Hava Durumu

“BURSA İLE ANILMAK İSTERİM”

Murat Boz benzerliği ile dikkat çeken ve farklı bir ses ile hayran kitlesini coşturan O ses Türkiye finalisti, Murat Boz vokalisti Bursalı ünlü sanatçı Sefa Zakir Erdoğan, müzik piyasasında emin adımlarla ilerliyor.

Haber Giriş Tarihi: 18.07.2017 18:25
Haber Güncellenme Tarihi: 18.07.2017 18:25
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
“BURSA İLE ANILMAK İSTERİM”

O ses Türkiye finalisti, aynı zamanda Murat Boz’un vokalistliğini yapan başarılı ses, Sefa Zakir Erdoğan ile yeni albümünü, müzikle nasıl tanıştığını ve O ses Türkiye serüveninden bu yana hayatındaki gelişmeleri konuştuk. Yeni albümünde ve klibin de Bursa’yı ön plana çıkarmak istediğini söyleyerek, Bursa ile anılmak istediğini söyleyen Sefa Erdoğan, müziği çok sevdiğini ve çok çalıştığını, sanat alanında “benim yolum açık” diyerek müzik piyasasında kalıcı olmayı hedeflediğini belirtti. Justin Timberlake hayranı ünlü sanatçı, yeni albümünde ve klibin de Bursa’yı ön plana çıkarmak istediğini söyleyerek, yetkililerden yeni klibi ile ilgili destek istedi. 

B.BARAK:  Müzik ile ilk nasıl tanıştınız ve sahne hayatınız nasıl başladı?

S. ERDOĞAN: Lise zamanımda Bursa Büyükşehir belediyesi konservatuarına gidiyordum. Orada Türk sanat müziği okudum. O zamandan başlayan bir süreç tabi. Ama profesyonel olarak bu işten ilk para kazandığım zaman üniversiteye ilk gittiğim zamanlarda oldu. Yani 2009 yılında profesyonel olarak başladım.

B.BARAK: Hem okuyup hem de  sahnemi alıyordunuz?

S. ERDOĞAN: Evet  sahne alıyordum. Geçimimi sağlamam gerekiyordu ve bunun için müziğe başladım. Oda her zaman yolum açık oldu çok şükür şimdide hala devam ediyoruz.

B.BARAK: Peki yarışmaya katılmayı siz mi istediniz yoksa biri mi teşvik etti?

S. ERDOĞAN: Yarışmaya arkadaşlarım teşvik etti beni. Benim hiç aklımda böyle bir düşünce yoktu. Ondan sonra bir uçak bileti aldılar bana. Antalya’daydım o zaman. Ankara’ya seçmelere gittim. Sonra bir şekilde geri dönüş oldu ve yarışmaya çağırdılar beni. Böyle başladı yani.

B.BARAK: Yarışma sürecini bize anlatır mısınız? Bizim izlediğimiz sadece yarışmalara katılıyorsunuz türkünüzü söylüyorsunuz. Arka plandaki o çalışmalar nasıl gidiyor?

S. ERDOĞAN: Yani şöyle söyleyeyim gerçekten ilgileniyorlar bizimle. Büyük şeyler katıyor bir kere Tarık Sezer orkestrasıyla çalışıyorsunuz. Türkiye’nin en büyük orkestralarından biri. Televizyon tecrübesi katıyor.  Bir kere bu çok önemli bir durum. Özgüven katıyor tabi kî. Özgüven, tecrübe, profesyonel ve televizyon her şey var.

B.BARAK: Özel eğitim veriyorlar mı?

S. ERDOĞAN: Çok özel bir durum yok. Sonuçta genelde sahne yapan solistleri alıyorlar yarışmaya. Daha çok tecrübesi olan insanlarla ilerliyorlar. Daha rahat oluyor çünkü. Yani biz üç kere falan prova yapıp yayına çıktığımızı biliyorum. Hani çok yoğun bir şey olmuyordu. Şarkıların tonlarını belirliyorduk. Ve nasıl okumamız gerektiğini konuşuyorduk. Onun üzerine okuyorduk. İş bize kalıyordu yani.

