Hava Durumu

İnsanlık ve bakış açısı

Yazının Giriş Tarihi: 20.03.2017 18:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.03.2017 18:49

Dünya değişiyor.

İletişim çağındayız ama hala yıllar öncesinden kalma yöntemlerle dert ve sıkıntıların çözümüne çalışıyoruz. Toplumlarda dertleri ve sıkıntıları birlikte çözmek yerine, birbirlerini suçlama ağırlık kazanmış.

İki bin yıllık deneyim ve dünya kadar bilgi bizim yaşamlarımızı taş devri insanlarından daha iyi yönetmemize yetmedi.

“Mülteciler, açlıktan ölenler, terör saldırıları, küresel ısınma “ gibi olayları ne zaman görsem(yanı sürekli) Malezya Eski Başbakanı Mahathir Bin Mohamed'in bu sözü aklıma gelir. İnsanlığın günümüzdeki durumu ile ilgili değerlendirmeler, genel olarak ürettiğimiz ürünlerin nitelik ve niceliği ile sınırlı kalıyor.

İnsanlık ulaşım ve iletişim kanallarını geliştirdi, bilim dünyasında müthiş gelişmeler oluyor, evrende bilinmeyenleri daha hızlı aydınlatıyoruz. Ancak,  basit sorunları çözemiyoruz.

Bu üretimler, insanlık üzerine çok iyi gelişmeler. İnsan yaşantısında değişimi ve etkilemişi tetikliyor.  İnsanları hayvanlardan ayıran aklın sadece tek bir noktasına odaklanıp insanlığı değerlendirmek oldukça gerçekdışı. Hayvanların temel ihtiyaçları beslenme ve güvenlik iken bizler hayvanların doğasında olan bu gerçekler için harcadığımız paralar ile daha adil bir düzen kurabilecek bu kapasiteden yoksun bir hayatta elimizdeki teknolojik gelişmelerin tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Kendimizi korumak için daha çok silah üretiyoruz.

Biz, toplum, ahlak, vatan, millet ülkedüşünceleriyle toplumsal uzlaşma için çabalarken, dünyanın bazı bölgelerinde bir kısım insanların açlıktan ölmesi, vicdanları sızlatıyor. Açlıktan ölen dünyada,tv den zaman zaman açlıktan ölenleri izliyoruz.

Şüphesiz bu durumun karşısında hareket eden milyonlarca insan var, ancak seslerini duyurmaları oldukça zor. Bu insanların seslerini duyurabilmesi, daha adil bir dünyanın oluşabilmesi, idealist değil de gerçekçi açıdan baktığımızda maalesef uluslararası sistemi etkileyen devletleri de derinden etkileyecek büyük krizlerin meydana gelmesi ile mümkün.

Bunun örneklerini BM'nin kurulması, insan hakları kavramlarının oluşması, mülteci kavramının gündeme gelmesi sürecinde gördük. Sistemi etkileyen devletlerin derin krizler içine girmesi, sistemi düzeltici etkileri ortaya çıkartıyor.Her ne kadar süreç içinde bu düzeltici etkiler, sistemde baskın devletlerce çıkarları doğrultusunda kullanılabiliyor olsa da sisteme bu kavramların ve kavramlarla ilgili olası yaptırımların eklenmesi, milyonlarca kişinin hayatını olumlu olarak etkileyecek sonuçlar doğuruyor.

Dünya genelinde büyük sıkışma var.

Batı, dünyaya yaymaya çalıştığı kavramların altını ahlaki olarak dolduramadı ve bugün bu kavramları zaman zaman inkar edebiliyor.Bu sıkışma bizi insanlığa bakış açımızda değerlendirmelere zorluyor.Çok büyük bir resmin küçük parçaları olarak yeni bakış açılarını kendimizde üretmemiz,küçükte olsa değişimleri beraberinde getirecektir...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.