Hava Durumu

Ömer Danış Bursa’da hayranlarıyla buluştu (Bedia BARAK)

Ömer Danış, Bursa, Kale Sonu Restaurant ta sahne aldığı gecede, Bursalılar doyasıya eğlendi. Kimi zaman slov şarkılara eşlik eden Bursalılar, kimi zaman da hareketli şarkılarda ise bol bol halay çekip dans etti.

Haber Giriş Tarihi: 21.07.2016 12:28
Haber Güncellenme Tarihi: 21.07.2016 12:28
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazetebursa.com.tr/
Ömer Danış Bursa’da hayranlarıyla buluştu (Bedia BARAK)

Gece sonunda bir açıklamada bulunan Kalesonu Restaurat işletmecisi,  Özden Çelikten, “Bursa'da hep ilkleri gerçekleştirmenin çabası içerisinde olduklarını belirterek, "Türkiye'nin tanımış olduğu ünlü sanatçı Ömer Danış bu gece bize ev sahipliği yaptı. Bursalı misafirlerimizi sanatçımızla buluşturduk”dedi.

Her gece bir ünlü sanatçıyı Restoranların da konuk ettiklerini ve Ramazan’dan  sonra da her gün bir Türkiye'ye mal olmuş ünlü sanatçılarımızı Bursalılarla buluşturacaklarını söyledi.

İlk albümü olan “Beni Köyümün Yağmurlarında Yıkasınlar” ile bir anda tüm Türk halkının ve müzik otoriterlerinin dikkatlerini üzerine çekmeyi başaran, Ömer Danış, fantezi müziğine yeni bir yorum getirdi. Seda Sayan, Bülent Ersoy, Kibariye, Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz gibi sanatçılara verdiği şarkı sözleriyle ve yaptığı besteleri ile de adından söz ettiren Danış, 8. albümü “Kırgın” ile adeta büyülüyor. Duygulu, hüzünlü ve özlem dolu bir albüm olan “Kırgın” kısa zamanda dinleyenlerinin gönlünde taht kuracak.

Fantezi müzik yorumcusu ve bestecisi olan Ömer Danış, müzikle 1980 yılında Elâzığ’da tanıştı. Beni Köyümün Yağmurlarında Yıkasınlar, Kurtlar Sofrası, Ömer Danış 98, Şerefsiz adlı toplam dört adet solo albüm çıkardı. Ömer Danış, 2001 yılında beşinci albümü olan ‘Ağlama Gözbebeğim'i çıkardı. 12 parçanın bulunduğu albümde Aşkın Tuna, Edip Önder, Selahattin Sarıkaya ve sanatçının kendi besteleri bulunuyor. Yönetmenlik deneyimi de olan Ömer Danış, ilk klibini albümle aynı adı taşıyan parçası ‘Ağlama Gözbebeğim’ adlı parçaya çekti.

Şiir tadındaki şarkılarıyla fantezi müzik severlerin gönlünde ayrı bir yeri olan Ömer Danış ile Bursa’da kaldığı otelinde sohbet ettik.

B. BARAK: Kendinizi anlatır mısınız?

Ö.DANIŞ: Küçük yaşlardan itibaren başlayan müzik serüvenim, artık ister istemez artık sonuna kadar içerisine girdim ve devam ediyorum. İşin açıkçası her şey “Köyümüm yağmurları” ile başladı. İnsanlarla tanışma ve kendimi tanıtmam böyle oldu. Ben bunun üzerine yeni eser ve şarkılarla devam ettirdim. Ben şarkıların içine girdim. İnsanlar benim içime girdi. Sonra bir ara bırakmaya çalıştım ama bırakamadım. Sevenlerimde müsaade etmediler.

B. BARAK: Kaç yaşındasınız?

Ö.DANIŞ: Yarım aşıra az kaldı. 45 geçtik.

B. BARAK: Evlimisiniz?

Ö.DANIŞ: Evet birde oğlum var Almanya’da üniversitede okuyor

 

 

B. BARAK: Sizin sektör nasıl?

Ö.DANIŞ: Bizim sektör bu işe ilk başladığımız, heyecan duyduğumuz gibi değil artık maalesef.