B.BARAK:  Orada söylenecek şarkıyı siz mi seçiyorsunuz yoksa onlar mı?

S. ERDOĞAN: Yanlış hatırlamıyorsam on, oniki tane parça yazıp veriyorduk biz. Onların içerisinden orkestra şefimiz Tarık Hoca hangisini uygun görürse onu seçiyordu. Çok istediğimiz bir şarkı olursa söylüyorduk ısrar ediyorduk ama son kararı onlar veriyordu. Çünkü işin içerisinde telif hakları da var. Televizyon programı olduğu için her şarkı uygun olmayabiliyor. Onların kararı oluyor yani.

B.BARAK: Peki Murat Boz sizin idolünüz oldu mu? Hayranlık duydunuz mu?  Yani ondan sonraki değişim ne oldu?

S. ERDOĞAN: Murat abi sevdiğim bir sanatçı. Ama idol olarak görüyor musun dersen o biraz tartışılır. Benim Türkiye’den idol olarak gördüğüm bir insan yok şu anda. Daha çok yabancı müzikler dinliyorum zaten. Pop müzik benim en büyük aşkım. Murat Boz’da pop müzikte gerçekten Türkiye’de yer etmiş insanlardan birisi. Bana gerçekten çok şey kattı. Ben yarışmadan sonra Murat abiye vokal yapma tecrübesinde bulundum. Onunla beraber çalıştık. Bana çok büyük katkısı vardı ama idollük konusuna gelirsek tartışılabilir yani. Örnek aldığım tabi ki noktalar var. Özellikle sahne performansı, kişiliği, karakteri tabi ki örnek aldığım noktalar ama daha çok ben biraz daha Justin Timberlake kafasındayım. Onu daha çok seviyorum açıkçası. İdolüm o diyebilirim.

B.BARAK: Tarzınız pop müzik o zaman?

S. ERDOĞAN: Evet. Daha çok pop okuyorum ama yıllardır sahne aldığımız için her tarzı okumamız gerekiyor. Yani türküden arabeske, yabancı müziklerden Türkçe pop müziklere kadar hepsini okuyoruz yani.

B.BARAK: Yarışmadan sonra ne değişti?

S. ERDOĞAN: Yarışmadan sonra tabi ki en büyük etken şu oldu. Biraz olsun bir tanınırlık sağladı. Ve bunun akabinde daha fazla iş yapmaya başladık. Doğal olarak kazancımız ekonomimizde arttı biraz daha.

B.BARAK: Kalite yükseldi mi?

S. ERDOĞAN: Kalite yükseldi tabi ki. İnsanlar benim katıldığım sezonda şu an ne kadar öyle bilmiyorum ama benim katıldığım sezonda O Ses Türkiye yarışması denildiğinde herkes aaa O Ses Türkiye yarışması mı falan böyle bir algı oluşuyordu. Bizim zamanımız O Ses Türkiye’nin en parlak sezonuydu. Çünkü çok fazla isim çıkardı piyasaya. Çok fazla albüm yapan oldu bizim dönemimizde. Mesela Erkam Aydar, Ertunç Tuncer, Çağrı Emrah Yıldırım, Anıl Durmuş. Bunların hepsi gerçekten şu anda piyasada çok iyi iş yapan insanlar. Bende onların aralarında sayılabilirim. O yüzden çok büyük katkısı oldu diyebilirim. Taksim’den ilk yayınlandığımız zaman sokakta yürüyemez hale geldiğimizi hatırlıyorum. Gerçekten tanıyordu insanlar çünkü çok izleniyor program. Bunda Acun beyin payının olduğunu düşünüyorum. Çünkü Acun Bey çok iyi bir format hazırlamış. Daha önce biliyorsunuz farklı isimde şey çıkmıştı ama etkisi O Ses Türkiye kadar iyimiydi tartışılır. O yüzden Acun beyin formatı ve bu işteki etkenliği bizi tabi ki bir üst kademeye taşıdı.

B.BARAK: Peki albüm çalışmanız var mı?

