Arabesk’in efsane ismi Tüdanya Bursa’da (Bedia BARAK)

İzmir iline bağlı Bergama ilçesinde doğan, Bergamalı yoksul bir ailenin dokuz çocuğundan biri olan ünlü yorumcu ve besteci ile Ulu Mahalle Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bulunan Alhas Hotel’de sohbet ettik.

B. BARAK: Müzik hayatınız nasıl başladı?

TÜDANYA: Kendimi bildim bileli sanat hayatındayım.  ilkokulda başladı. İnsan hayatında öğretmeni çok önemli yer alır, benim de sesimi öğretmenim keşfetti hatta müziği sevmemi sağladı.

B. BARAK: İlk seslendirdiğiniz türkü hangisi?

TÜDANYA: Çarşambayı sel aldı.

B. BARAK: En popüler olduğunuz dönem ile şimdi ki dönem arasında sanatta nasıl bir değişim oldu analiz eder misiniz?

TÜDANYA: Ben doğduğumdan beri duyduğum müzik yine aynı müzik. Müzik değişmedi. Kişiler değişti, şarkıların anlamları değişti, sözleri değişti.

B. BARAK: Müziği çok seviyorsunuz başka iş yapmayı düşündünüz mü?

TÜDANYA: Her şeyden önce ben bir anneyim, ev kadınıyım. En zor işi başardım. Anne olmanın güç ya da zor olduğu anlamında değil, onların sorumlulukları, sevgisi, onlara bir şey olacağı korkusu güçlük. Yoksa anne olmak dünyanın en kolay en mükemmel duygusu. Ben her şeyden önce anneyim, evimin kadınıyım, sanatçıyım, söz yazarıyım, müzik yapıyorum aynı zamanda çok güzel yemekler yaparım. Mutfakta çok iddialıyım. Evimin temizliğini kendim yaparım. Sıradan bir insan gibiyim aslında.

B. BARAK: Kaç çocuğunuz var?

TÜDANYA: 4 Çocuğum, 1 tanede dünya tatlısı torunum var. Çocuklarım Seçil, Seçkin, Emir ve Efe. Torunum Ömer var. Annelik çok güzel ama torun dünyanın en güzel duygusu.

B. BARAK: Sanatta emeklilik olur mu?

TÜDANYA: Asla olmaz.  Sanat gönül işi. Sevilerek yapıldığı için sonu olmaz. Ben zaman zaman yaşlılarımızı ziyarete gidiyorum, mesleğimizden olup bakım evinde 80- 90 yaşında olanların hala şarkı, türkü söylediklerini görüyorum. Bu nedenle bizde emeklilik asla olamaz.

B. BARAK: Hatır, gönül, rica ve hayır işleri nedeniyle sürekli konserler veriyorsunuz, maddi kazanç açısından zor olmuyor mu?

TÜDANYA: Devamlı bunları yapıyorum dersem inanın. Yani hatır gönül işi yapmaktan zor geçiniyorum diyebilirim.

B. BARAK: Maddiyat düşünmeden yaptığınızda bu iş sizi mutlu ediyor mu?

TÜDANYA: Hayatta her şeyin para olmadığına inanıyorum. İyilik bile illa ki parayla olmaz. Gönülle isteyerek her şeyi yapar ve başarırsınız. Cenab-ı Hak size gerisini mutlaka gönderiyor.

B. BARAK: Şöhret ve göz önünde olan biri olarak çok para kazandığınız düşünülüyor bu konuda ne diyeceksiniz? Yatırım yapmadığınız için mi yoksa kazanmıyor musunuz?

TÜDANYA: Gerçekten çok para kazanmıyoruz. Asla göründüğü ya da düşünüldüğü gibi değil. Belki hakikaten çok kazanan arkadaşlarımız var yok değil ama genel olarak sanatçılar çok kazanmıyor. Çok para kazanmak için Türkiye’de hit olman lazım. Reklamlarda oynaman lazım. Yoksa bizim çıktığımız 30 kişilik restaurant, 50 kişilik cafe gibi yerlerden bir şey talep edemezsin, ancak geçinebileceğimiz kadar kazanıyoruz.

B. BARAK: Çok fazla kaset ve söz yazarlığınız oldu bunlardan kazancınız olmadı mı?

TÜDANYA: Bizim zamanımızda telif hakkı yoktu bu nedenle yapılan hiçbir eserin geri dönüşü olmadı. Bir çok söz, yazı ve bestelerimi sanatçı arkadaşlarıma verdim halen okunur. Sürekli beste yapmaya devam ediyorum. Hatta buraya gelirken Bursa’dan etkilenerek yazdığım ‘Köyüm dağın eteğinde’ yakında duyarsınız.

