapıyoruz yoksa tiyatrodan asla vazgeçmeyiz. Bizler sanatçı insanlarız. Televizyonda sanat yaptığımızı düşünmüyorum. Sanat bizim kulvarda tiyatroda ama oda tartışılır tabi ki. Bir heykeltıraş sanatçıdır ama tiyatro tartışılır. Çünkü günümüzde yapılan tiyatro ne kadar sanatsal net söylenemez. Çünkü 70- 80 bilet satılan günümüzde tiyatro sanat için mi yapılıyor diye sorguluyoruz.
B.BARAK: Tiyatro izleyicisi azaldı mı?
A. YILDIZ: Tiyatro izleyicisi çoğalmıyor. Hiçbir zaman da çoğalacağını düşünmüyorum. Çünkü verilere göre de ülkenin kültür düzeyi git gide düşüyor. Tiyatro fiyatları yükseliyor haklı olarak buda etken oluyor. Tiyatro izlemeye gelen insanlar hep aynı insanlar. Herkes haklı.
B. BARAK: Hangi dizilerde oynuyorsunuz?
A. YILDIZ: 1.5 sezon boyunca TRT ‘de yayınlanan “Yedi Güzel Adam” dizisinde, Çalı karakterini oynadım. 39 bölüm oynadık final yaptık. ATV’de “Hayat devam ediyor” dizinde Cemal karakterini oynadım. TRT’de “Filinta” dizisinde oynadım. Çok ses getirdi. Yeni projeler var şimdi onun hazırlıklarını yapıyoruz.
B. BARAK: Sinema filmi var mı?
A. YILDIZ: Sinema şuan yok. Herkes çevremde yeni bir sinema filmi projesi sunuyor ama biz anlaşma yapılmadan motor denilmeden var diyemiyoruz. Ama teklif ve projeler var tabi. Hatta benim bir sinema patlatmamı istiyorlar. Genellikle yazın çekimler başlıyor. Komedi ağırlıklı olacak.
B.BARAK: Sizin aldığınız rollerde karakteriniz nedir? Ne olmasını isterdiniz?
A. YILDIZ: Bana genelde ‘ağır abi’ rolleri uygun görüyorlar. Ben komediyi çok severim. İlk olarak da komedi ile başlamıştım. Ülkücü rolünü canlandırdığımda ağır geldi zor bir roldü. Ailesi ve ülkücülük arasında kalan bir adam; siyasal bir film. Tabi ağır abi olmak da çok güzel. Yapı olarak,ben ağır bir abi miyim, kesinlikle değilim. Ama olmadığım birini canlandırmak keyif veriyor. Olmadığım kişiyi oynamayı seviyorum. Arkadaşlar arasında ben çok eğlenceliyim, komiğim.
B. BARAK: Sinema piyasası nasıl?
A. YILDIZ: Kötü, nankör bir piyasa. Garantisi asla yok. Şuan 3 dizi projesi var konuştuğumuz. Ama dediğim gibi garantisi yok. Her an her şey mükemmel ya da çok kötü olabiliyor. Belirsizlik mesleği bizim alan.
B. BARAK: Diziler sizin için avantaj mı? Ülke insanları için ne veriyor?
A. YILDIZ: Bizim için avantaj. Ne kadar çok dizi o kadar ekmek demek. 20 ve 30 yaş arası tam 2 bn oyuncu var. Hepsi bir yerde rol almak için bekliyor. Oyuncu çok. Herkes oyuncu. Yeni mezunlar ve her yerde eğitim veriliyor. Çok iyi oyuncular var, iyi olmayan oyuncular da var. Kalitesi tartışılır. Ama gerçek anlamda çok iyi oyuncu olup piyasa da yer bulamayan o kadar çok sanatçı var ki. Oyunculuğuyla beni ezecek ama iş bulamayan tanıdığım oyuncu arkadaşlarım var. Onlar yok ben varım birazda şans gerekiyor.