S. ERDOĞAN: Evet. Ben bir tane albüm çıkardım aslında. Albümde de sağ olsun Yıldırım belediye başkanımız Sayın İsmail Edebali çok destek oldu bize. Güzel bir albüm yaptık. Hatta klibide Cumalikazık’ta çektik. Bursa’nın tanıtımı için kliplerimin hepsini Bursa’da çekmek isliyorum. Ben genelde İstanbul’da yaşayan birisiyim ama sahnelerim Bursa’da daha yoğun. Mümkün olduğu kadar ben Bursa’nın en güzel yerlerinde, tanıtılması gereken yerlerinde klibimi bir şekilde sentezleyip orada çekmeyi planlıyorum. İnşallah bununla ilgili bir aksaklık problem, yaşamam. Çünkü burası benim memleketim. Ben memleketimin sanatçısıyım ve memleketimi de arkama aldığım sürece yapamayacağım iş olmadığını düşünüyorum. Bunun birçok örneği var mesela Fettah abi Fettah Can. Bildiğim kadarıyla Cumhuriyet caddesinde bir klip çekti boş bardak isimli şarkısına. Hem belediyeye bir destekte bulunmuş oldu hem belediyeden bir destek almış oldu. Hem doğal olarak Bursa halkını arkasına aldı hem tanıtımını yapmış oldu. Her anlamda karlı bir iş olduğunu düşünüyorum. Fettah abi en güzel örneklerinden birisiydi bunun. Şimdi yeni bir albüm çıkarıyorum. Ozan Çolakoğlu ve Alper Atakan’la çalışıyorum şuanda sözü müziği bana ait tabela adlı bir şarkı hazırlıyoruz. Şarkının da bu sefer hayalim isteğim şu ne kadar olur ne kadar olmaz bilmiyorum ama tabi ki yine büyüklerimizin vereceği kararlarla ve kentin durumuyla alakalı bir durum ben Yunuseli havalimanında çekmek istiyorum şarkımızın klibini. Hem buradan yetkililere de sesimi duyurmak isterim açıkçası. Eğer bu konuda bana destek olurlarsa ben de mümkün olduğu kadar onlara destek olup Yunuseli havalimanında ilk defa klip çekmek güzel olabilir. Güzel bir ortamı var oranın daha önce gittim, gezim. Yani düşüncem bu. Albümümü orda kliplendirmek istiyorum bu seferde. İlginç olabilir diye düşünüyorum.

B.BARAK:  Peki hedefleriniz nelerdir?

S. ERDOĞAN: Ben hayalperest bir insanım. Her sanatçının biraz hayalperest olması gerektiğini düşünüyorum. O ses Türkiye olsun, Murat Boz vokalistliği olsun, Klip çalışmam olsun, Albüm çalışmam olsun ben hiçbir şey yokken bunları hayal ettim gerçek oldu. Kimse bana inanmamıştı. Tanınmak, takipçilerimi artırmak, hayran kitlemi çoğaltmak, şarkılarımı herkese dinletmek gibi hedeflerim var. Bir Harbiye konseri yapmayı çok isterim. Ben bir dünya starı olacağım demiyorum. Olacaksam da merdivenleri teker teker çıkarak olacağım derim. Kaderimizde ne varsa onu yaşayacağız. Dualar ediyorum. İyi işler yapmaya çalışıyorum. İnsanları mutlu görmek ve mutlu etmek istiyorum. Doğru işler yaptıkça maddi anlamda zaten kazanıyorsun. Benim için bu işin maddi boyutu çok geri planda ben işimi çok seviyorum.

B.BARAK: Ailenizde sanatçı var mı?

S. ERDOĞAN: Emre Kaya benim akrabam. Baba tarafım Aşık kültüründen gelmiş. Bende genetik ve Allah vergisi bir yetenek olduğuna inanıyorum. Üretebilmek çok zor bir durum. Bir şarkı yazmak, içten bir duygu ile, hece ölçüsü ile bir beste oluşturmak o kadar kolay değil. Sanatçı kimliğimin içinde, besteci olarak da Türkiye’ye hizmet etmek istiyorum. Çok fazla beste yapıyorum yeni albümüm bana ait olacak.

B.BARAK: Müzik eğitimi aldınız mı?

