Hava Durumu

Cennet Bahçesi’nde namaz ( Makbule KARABULUT)

Kutsal topraklarda edindiği izlenimleri gazemiz ile paylaşan Makbule Karabulut yazısının 4.bölümünü bizimle paylaştı.Karabulut;''Mübarek topraklarda en fazla ilgi çeken bölüm ise şüphesiz ki cennet bahçesi ismi verilen bölüm. Burası Mescit içinde ve Hz. Muhammed’in ebedi istirahatgahının duvarının hemen dibinde. Eski mihrabın olduğu bölüm. Muhammet burada namaz kıldırdığı için çok önemli.'' dedi.

Haber Giriş Tarihi: 19.03.2016 19:26
Haber Güncellenme Tarihi: 19.03.2016 19:26
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
Cennet Bahçesi’nde namaz ( Makbule KARABULUT)

Hac veya umre yapmak amacıyla Medine'ye gelen kişi, temiz elbiseler giyer, güzel kokular sürünür, salavât-ı şerife getirerek Mescid-i Nebi'ye “Bâbü's-Selâm” veya “Bâb-ı Cibril” denilen kapıların birinden girer. İki rekât “Tahıyyetül-Mescid” kılar.

Eğer namazı imkan bulursa Resulullah (s.a.s)'ın mihrabı yanında, mümkün olmazsa minber veya mihraba yakın bir yerde, bu da mümkün değilse “Ravza-i Mutahhara” denilen kabr-ı saadet ile minber arasında kalan kısımda kılar. Burada yer bulunamadığı takdirde Hz. Peygamber (s.a.s) zamanında yapılan Mescidin herhangi bir yerinde kılmak efdaldir. Bu da mümkün olamıyorsa, Mescidin sonradan genişletilen kısımlarında uygun bir yerde kılınabilir.

Tahiyettül-Mescidden sonra, bu saadete erişmesi sebebiyle iki rekât da “şükür namazı” kılar ve istediği duaları yapar. Sonra da tevâzu ve âdâbına uygun olarak Hz. Muhammed (s.a.s)'in kabr-i saadetine yaklaşıp başı hizasında durarak, Resulullah'ın kendisini gördüğünü ve sözlerini duyduğunu düşünerek selâm verip dua okur.

…………..   Kutsal Topraklarda Osmanlı Eserleri - Mekke

 

MEKKE SU KEMERLERİ (ZÜBEYDE SU YOLU)

Arafat’tan Müzdelife’ye giderken yolun sağ tarafında görünen su kemerleri Mekke’deki ecdat yadigarı eserlerden biri olarak zamana karşı direnmeye çalışıyor.

Su kemerleri ilk olarak miladi 780 yılında Abbasi Halifesi Harun Reşit'in eşi Zübeyde Hanımtarafından Mekke'nin su ihtiyacını karşılamak için yaptırılmıştır. Zübeyde Su Yolu adı verilen su kemerleri uzun yıllar Mekke'ye gelen hacılara hizmet vermiştir.

Zamanla harabeye dönen ve işlevini kaybeden su yolu Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan tarafından 1560'lı yıllarda Mimar Sinan'a yeniden yaptırılmıştır. Önceleri Arafat'a kadar gelen Ayn-ı Zübeyde suyu Mekke'ye kadar getirilmiş ve şehrin merkezide suya kavuşturulmuştur. Zamanında 50.000 altın harcanarak yapılan tarihi su kemerleri, şimdi kaderine terk edilmiş durumda.

Dile kolay, tam 460 yıl boyunca Mekke'ye gelen hacıları suya kavuşturan yaklaşık 25 km uzunluğundaki su kemerleri bugün ayakta kalmak için zamana karşı direniyor.

Osmanlının İslam’a ve Mukaddes topraklara verdiği önemi gösteren bu eser Mekke’ye gelen türk hacıları gururlandırırken, su kemerinin yalnız ve harap hali bir o kadar da üzüntü veriyor.  

Müzdelife Yolundaki Su Kemerleri

 

 

ECYAD KALESİ

Ecyad Kalesi, mukaddes topraklarda Osmanlı ‘dan geriye kalan ender eserlerden biriydi.
Kale, Osmanlılar döneminde Osman Nuri Paşa tarafından Kabe’nin korunması amacıyla 1781 yılında yaptırılmıştır.
Kabe’ye hakim bir tepede kurulan Ecyad Kalesi Birici Dünya Savaşına kadar Türk garnizonu olarak kullanılmıştı.
Osmanlı eserlerini yok etmeyi adet edinen Suud Yönetimi 2002 yılında otel yapmak bahanesi ile Ecyad Kalesini yerle bir etmiştir. Yıkılan Ecyad Kalesinin yerine lüks oteller inşa eden Suudlar böylece Mekke’nin tarihi dokusunu tamamen bitirmiş oldular.