B. BARAK: Çalışmalarınız nasıl gidiyor?
A. YILDIZ: Her hafta bir sinema dizisi çekiyoruz. Çok çalışıyoruz. Çok yoruluyoruz. 2 saat uyuduğumu biliyorum. Bir sinema filmi 6 ayda çekiliyor biz her hafta bir film çekmiş gibi oluyoruz. Ağır bir iş ama egonuz tatmin oluyor. İnsanlar sizi tanıyor.
B.BARAK: Okullarda tiyatro, drama dersi veriliyor bunların tiyatronun gelişmesine katkısı olmuyor mu?
A. YILDIZ: Olmadı ama olmalı. Bende eğitimde büyük yer almasına katılıyorum. İlkokuldan itibaren tiyatro dersleri verilmeli. Bilgisayar mühendisi olacak kişi de, pazarcı da bu dersleri almalı diye düşünüyorum. Çünkü insan gelişimi için çok güzel. Özgüveni geliştirir. Ama tiyatro izleyicisi neye dikkat eder; Ben bunu çözemedim. Başka bir dünya tiyatro. Her insan da tiyatro izleyemez. Ben tek kişilik bir oyun düşünüyorum seneye gerçekleştireceğim. Dizinin yanı sıra ikisini beraber yapacağım.
B. BARAK: Genel olarak iş aldığınızda çok yoğun tempoda çalışırken final yapınca bekliyorsunuz bunun çözüm yolu var mı?
A. YILDIZ: Bunun bir çözümü yok. Aslında bu meslekte bunu gerektiriyor. Sürekli projede çalışırsan ne kadar gelişebilirsin. Kalıplaşmış bir tempo olur. O boşlukta ancak kendini geliştirebilirsin. Bizim sektör 20 yaşından 85 yaşına kadar kendini geliştirme yenileme isteyen bir sektör. Oluyor mu derseniz hayır; Televizyona poz verip paranı alıyorsun.
B. BARAK: Hep sanat, sanatçı diyoruz ama güzellik yarışmasında 1. olan başrol alırken siz arka planda yer alıyorsunuz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
A. YILDIZ: Ben sadece kendimle yarışıyorum. Bu konuyu sanatla alakalı hiç düşünmedim. Bana kimseyi rakip görmedim. Benim bir oyuncu arkadaşımın güzel bir lafı var. “Kamera karşında kim benim yanımdaysa, benimle sahneyi paylaşıyorsa o oyuncudur” Nerden geldiği umurumda değil. Ya da o beni ilgilendirmez. Çünkü hak haksızlık olarak düşünürsek eğer mesleği tamamen bırakmamız gerekiyor. Çünkü konservatuvar mezunu olup ta oynayamayan insan da çok. Mayasında yok. Eğer sadece güzel görünüyor diye biri meşhur oluyorsa ve sanat yapıyorsa o zaman güzeli değil halkı suçlarım ben. Demek ki: Halk onu istiyor. Arz talep yani. Halk beni değil onu görmek istiyor. Son söz sahibi olan oyuncudur. Bunun kararını yapımcı ve halk verir. Tıpkı kamera arkasındakiler gibi bizlerde işçiyiz. Hepimiz emek veriyoruz, hepimiz set işçisiyiz. Bizim patronlarımız var. Hitap ettiğimiz bir kitle var. Halkımız var. Halkımız neyi isterse o oluyor.
B. BARAK: Televizyon dünyasında halk tarafından tanınan biri olmak sizi memnun ediyor mu?
A. YILDIZ: İlk Fatma Gülün suçu ne dizisinde tanınan kişi oldum. Çok izlenen bir dizi olduğu için doğal olarak bizlerde tanınıyoruz. Hiç beklemiyordum, çok şaşırdım. Sonrasında alışıyorsun hatta egonu gıdıklıyor. Başarının meyveleri diye mutlu oluyorsun. Demek ki güzel bir şeyler yapıyorsun. İnsanlar beğeniyor. Ben kadın oyuncu değilim benim bir güzelliğim yok. Bir al benimde yok. İnsanlar beni buna rağmen beğeniyorsa demek ki başarımdan dolayı, oyunculuğumdan dolayı beğeniyor buda beni çok mutlu ediyor. Hatta daha çok çalışmam gerektiğini vurguluyor bana.