S. ERDOĞAN: Türk Halk müziği okudum, şan eğitimi aldım. Vurmalı çalgılar üzerine okudum. Hemen hemen bütün müzik enstrümanlarını çalıyorum. Piyano ve gitar da profesyonelim. Kaval ve neyi çok güzel üflüyorum. Stres atmak için batarı çalıyorum. Tasavvuf müziğini çok seviyorum. Mümkün oldukça dinlemeye çalışıyorum. Dedemin kavalıyla başladım çalmaya. Neyin huzur verdiğini hissedince Ney çalmaya başladım. Kısacası müziğin her anlamında var olmaya çalışıyorum.

B.BARAK: Müziği çok seven gençlere bir öneriniz var mı?

S. ERDOĞAN: 22 yaşından beri müzik piyasasının içerisindeyim. Şuan 26 yaşındayım. 4 yıldır İstanbul’da müzik piyasasının içerisindeyim. Müziği seviyorlarsa ve istiyorlarsa savaşmaları lazım. Sürekli çalışmaları ve kendilerini yenilemeleri lazım. Eğer bu ışığı kendilerinde görüyorlarsa üzerine gitsinler, görmüyorlarsa hiç bu işe girmeden hobi olarak devam etsinler. Çünkü piyasa çok zor. Gerçekten ekmek aslanın ağzında dedikleri bir noktada. Bağlantılarınızın çok iyi olması lazım. Bu işi yaparken kötü alışkanlıklardan uzak kalmak gerekir. Ben sadece işimi yapıp evime geldim.

B.BARAK: Peki, görüntü, ses, yetenek her şeyiniz var paranız yoksa bunlar sizi başarıya taşır mı?

S. ERDOĞAN: Bağlantılarınız sağlamsa, iyi bir menajeriniz varsa güzel para kazanabiliyorsunuz. Ama tanınmak için, reklam için, albüm için, klip için, tv için, her şey için maddiyat gerekli. Benim menajerim çok iyi işlere imza atmış biridir. Nihat Ceylan kendisine teşekkür ederim. Sanatçı sahne yapabiliyorsa kendini kurtarır. Sahne yapmadan bu masrafları karşılamak gerçekten çok zor. Çünkü büyük paralar harcanıyor bu işlere.

B.BARAK: Eser, müzik, klip bir çok şeyi başarıp çok fazla para harcadıktan sonra üstüne para verip yayınlatmak zorunuza gidiyor mu?

S. ERDOĞAN: Şimdi bir Tarkan’ın klibini yayınlayıp reklam almak var, dinleyici kitlelerini yükseltmek var. Bir de yeni albüm çıkaranın müziğini yayınlamak var. Tabi ki televizyon kanallarının bu durumunu çok iyi anlıyorum. Ama bizim gibi sanatçılardan para talep etmeleri onur kırıcı. Bizler üreterek ayakta kalmaya çalışıyoruz. Tanınmak için ve müziğimizi herkesin dinlemesini sağlamak için birçok emek ve para harcıyoruz. Sadece parası olanı yayınlıyorlar. Oysa çok kalite sanatçılar var. Biraz imkân ve fırsat tanınsa piyasa yeni yetenekleri kazandırabilirler.

B.BARAK: Aileniz size destek oldu mu? Karşı çıktıkları zamanlar oldu mu?

S. ERDOĞAN: Ben mutaassıp bir ailenin çocuğuyum. İlk zamanlarda biraz zorluk yaşadım. Annem ve babam bana her zaman destek oldular. Üniversite zamanı okumak için belirli bir gelir sağlamak için bu işi yapmak zorundaydım. Şimdi bütün ailem ve herkes bana destek halindeler ve hiçbir zorluk yok.

B.BARAK: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

S. ERDOĞAN: Öncelikle sizlere çok teşekkür ederim. Çok büyük keyif aldım. İnşallah hedeflerime ulaşınca tekrar bir röportaj yaparız. Bursa’yı çok seviyorum. Haftanın belirli günleri sahne alıyorum. Tüm hayranlarımı dinlemek için bekliyorum. Herkese sevgi saygılarımı iletiyorum.

HABER: BEDİA BARAK

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.