B. BARAK: Kaç yaşında nasıl başladınız müziğe?

Ö.DANIŞ: 6 yaşında saz çalmayla başladım. Pek raundumuz halk müziği. Anadoluluyuz biz aslen Elazığlıyım. Müzik doğuştan olur, sonradan olacak bir meslek değil. Ailemde hiç müzik ile ilgilenen yok. Bilakiste mutaassıp bir ailem var. Ben müzikle uğraşan ilk kişiyim. Küçük yaşta sazı elime aldığımda herkes karşı çıktı. “Saz çalmak günahtır”, “Çalgıcımı olacaksın?” o süreçleri atlattık tabi. Bu işin içine girdim ve gidiyorum hani kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına derler ya işte öyle gidiyoruz.

B. BARAK: Beste de yapıyorsunuz?

Ö.DANIŞ: Tabi besteci tarafımda var üretiyorum. Ürettiğimiz için işin mutfağındayız zaten.

B. BARAK: Kaç albümünüz ve klibiniz var?

Ö.DANIŞ:10 albümüm var. 20 tane klibim var. Genelde kendi bestelerimi okuyorum. Çok sanatçıya  da bestelerimi veriyorum. Şarkılarımı okuyan çok kişi var. Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses, Kibariye, Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz, Seda Sayan ve  daha birçok sanatçıya bestemi verdim. Neredeyse okumayan sanatçı kalmadı diyebilecek kadar çok verdim. 300 eserim var kendi söylediklerim haricinde başka sanatçılara verdiğim. 

B. BARAK: Eski hızınız devam ediyor mu?

Ö.DANIŞ: Hayır. Şimdi çok daha az, çok daha öz, çok daha seçici olmaya çalışıyorum.

B. BARAK: Yeni albüm çalışması var mı?

Ö.DANIŞ: Evet “Merhamet” isimli yeni albüm çalışmalarımız başladı. İlk defa sizin gazetenizde söylemiş oldum.  Hiç bir şey yapmadan da olmuyor. İnsanlar hep sizden iyi bir şeyler bekler. Yeni bir şey üretmemizi istiyorlar. Bizde iyi şeyler yapmaya çalışıyoruz. Müzik severlerimizin beğenisine sunacağız bakalım neler olacak.

B. BARAK: Birden şöhret oldunuz bütün ilgi sizin üzerinizdeydi, aranan, beğenilen, dinlenen sanatçı kimliğiniz sizin egonuzu etkiledi mi?

Ö.DANIŞ: Bu tamamen yetiştirilme, aile yapısıyla alakalı bir durum. Hiçbir zaman şımarmadım. İnsanın yapısından kaynanan ve tercih meselesi biraz da. Ben bu işe ilk başladığımda sanatçı arkadaşlarımı gördüm. O beraber çalışmaya başladığım arkadaşlarımın ne kadar yanlış yolda olduklarını ne kadar yalnız kaldıklarını, ne kadar kötü durumlara düştüklerini gördüm. Bu gördüklerim ve yaşadıklarım örneklerinde benim için ders oldu. Ben hiç kimseden, halkımdan, dostumdan,  sevdiklerimden, işimden kopmadan yoluma devam ettim. Hayatta hiçbir şey benim ailemin, dostumun, arkadaşlarımın üzerine çıkmadı, çıkmasına ben izin vermem. Bu benim yaşam tarzım. Ben böyle mutluyum.

B. BARAK: Hedefinizde ne vardı, şöhret olmak herkesin tanıması bunlara kavuştunuz mu?

Ö.DANIŞ: Çok fazla şöhret olmayı asla istemedim. Fazla şöhretin beraberinde ne kadar mutsuzluklar getirdiğini gözümle gördüm, yaşadım. Sadece ben istediğim kadarına izin verdim. Nerede olmam gerektiğini bildiğim kadar, nerede olmamam gerektiğine de dikkat etmeye çalıştım. Normal bir insan gibi yaşadığım için çok mutluyum.

