Hemen hemen her yer yerde hala EVET ve HAYIR tartışması devam ediyor. İnsanlar birbirine “günaydın” dedikten sonra artık nasılsın demiyor. Birbirlerine “seni gidi evetçi” yada “seni gidi hayırcı” diyorlar. Sonrasında ise birbirlerinin arkasından nice ağır sözler ve daha da ileriye durumu götürerek nice küfürler…

Türkiye’nin bir süre daha bu tartışmalar ve sözlü tacizler ile birlikte yaşayacağı ortada. Evetçiler de, hayırcılar da kendi açılarından olaylara baktıkları sürece, sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecekleri durumda zarar görecek sadece vatandaş olacaktır. Şuanda tüm vatandaşımıza geçmiş olsun. Ben öyle olacağını düşünüyorum.

Referandum yapılmadan önce Evet tarafı kendisini savunurken güçlü bir irade ile vatandaşa daha doğru hizmet vereceği olgusuyla yola çıktı. Hayır tarafını savunanlar ise dengeli yönetim ile vatandaşa hizmetin daha sağlıklı gideceğini savunuyordu. Dolayısıyla Evet ve Hayır’ın sonuçları aynı kapıya çıkıyor.

Refah seviyemiz artıyor,

Adalet herkes için eşit oluyor,

Demokratik alan genişliyor,

Asgari ücret iyileştiriliyor,

Eğitim imkanlarına becerisine göre herkes eşit ulaşabiliyor,

Kültür – Sanat faaliyetlerinin her alanı uygulanıyor,

Cinsel istismar ve taciz gibi tüm durumlara karşı cezalar herkese uygulanıyor,

Doğaya hangi amaçla olursa olsun zarar veren herkes cezalandırılıyor,

Sağlık güvencemizin kapsamı genişletiyor,

Güvenlik konusunda sorunlarımız çözülüyor,

Vergi reformu ile birlikte, adil ve adaletli vergilendirme yapılıyor,

Sağlıklı ürünler üretiliyor ve satılıyor,

Yurtdışı seyahatlerimiz kolaylaşıyor,

Ar-Ge yatırımları ve yenilikçi yaklaşımlar destekleniyor,

Devletin hiçbir yerinde adam kayırmaca, ihale kayırmaca yapılmıyor,

Basın kuruluşlarının özgürce seslerini çıkarması destekleniyor,

Denge ve denetleme kavramı hayatın her aşamasında ilke ediyor,

Ben evettin çıkmasıyla, güçlü bir iradenin kazanmasıyla saydığım konuların tamamında iyileştirmelere imza atılacağını düşünüyorum. Toplumun tamamı da zaten bunu düşünüyor. Evet ve Hayır’ın karşılığı toplum içinde bu. Sadece kimin yöntemiyle bu işlerin yapılacağına mühür bastığımız ortada.

Artık yeni yönetim siteminden bu adımların nasıl ve ne şekilde atılacağını sorgulamalıyız.

Cumhurbaşkanımızın ilk açıklamasından anladığımızda buydu zaten. Demişti ki “demir prangalardan kurtulduk”. Evet, artık Türkiye’nin önünde hiçbir engel kalmadı. Tüm liderlerin var gücüyle saydığım iyileştirmeleri yapmaya başlaması gerekmektedir.

Zaten 2019 da gerçekleşecek seçime kadar neyin nasıl yapılacağı, iyileştirmeler hangi yöntemler ile ortaya konacağı görmüş olacağız. Şimdi Türk milleti her zamankinden daha güçlü olduğu için yapılanları takip etmelidir. Her başarıyı alkışladığı gibi hataların yapılmasına karşı adli kolları göreve davet etmelidir. Tabi vatandaş da artık kendine çeki düzen vermelidir. Daha çok eğitim olanakları için, daha çok kültür sanat için, daha çok güvenlik için, daha çok sağlık için, yani daha çok refah için kontrolörlük yapmalıdır. Vatandaş her zamandan daha çok işine gücüne zaman ayırmalı ve devletin imkanlarını daha artırmaya çalışmalıdır. Her birimizin katkısıyla yürüyen Türkiye Cumhuriyeti daha fazla gelişebilmesi için engelleri aşmış ve kaptanını belirlemiştir.

Biz artık tartışmaları sonlandırıp icraatlarımıza ve yapılan çalışmalara bakmalıyız. Bakmalıyız ki hayatı kaçırmamalıyız.