B. BARAK: yeni oyuncu olacak arkadaşlar için motive edecek bir sözünüz var mı?
A. YILDIZ: Sakın pes etmesinler. Çalışsınlar. Eğer doktor, avukat gibi meslekleri varsa, tavsiyem okudukları mesleği devam etsinler. Çünkü bizim bu sektörde hak ettiğin yere gelmen için şans faktörü çok önemli. Ne kadar iyi olduğun önemli değil. Kendilerini geliştirsinler diyeceğim ama yetmiyor. Ben kendimi şanslı oyuncu olarak kabul ediyorum. Ben iyi oyuncuyum, mükemmelim demiyorum ama şanslı oyuncuyum. Çünkü çok şanssız oyuncular var onlara göre şanslıyım.
B. BARAK: Evli misiniz?
A. YILDIZ: Yaş 33 oldu ama hala evlenmedim daha. Düşünmedim de daha. Sanırım o birden olur. Planla olacak bir durum değil. Şuan mesleğimle alakalı birkaç hedefim var. Evlilik için fırsatımın olabileceğini düşünmüyorum. Hedeflerim olduktan sonra artık. Özellikle çocuk çok ağır bir şey. Çok büyük bir sorumluluk. Bekliyorum ve oluruna bırakıyorum şuan.
B.BARAK: Son olarak ne söylemek istersiniz?
A. YILDIZ: Herkes mutlu olsun. Kardeşçe huzur içerisinde yaşasın. Savaşlar olmasın. Biz Türkiye’de yaşayan insanlar olarak, birbirimize yeteriz. Bu güzel sohbet içinde çok teşekkür ederim.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
‘Ağır Abi’ Komedyen Olmak İstiyor (Bedia BARAK)
Birçok film ve dizilerde ‘ağır abi’ rollerini üstlenen, ünlü sanatçı ve tiyatrocu Anıl Yıldız, “Ben aslında çok komik bir adamım ve komedi filmlerinde yer almak istiyorum” diye konuştu.
Fatma Gül’ün Suçu Ne, Hayat Devam Ediyor, Kötü Yol, Yalancı Bahar, Yedi Güzel Adam gibi birçok film ve dizi ile evlerimize konuk olan usta sanatçı Anıl Yıldız, bu hafta sanat köşemiz için gazetemize konuk oldu.
Tiyatro hayranı, tiyatro sevdalısı olan hoş sohbet, güler yüzlü, alçak gönüllü sanatçı Anıl Yıldız kendi ve ekran arkasında görünmeyenleri bizimle paylaştı.
B.BARAK: Kendinizi tanıtır mısınız?
A. YILDIZ: 1983 yılında Sivas’ın Divriği ilçesinde doğdum. Sivas’ta büyüdüm. Ailem, aslen Malatya Erguvanlı. İnsanın kendini anlatması, tanıtması çok zor.
B. BARAK: Eğitim durumunuzdan bahseder misiniz?
A. YILDIZ: Tiyatro olarak hep gururla söylüyorum alaylıyım. İstanbul Devlet Konservatuarını okumak için İstanbul’a geldim. 22 yaşımdan gün aldığımda sınavlara girdim. Gün aldım bahanesiyle beni almadılar. Ya da yeteneksiz buldukları için beni almadılar. Sonra çeşitli tiyatrolarda çalıştım. Amatör tiyatrolarda eğitim aldım. Tiyatrolarda çalıştım. Diksiyon eğitimi aldım. TRT de seslendirme ve dublaj yapmaya başladım.