B. BARAK: Aileniz şuan alıştılar mı hala karşı duruyorlar mı mesleğinize?

Ö.DANIŞ: Artık annem de babamda yaşlandı. Artık televizyondan takip ediyorlar. Göz önünde çok olmayı isteyecek yapıya sahip değilim. Bu nedenle çok fazla televizyona da çıkmıyorum. Klipler, özel davetler olursa katılıyorum. Artık ailemin de hoşuna gidiyor izliyorlar.

B. BARAK: Turne konser gibi seyahatleriniz oluyormu?

Ö.DANIŞ: Çok fazla gitmemeye çalışıyorum. Daha çok eş dost aracılığıyla, mekanlarda çıkıyorum. Tabi festivaller konserler devam ediyor. Eskisi kadar yoğun bir tempoda değilim açıkçası.

B. BARAK: Sizin sektörde işler eskisi gibi mi?

Ö.DANIŞ: Tabi ki değil. Çağrıldığımız yerlere de elimizden geldiğince yetişmeye çalışıyoruz. İster Kars’ta ister Amerika’da, ister Almanya’da yetişmeye çalışıyorum.

B. BARAK: Yurt dışına çok gidip geliyorsunuz. Türkiye ile yurt dışı arasında değerlendirme yapacak olursak eğlence sektöründe fark var mı?

Ö.DANIŞ: Tabi ki çok büyük fark var. Yurtdışında ister istemez, yabancı kültürlerden etkilenebiliniyor. Bu Türkiye’de de böyledir. Güneydoğu’ya gidin Türk kültürü olduğu kadar Arap kültürü de yoğundur. Araplarla iç içe yaşadıkları için. Mesela Karadeniz, Rus sınırında daha bir Rus kültürü hakimdir. Ege’de Trakya’da Yunan kültürünü görürsünüz. İster istemez kültürlerden insanlar etkilendiği için, yıllarca Almanya’da ya da Fransa’da yaşayan Türk vatandaşlarımız o kültürlere alışmıştır. Bu etkilenmeler oluyor ama sonunda özünde yaşıyor ve bütünleşiyor.

B. BARAK: İnsanların eğlence anlayışı nasıl?

Ö.DANIŞ: Eğlence anlayışı moda gibi trendler gibi sürekli değişkendir. Bir ara pop dönemi yaşanır, Birden ortalık özgün müzikten geçilmez. Herkes özgün ve protest sanatçısı olur. Bir ara arabesk furyası başlar. Diziler hakim olunca her yerde dizi müziği insanları etkilemeye başlıyor. Bizim bu bağlamda işimiz zor tabi. Hep farklı pencerelerden bakarak talepleri yerine getirmek zorundasınız.  Bunu yapabildiğiniz ölçüde de muvaffak oluyoruz.

B. BARAK: Sevdiğiniz sanatçı kimdir?

Ö.DANIŞ: Tek sanatçı söylemek doğru olmaz. Her sanatçının farklı yönlerini seviyorum. Örneğin Orhan Gencebay farklılığını, zenginliğini severim. Arif Sağ’ın Anadolu kültürüne katkılarını inkar edemeyiz. Mazhar Fuat veya Sezen Aksu’da ayrı bir lezzettir.

B. BARAK: Hedefiniz nedir?

Ö.DANIŞ: Hedefim insanların benden istediği kadarını verebilmek. Bu beni mutlu ediyor. Bunun dışında benim felsefem hedefini büyük tutmadığın zaman mutsuz olmazsın. Hedefiniz büyük olursa mutsuz olursunuz. Ben çok büyük hedeflerin peşinde değilim. Hedeflerimin büyük kısmını yakalamış hissediyorum mutluyum.

B. BARAK: Sinema filminde oynamayı düşündünüz mü?

Ö.DANIŞ: Çıkış dönemlerimde bu tür teklifler çok geldi. Ama ben herkesin iyi bildiği işi yapması gerektiğini düşünüyorum. Artist de gelip benim stüdyo da yaptığım işi yapmaya çalışmasın bu ayrı bir iş. Yetenekler farklıdır tabi bazı insan her iki yeteneğe de sahiptir saygı duyarım. Benim o yönde bir istidadım olmadı. İşin açıkçası hevesimde olmadı. Birde hevesten ziyade yapabileceğime inanmıyorum. Mesela yönetmenlik yapabiliyorum. Klip yönetmenliği halende yapıyorum. 40’tan fazla klip çektim.