B. BARAK: Sizin şarkıcı filminiz yapıldı mı?

TÜDANYA: Bizim dönemimizde her ne çıkan sanatçının hayatını konu alan, şarkıcının gerçek yaşantısını anlatan, tanıtan şarkıcı filmleri yapılırdı benimde 4 filmim var. Konular gerçek hayat hikayesi olduğu için çok seviliyorlardı.

B. BARAK: Çok acı dolu bir yaşantınız var bizimle paylaşmak ister misiniz?

TÜDANYA: Çok zor, çok acı, çok yokluklarla geçen bir ömrüm oldu bunları tekrar anlatarak yaşamak istemiyorum.

B. BARAK: Acılar sizi güçlü yaptı mı?

TÜDANYA: Çok üzüldüm, çok ağladım ama acılardan çok şey kazandım. Her biri tokat gibi ders oldu. Hayat bazen öyle büyük acılar yaşatıyor ki işte o zaman sen kendine geliyorsun.

B. BARAK: Yaşadığınız acılar beste yapmanızda etkili oldu mu?

TÜDANYA: Çok acı yaşadığım için bunları beste yapmıyorum. Daha çok köy, aşk, sevgi üzerine beste yapıyorum. Bende çok acı var artık bunu dile getirmek istemiyorum.

B. BARAK: Aşk-sevgi gibi duyguları çok dile getiriyorsunuz sizce aşk-sevgi nedir?

TÜDANYA: Gerçek aşkı anlatmak çok zor. Ama bakıyorum ki herkes aşık, herkes yaralı, herkes birbirini seviyor. Herkesin aşkı kendine göre farklı. Bir şekilde aşk var ve herkes kendince yaşıyor. Senin yaşadığın aşk ona ters gelebilir, onun yaşadığı sana ters gelebilir ama önemli olan aşk var ve herkes aşkı yaşıyor.

B. BARAK: Şöhretinize özenen gençlere ne söylemek istersiniz?

TÜDANYA: Öyle bir hayat yok. Ailelerinin sözünden çıkmasınlar. İnsana asla ailesinden zarar gelmez. Bizim mesleğimize gelince öyle kuaförlerde gezeyim sabahlığımı giyineyim, her şey önüme gelsin böyle bir şey yok. Normal bir insanız ve hayatın her zorluğunu bizlerde yaşıyoruz. Hele anneysen, camı da sileceksin, yeri de sileceksin, taze fasulyeni de ayıklayacaksın hayat böyle. Şöhret ateşten bir gömlek herkes giyemez. Ben onu hiç giymedim. Bana göre ben şöhret değilim.

B. BARAK: Bursa hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

TÜDANYA: Bursalılar çok şanslı. Ben İzmir’de yaşıyorum. İzmir’den çok Bursa’yı seviyorum. Bursa, benim için olmazsa olmaz bir şehir. Çok geliyorum buraya. Burada sevenlerim de çok. Bursa Cenab-ı Allah’ın sizlere bir hediyesi. Burası o kadar güzel ki ben şuan koşup dağlara evlere sarılmak istiyorum. Bursa beni o kadar mutlu ediyor.

B. BARAK: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

TÜDANYA: Hayat herkese güzel olsun herkese güzellikler diliyorum. Sağlıklar diliyorum. Herkesin gönlünde ne varsa gerçek olsun diliyorum. Savaşlar bitsin istiyorum. İnsanlar artık gülsün. Bebekler ölmesin. Anneler ağlamasın, dünyanın her yerine kardeşlik gelsin diyorum,Bursalılara sevgilerimi yolluyorum sizlere teşekkür ediyorum.

 Tüdanya Hakkında: Cengiz Özşener'in Pırlanta Pavyon'unda çalışmaya başlayan ve ilk yıllarda Türk Sanat Müziği söyleyen Tüdanya, 1983'te 'Sıra Sıra Dağlar' albümünü çıkartmış ve 700.000 satmıştır. Ardından gelen 'Azap', daha başarısız olsa da 1986'da 3. Albümü olan 'Seni Sevmeyen Ölsün' ile korsanlar hariç 2.000.000 satmıştır. Daha sonra bu parçanın yüzlerce cover'ı yapılmış, onlarca Sanatçı tarafından söylenmiştir. İzmir Fuar'da 11 yıl aralıksız çıkan tek şarkıcıdır. Şarkılı filmler döneminde Münir Özkul, Salih Kırmızı ve Murat Soydan ile sinema filmlerinde de oynamıştır. 1995 yılında 'O Asker' şarkısı ile Kral TV Video Müzik Ödülleri Arabesk en iyi kadın sanatçı ödülü kategorisinde 1. Kral TV Video Müzik Ödülleri adayı olmuştur.