B. BARAK: Tiyatro, dizi, sinema ilk başladığınız an ya da nasıl başladınız?
A. YILDIZ: Çok süründüm. Divriği dağlarında büyüdüm. Ailem memur olduğu için, tiyatro hevesim vardı ama tabi oyunculuk, çekim, film muhabbeti olmazdı. Babam devlet memuru olduğu için, benimde devlet tiyatrolarına girip, kadrolu oyuncu olmamı ve aylık oradan maaşımı almamı isterdi.
B.BARAK: Peki, nasıl izin aldınız şimdi destek oluyor mu aileniz?
A. YILDIZ: Yaş büyüdüğü için artık karışmıyorlar ama hala televizyonda beni hiç izlemezler. Karışmazlar evet ama öyle ‘bizim oğlumuz çıkmış bakalım’ demezler. Tiyatro da da hiç gelip izlemediler. Sülalenin içinde hiç sanatla uğraşan kimse yok. Ailemde ilk sanatla uğraşan kişi benim; galiba son kişi de ben olurum.
B. BARAK: Tiyatro yaşamınız nasıl devam etti?
A. YILDIZ: O zaman ‘Tiyatro Kale’ vardı. Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde eğitim aldım. Eğitimler sonra dublajlar devam etti. Sonra yavaş yavaş televizyona ittiler bizi. Televizyon hevesim hiç yoktu, aklımda da yoktu. Ama para kazanmam gerekiyordu. Tiyatrodan para kazanamıyorsunuz. Daha tiyatrodan para kazandım diyeni hiç duymadım. Hatta ben kendi tiyatro ekimi kurdum ama yine kazanamadım. Yıldız organizasyon üzerinden ‘Yıldız Tiyatro’ ismi ama sonra battım. Firmayı kapattım.
B. BARAK: Tiyatro tamamen bitti mi?
A. YILDIZ: Şuan televizyona çalışıyorum. Seneye mutlaka tiyatro yapmayı düşünüyorum. Tiyatro asla bitmez. Hatta yine özel bir tiyatro olacak. Bir abimiz vasıtasıyla güzel işler yapacağız. Projelerimiz var. Televizyon, filmler, diziler bizi maddi açıdan ayakta tuttuğu için yapıyoruz yoksa tiyatrodan asla vazgeçmeyiz. Bizler sanatçı insanlarız. Televizyonda sanat yaptığımızı düşünmüyorum. Sanat bizim kulvarda tiyatroda ama oda tartışılır tabi ki. Bir heykeltıraş sanatçıdır ama tiyatro tartışılır. Çünkü günümüzde yapılan tiyatro ne kadar sanatsal net söylenemez. Çünkü 70- 80 bilet satılan günümüzde tiyatro sanat için mi yapılıyor diye sorguluyoruz.
B.BARAK: Tiyatro izleyicisi azaldı mı?
A. YILDIZ: Tiyatro izleyicisi çoğalmıyor. Hiçbir zaman da çoğalacağını düşünmüyorum. Çünkü verilere göre de ülkenin kültür düzeyi git gide düşüyor. Tiyatro fiyatları yükseliyor haklı olarak buda etken oluyor. Tiyatro izlemeye gelen insanlar hep aynı insanlar. Herkes haklı.
B. BARAK: Hangi dizilerde oynuyorsunuz?
A. YILDIZ: 1.5 sezon boyunca TRT ‘de yayınlanan “Yedi Güzel Adam” dizisinde, Çalı karakterini oynadım. 39 bölüm oynadık final yaptık. ATV’de “Hayat devam ediyor” dizinde Cemal karakterini oynadım. TRT’de “Filinta” dizisinde oynadım. Çok ses getirdi. Yeni projeler var şimdi onun hazırlıklarını yapıyoruz.
B. BARAK: Sinema filmi var mı?
A. YILDIZ: Sinema şuan yok. Herkes çevremde yeni bir sinema filmi projesi sunuyor ama biz anlaşma yapılmadan motor denilmeden var diyemiyoruz. Ama teklif ve projeler var tabi. Hatta benim bir sinema patlatmamı istiyorlar. Genellikle yazın çekimler başlıyor. Komedi ağırlıklı olacak.