B. BARAK: Bursa’ya çok gelir misiniz?

Ö.DANIŞ: Bursa’ya yıllardır çok gelirim. Çok severim. Bursa’da kozmopolit bir yaşam var ve ben bunu çok seviyorum. Bursa’nın kendine has tarihi kültürüyle beraber Batı’da olmasının verdiği modernize, fakat içinde benim gibi Doğu kökenli vatandaşın olması. Bursa çok farklı bir harman gibi geliyor bana. Bursa zenginlikler şehri.

B. BARAK: Bursa’da ki hayran kitleniz nasıl?

Ö.DANIŞ: Daha önce Belediyeler tarafından düzenlenen konserlere katıldım. Şimdi mekânların daveti üzerine geliyorum. Çok fazla kitleye ulaşamıyorum. Konserlerde daha çok kitleye ulaşabiliyorsunuz. Çok iyi ama. Bursa sanatın her anlamında çok kültürlü olmasının da etkisiyle önem veriyor.

B. BARAK: Sanat, sinema, sahne camiasıyla ilgili uyuşturucu kullanıldığı söylemleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Böyle bir yaşantı var mı?

Ö.DANIŞ:Var tabi ki. Maalesef evet çok üzücü ama var. Benimde çok karşı olduğum durum bu. Benim çok mazbut bir yaşantım var. Özellikle bizim gibi göz önünde olan insanların yaşantılarına daha dikkat etmesi gerekir bir nevi örnek olma durumundayız. Bizim hal, hareket hatta konuştuğumuz her kelimeye dikkat etmemiz gerekir bunun içinde her zaman ayık olmamız gerekir. Ayık olmak içinde hiçbir şey kullanmamak gerekir.  En güzel içecek çay benim için ama sanat dünyası popülerliğin yanı sıra birçok şeyi de beraberinde getiriyor. Yaşanılan hayat ve hırs beraberinde maddeleri de getiriyor maalesef.

B. BARAK: Türkiye’de çok fazla sanatçı tüketiyoruz neden?

Ö.DANIŞ: Sanatçı enflasyonu çok fazla var. Dizilerde aynı. Sinemalarda aynı. Bir şey çok olunca seviyede aşağı çekiliyor. Çok az da olmasın ama kaliteli iyi şeyler yapılsın.

B. BARAK: Sanata gönül verenlere ne söylemek istersiniz?

Ö.DANIŞ: Gönül vermek yetmiyor. Eğitim alması, fiziki kurallarını bilmesi, kendi fiziğinin uygun olması gerekiyor. Çok yönlü olmayı bilmeli. Çobanında sesi güzel ama yeterli değil. Yeni çıkan hiçbir sanatçıya karşı değilim. Doğru olsun, güzel olsun bizim halkımız güzel şeyleri hak ediyor.

B. BARAK: Söz yazarlığınızda var bu yazılar yaşadıklarınızdan mı çıktı?

Ö.DANIŞ: Benim 300 söz yazılarım var ben 300 olay yaşamış olamam. Etrafta gördüğünüz, dinlediğiniz, yaşadığınız her şey size ilham olabiliyor. Şerefsiz diye bir yazarlığım ve bestem var mesela bunu yaşamam gerekmiyor çok iyi bir gözlemci olmanız gerekiyor. Hayatta yazacak çok şey var yeter ki görün.

B. BARAK: Özel hayatınız yok. Bu durumda sabır şart mı?

Ö.DANIŞ: Bir Cumhurbaşkanında özel hayatı yoktur ya da dikkat etmek zorundadır. Sabır bu durumda şart ama düzenli bir yaşantınız varsa sıkıntı yaşamanıza sabretmenize gerek kalmıyor. Örneğin: Avustralya’da köyümün yağmurlarını milyonlara söyletmenin hazzı ve güzelliğini yaşamak her şeye değiyor.

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.