Kalenin yerinde şimdi İngilizler tarafından yapılan ve Zemzem Plaza ismi verilen Otel, devremülk satılan daireleri ve en tepedeki saat yer alıyor.

OSMANLI KIŞLASI

Mukaddes topraklara ziyarete gelen fakir hacıların hastane ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için 2. Abdülhamit Han tarafından yaptırılmıştır.

Kabe-i Şerif yakınlarındaki Cervel mevkiinde yapılan bina 600 kişilik misafirhane, bir hastane ve bir eczaneden meydana gelmişti.

1894 yılında yapımına başlanan misafirhane, 50.000 lira harcanarak 1897 yılında bitirilmiştir. Yıllarca fakir hacılara hizmet veren misafirhane, 2. Abdülhamit'in tahtan indirilmesi ve Mekke'deki bazı kabilelerin isyan etmesi nedeniyle 1908 yılında kışlaya çevrilmiştir.

1916 yılında Şerif Hüseyin liderliğindeki isyancı kabileler, kışlaya karşı büyük bir saldırıya geçmiş ve 24 günlük direnişin sonunda kışla düşmüştü. Mekke'deki 400 yıllık Osmanlı hakimiyeti bu şekilde son bulmuştu. 

Yıllarca ayakta kalmayı başaran Osmanlı Kışlasının geçtiğimiz dönemde Suud Hükümeti tarafından yıkıldığı ortaya çıkmıştır.

KÂBE'DE OSMANLIDAN KALAN SON İZ: REVAKLAR

Revaklar ilk olarak Abbasi Halifesi Mehdi tarafından Kabe'nin çevresine üç sıra gölgelik olarak yapılmıştır.  Zaman içinde yıpranan revakların onarım projesi Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile Mimar Sinan tarafından hazırlanmıştı. Sultan Süleyman'dan sonra padişah olan  Sultan II. Selim zamanında revakların onarımı yapılmış ve üstlerine soğan kubbeler eklenmiştir. 

1590 yılında Sinan'ın talebesi olan Mimar Mehmet Ağa  revaktaki sutunlara yenilerini ekledi, ağaç direkleri ve kemerleri mermer kullanarak yeniledi.

2014 yılında Kabe'nin genişletme projesi çerçevesinde revakların tamamı sökülmüş, yeniden restorasyonları yapılmış ve yerlerine konmaya başlamıştır.

 

 

Kabe’de Kral Abdulaziz Vakfı`na ait 7 gökdelenden oluşan ve Allah’ın Evini, Beytullahı kapatan Beytullahın bitişiğinde burasını görenlerin yaptığı benzetmelere göre, iğrenç, çirkin, yakışıksız, Türklerin Zemzem Towers adını verdiği proje, 1 milyon 400 bin metrekare büyüklüğündeki inşaat alanıyla dünyanın en büyük imar projeleri arasında yer alıyor. Proje kapsamında 5 adet, 40`ar katlı Zemzem, Hacer, Safa, Merve, Sarah ve Kıble gökdelenleri ile 60 katlı otel, 5 katlı çarşı, 4 katlı bir otopark, alışveriş yerleri, sağlık merkezi ve konferans salonu gibi birçok bölüm, gökdelenlerin üzerinde iki helikopter pisti bulunuyor. Buralar parayla satılıyor, aslında satılan Kabe. Kabe’nin ticareti yapılıyor. Yıkılan ise tarih. Suudi hanedanının hiç sevmediği Osmanlı tarihi. Suudi Arabistan’ın her tarafında ayakta kalmaya çalışan Osmanlı eserleri doğanın tahribatına terk edilmiş. Hepsi yok oluyor, zira restorasyona verecek beş kuruş parası yok Karun kadar zengin Suud Hanedanının. Onlar Kabe’den para kazanmaya odaklanmış. Mübarek topraklarda bu çirkin projeyi gerçekleştirmek için tarihi Osmanlı Ecyad kalesini dümdüz ettiler. Burada bu kutsal yerde Umre, Hac yapan Müslümanların deyimiyle,  yapılan bu beton, çelik, cam yığınını Kabe’ye hiç yakışmıyor. Müslümanların içleri kan ağlıyor. Ama Suudlular ve parayı bastıran Müslümanlar burada süper lüks yaşarken alt geçitten kolayca Beytullah’a geçiyorlar. Ama kazın ayağı öyle değil. Zemzem Towers’daki daireniz Kabe’yi görüyorsa odanızdan çıkmanıza gerek yok. Tüm namazlarınızı orada kılabilirsiniz. Sadece Tavaf ve Say yapamazsınız. O kadar kusur kadı kızında da olur. Belki ilerde parayı bastıran metro ile tavaf ve say da yapacaktır.

 


 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.