B.BARAK: Sizin aldığınız rollerde karakteriniz nedir? Ne olmasını isterdiniz?
A. YILDIZ: Bana genelde ‘ağır abi’ rolleri uygun görüyorlar. Ben komediyi çok severim. İlk olarak da komedi ile başlamıştım. Ülkücü rolünü canlandırdığımda ağır geldi zor bir roldü. Ailesi ve ülkücülük arasında kalan bir adam; siyasal bir film. Tabi ağır abi olmak da çok güzel. Yapı olarak,ben ağır bir abi miyim, kesinlikle değilim. Ama olmadığım birini canlandırmak keyif veriyor. Olmadığım kişiyi oynamayı seviyorum. Arkadaşlar arasında ben çok eğlenceliyim, komiğim.
B. BARAK: Sinema piyasası nasıl?
A. YILDIZ: Kötü, nankör bir piyasa. Garantisi asla yok. Şuan 3 dizi projesi var konuştuğumuz. Ama dediğim gibi garantisi yok. Her an her şey mükemmel ya da çok kötü olabiliyor. Belirsizlik mesleği bizim alan.
B. BARAK: Diziler sizin için avantaj mı? Ülke insanları için ne veriyor?
A. YILDIZ: Bizim için avantaj. Ne kadar çok dizi o kadar ekmek demek. 20 ve 30 yaş arası tam 2 bn oyuncu var. Hepsi bir yerde rol almak için bekliyor. Oyuncu çok. Herkes oyuncu. Yeni mezunlar ve her yerde eğitim veriliyor. Çok iyi oyuncular var, iyi olmayan oyuncular da var. Kalitesi tartışılır. Ama gerçek anlamda çok iyi oyuncu olup piyasa da yer bulamayan o kadar çok sanatçı var ki. Oyunculuğuyla beni ezecek ama iş bulamayan tanıdığım oyuncu arkadaşlarım var. Onlar yok ben varım birazda şans gerekiyor.
B. BARAK: Çalışmalarınız nasıl gidiyor?
A. YILDIZ: Her hafta bir sinema dizisi çekiyoruz. Çok çalışıyoruz. Çok yoruluyoruz. 2 saat uyuduğumu biliyorum. Bir sinema filmi 6 ayda çekiliyor biz her hafta bir film çekmiş gibi oluyoruz. Ağır bir iş ama egonuz tatmin oluyor. İnsanlar sizi tanıyor.
B.BARAK: Okullarda tiyatro, drama dersi veriliyor bunların tiyatronun gelişmesine katkısı olmuyor mu?
A. YILDIZ: Olmadı ama olmalı. Bende eğitimde büyük yer almasına katılıyorum. İlkokuldan itibaren tiyatro dersleri verilmeli. Bilgisayar mühendisi olacak kişi de, pazarcı da bu dersleri almalı diye düşünüyorum. Çünkü insan gelişimi için çok güzel. Özgüveni geliştirir. Ama tiyatro izleyicisi neye dikkat eder; Ben bunu çözemedim. Başka bir dünya tiyatro. Her insan da tiyatro izleyemez. Ben tek kişilik bir oyun düşünüyorum seneye gerçekleştireceğim. Dizinin yanı sıra ikisini beraber yapacağım.
B. BARAK: Genel olarak iş aldığınızda çok yoğun tempoda çalışırken final yapınca bekliyorsunuz bunun çözüm yolu var mı?
A. YILDIZ: Bunun bir çözümü yok. Aslında bu meslekte bunu gerektiriyor. Sürekli projede çalışırsan ne kadar gelişebilirsin. Kalıplaşmış bir tempo olur. O boşlukta ancak kendini geliştirebilirsin. Bizim sektör 20 yaşından 85 yaşına kadar kendini geliştirme yenileme isteyen bir sektör. Oluyor mu derseniz hayır; Televizyona poz verip paranı alıyorsun.
