Hava Durumu

Haklarımız

Yazının Giriş Tarihi: 03.10.2017 12:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.10.2017 12:50
 Ağlamayan bebeğe meme vermezler diye güzel bir değişimiz bulunmakta. Bu coğrafya için ne kadar anlamlı ve ne kadar güzel bir cümle.

Türkiye Cumhuriyetinde güzel yaşamak istiyorsak hakkını dahil istemek gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Hakkını istemek diyorum, çünkü hak yenen birçok durum ile karşı karşıya kalınmaktadır. 

En büyük hak ihlali ise ekonomik durumu düşük vatandaşlara, kadınlara, gençlere ve çocuklara yapılmaktadır. Yani anlayacağınız gücü elinde tutan herkes hak yemek için birbiriyle yarış etmekte olduğu bir zaman dilimindeyiz. Büyüklerimiz ise bu durumlar için “ahir zaman alametleri bunlar” derdi.

Yerel yöneticilerimizden, merkezi yöneticilerimize kadar olan kişilerin büyük kısmı bu hak ihlallerini görmekte ya da yenmesine ortak olmaktadır. İşte üzüldüğüm nokta bu. Göz göre göre üst üste yalan söylemeye devam eden birçok yöneticimiz hala aramızda yaşamaya devam etmektedir.

Eee sonra ne mi oluyor; hayatlarımız yaşanmaz hale dönüşüyor. Her gün bambaşka problemler ile karşılaşırken her gün yeni bir gündemle oyalanıyoruz. Yani toplumuzun büyük bir kısmı doğrudan ve dolaylı olarak hakları yenmiş oluyor.

Bu kadar hak odaklı yazı yazmamın nedeni ise birkaç devlet kurumu ve bazı yerel yöneticilerin yılsonu hesap kitaplar için ne yapacağını öğrenmem nedeniyle olmuştur. İşte bu nedenle yerel ve merkezi yönetim harcamaların acilen denetim altına alınarak izlenmesi için yazılmış bir yazıdır.

Yılbaşında yenilenmiş olan ofis araç gereçleri önümüzdeki aralık ayında yenilenecekmiş. Bunu bizzat farklı farlı yönetim birimlerinden duydum. Sonra vatandaşın parasını, kimler nereye, nasıl harcıyor sorusu beni sardı. Tabi buna ek olarak kafama birçok soru daha geldi.

Harcanmış gibi yapılan kaynaklar var mı?

Merkezi ve yerel yönetimler, haksız ihaleler yürütüyor mu?

Birileri doğrudan temin yoluyla zengin ediliyor mu?

Devletin malını, mülkünü zarara uğratan birimler var mı?

Daha ağır sorularda var ama şimdilik bunları yazabiliyorum. Geriye sorulacak soruları siz bulun ve siz sorun.

Sonra nelerle mi karşılaşıyoruz? Dolar yükseliyor, insanların alım gücü azalıyor, maaş anlaşmaları istenilen şekilde olmuyor, yüzde kırk zamlar hayatımıza giriyor, asgari ücret bin 400 Türk Lirası kadar oluyor, devlet taşınmazları tek tek satılıyor, doğanın dengesi bozuluyor, sokaklarda dilencilerin sayısı artıyor, insanlar tatillere gidemiyor, tarım-hayvancılık her geçen gün azalıyor, köyler boşalıyor ve insanla birbirini vuruyor…

Yani hayatlarımızda o kadar çok şey oluyor ki bazılarını kaleme alabildim. Üzülüyorum ki her hak yendiği zaman saydığım bu sorunlar artarak hayatlarımıza girmeye devam edecektir. Tabi bunun çözümü var, bu sorunların önüne geçmek mümkün. Nasıl mı?

Öncelikle dilekçe yazmayı öğreneceğiz. Dilekçelerimizle devletin her birimine kimin ne yaptığını soracağız. İhaleler, kentsel dönüşümler, mal alımları, yapılan binaların harcamaları ve personellerin ne kadar para kazandığı gibi birçok soruyu sormamız ve cevaplarını almamız gerekmektedir. Soru sorma kültürümüz biran önce geliştirerek hak yenmesinin önüne geçmeliyiz. Hakkımız olan cevapları almamız gerektiğini unutmamalıyız.

Geleceğimizin, çocuklarımızın haklarının yenmesini istiyorsanız üç maymunu oynamaya devam ediniz.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.