B. BARAK: Hep sanat, sanatçı diyoruz ama güzellik yarışmasında 1. olan başrol alırken siz arka planda yer alıyorsunuz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
A. YILDIZ: Ben sadece kendimle yarışıyorum. Bu konuyu sanatla alakalı hiç düşünmedim. Bana kimseyi rakip görmedim. Benim bir oyuncu arkadaşımın güzel bir lafı var. “Kamera karşında kim benim yanımdaysa, benimle sahneyi paylaşıyorsa o oyuncudur” Nerden geldiği umurumda değil. Ya da o beni ilgilendirmez. Çünkü hak haksızlık olarak düşünürsek eğer mesleği tamamen bırakmamız gerekiyor. Çünkü konservatuvar mezunu olup ta oynayamayan insan da çok. Mayasında yok. Eğer sadece güzel görünüyor diye biri meşhur oluyorsa ve sanat yapıyorsa o zaman güzeli değil halkı suçlarım ben. Demek ki: Halk onu istiyor. Arz talep yani. Halk beni değil onu görmek istiyor. Son söz sahibi olan oyuncudur. Bunun kararını yapımcı ve halk verir. Tıpkı kamera arkasındakiler gibi bizlerde işçiyiz. Hepimiz emek veriyoruz, hepimiz set işçisiyiz. Bizim patronlarımız var. Hitap ettiğimiz bir kitle var. Halkımız var. Halkımız neyi isterse o oluyor.
B. BARAK: Televizyon dünyasında halk tarafından tanınan biri olmak sizi memnun ediyor mu?
A. YILDIZ: İlk Fatma Gülün suçu ne dizisinde tanınan kişi oldum. Çok izlenen bir dizi olduğu için doğal olarak bizlerde tanınıyoruz. Hiç beklemiyordum, çok şaşırdım. Sonrasında alışıyorsun hatta egonu gıdıklıyor. Başarının meyveleri diye mutlu oluyorsun. Demek ki güzel bir şeyler yapıyorsun. İnsanlar beğeniyor. Ben kadın oyuncu değilim benim bir güzelliğim yok. Bir al benimde yok. İnsanlar beni buna rağmen beğeniyorsa demek ki başarımdan dolayı, oyunculuğumdan dolayı beğeniyor buda beni çok mutlu ediyor. Hatta daha çok çalışmam gerektiğini vurguluyor bana.
B. BARAK: yeni oyuncu olacak arkadaşlar için motive edecek bir sözünüz var mı?
A. YILDIZ: Sakın pes etmesinler. Çalışsınlar. Eğer doktor, avukat gibi meslekleri varsa, tavsiyem okudukları mesleği devam etsinler. Çünkü bizim bu sektörde hak ettiğin yere gelmen için şans faktörü çok önemli. Ne kadar iyi olduğun önemli değil. Kendilerini geliştirsinler diyeceğim ama yetmiyor. Ben kendimi şanslı oyuncu olarak kabul ediyorum. Ben iyi oyuncuyum, mükemmelim demiyorum ama şanslı oyuncuyum. Çünkü çok şanssız oyuncular var onlara göre şanslıyım.
B. BARAK: Evli misiniz?
A. YILDIZ: Yaş 33 oldu ama hala evlenmedim daha. Düşünmedim de daha. Sanırım o birden olur. Planla olacak bir durum değil. Şuan mesleğimle alakalı birkaç hedefim var. Evlilik için fırsatımın olabileceğini düşünmüyorum. Hedeflerim olduktan sonra artık. Özellikle çocuk çok ağır bir şey. Çok büyük bir sorumluluk. Bekliyorum ve oluruna bırakıyorum şuan.
B.BARAK: Son olarak ne söylemek istersiniz?
A. YILDIZ: Herkes mutlu olsun. Kardeşçe huzur içerisinde yaşasın. Savaşlar olmasın. Biz Türkiye’de yaşayan insanlar olarak, birbirimize yeteriz. Bu güzel sohbet içinde çok teşekkür ederim.
BEDİA BARAK
En Çok Okunan Haberler