Genelde akşamları işten çıkıp paydos edince, stresimi atmak için sinemaya gidip film izlemeyi isterim ya da evde oturup TV kanalında hoşuma gidecek bir filmi seçip seyretmek tüm stresimi yorgunluğumu alır. Eminim benimle hemfikir arkadaşlarım vardır.
Tabi sinema filmi seyretmek için bu alanda çalışanları teşvik etmek lazım yoksa yıllar sonra yerli film seyredemeyiz.
Antalya filmfestivalinden bahsedeyim ulusal yarışmayı kaldırılması konusundaki; kişisel görüşüm olarak bu kadar yıllık geleneği emeği bir çırpıda silmiş olmak çok acı.
Neyse elimizde Altın Koza Film Festivali kaldı.Dünya festivali olma yolunda ilerleyen festival bu sene ulusal uzun metrajlı film yarışmasının yanında artı uluslararası film festivali de düzenliyor.
1960 ile 1970 yılları arası Türk sinemasının altın çağı diyebiliriz.Günümüzde kült diyebileceğimiz birçok film, o zamanlardan üretilmiştir.
1962 yılında İstanbul devlet güzel sanatlar akademisi öğrencisi Sami Şekeroğlu ve arkadaşları "Kulüp Sinema 7"yi kurarlar.Bu ilk sinema derneğinin kurulması diğer kulüpler kurulması için insanları cesaretlendirir. 1964 yılında Altın Portakal Film Festivali organizasyonu kurulur.
Adana'da sinema sever Ziya Darendereli adında lise öğretmeninin sinema aşkını ŞenelTürker hanımefendinin dikkatini çeker ve ikisi birden Adana Altın Koza film festivalini düzenlerler.Adana'nın simgesi, bir zamanlar Türkiye’nin pamuk merkezi olduğu için "Altın Koza film Festivali" adını koyarlar.
Size bu seneki programdan bahsedeyim, neler yapılıyor.Festival kapsamında, kamera önü oyunculuk dersleri, fotoğraf sergileri, dublör show’ları, makyaj show’ları, canlı heykel gösterileri ve tabi yarışmaya katılan filmlerin gösterimleri. Akşamları konserler bu seneki sanatçılar, AleynaTilki, Zeynep Casalini, Grup Mega, Yaşar, Hadise, Ahmet Selçuk İlkan, Feridun Düzağaçcanlı performansları ve sohbetleri festivale renk katıyor. Film gösterim biletleri Adana Büyükşehir Belediye Başkanı'nın açıklamasına göre ücretsiz, sabah: 11:00 ile akşam: 21:00 arası belirtilen salonlarda yapılıyor.
Ustalara onur ödülü beni en çok heyecanlandıran bölüm oldu. Daha doğrusu ödüllü alan sanatçılar beni mutlu etti. Usta yönetmen Temel Gürsu, şarkıcı oyuncu Hümeyra, sinema ve tiyatro sanatçısı Şemsi İnkaya. İlk ve ikinci festivali düzenleyen Prof. Sami Şekeroğlu da ödül alan ustalar arasında.
Hazır ustalardan bahsetmiş iken size biraz Hümeyra'dan ve sanat hayatından bahsedeyim. Kişisel olarak seyrederken, her rolünde başka kişiye bürünen ama küçük te olsa içindeki Hümeyra’yı yansıtan gerçek bir oyuncu, aslında bunu takdir etmek bana kalmamış ama benim beğendiğim bir oyuncu.
Hümeyra, Ankara doğumlu… Hani Türk filmlerinde evin şımarık kızını mürebbiyeler büyütür ama o gene saf hınzır kişiliğinden vaz geçmez. İşte o kız Hümeyra onuda Avusturyalı mürebbiye (yani dadı, öğretmen karışımı bakıcı) büyütür. Babası vefat edince liseyi Londra'da tamamlar. Lise yıllarında TrafalgarMeydanı’nda şarkılar söyler ama 18 yaşında İstanbul'a döner ve çeşitli gazetelerde muhabirlik yapar.En büyük hayali balerin olmaktı, dersler alır ama şarkıcılığa olan yeteneği fark edilir ve zamanın meşhur plak şirketi "Melodi Plak" ile anlaşma yapar. Patronu "Olmasa" adlı bestesini dinler ve beğenir ve ilk plağını çıkarır. Ardından ‘Kördüğüm’, ‘Sessiz Gemi’ şarkılarını söyler çoğu kendi söz ve besteleri yaptığı şarkılardır. Benim en çok sevdiğim şarkısı ise "Kördüğüm" dinlemenizi tavsiye ederim.Ve altın plak ödülünü alır.Albümleri birbirini kovalar şarkıcılıkta zirvededir. Paris'ten plak teklifleri gelir.
Hümeyra'nın gözü tiyatro dadır. 1980 yılında yönetmen Atıf Yılmaz'ın "Talihli Amele"filmi ile sinema macerası başlar.Bu arada çocukluk yıllarını Bursa'da geçen Fikret Hakan'la kısa bir evlilik yaşar.
14 adet 45'lik plak çıkaran sanatçı, Tiyatro'da ise 1981 ile 2003 yılları arasında on oyunda sahne aldı.
1970 ile günümüze kadar 25 adet dizi ve filmde çeşitli roller aldı. 1947 doğumlu güzel, sempatik zeki bir sanatçı hayatına bu kadar şeyi sığdırması başarı değilde nedir? Tebrikler Hümeyra, sevgiler.
Altın Koza Film Festivali, 1 Ekim 2017 Pazar günü son günü, dolu dolu bir festival inşallah bu festivalde dönüşüme uğramaz.Herkes sinema sektörü diyor, bence sinema sanat ve bu sanatı öldürmeyin.Artık herkesin elinde sinema oynatıcısı var hep de Amerikan filmleri seyredilmez ki. İyi seyirler
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
M. Haluk Yalçınkaya
Ustalara saygı
Genelde akşamları işten çıkıp paydos edince, stresimi atmak için sinemaya gidip film izlemeyi isterim ya da evde oturup TV kanalında hoşuma gidecek bir filmi seçip seyretmek tüm stresimi yorgunluğumu alır. Eminim benimle hemfikir arkadaşlarım vardır.
Tabi sinema filmi seyretmek için bu alanda çalışanları teşvik etmek lazım yoksa yıllar sonra yerli film seyredemeyiz.
Antalya filmfestivalinden bahsedeyim ulusal yarışmayı kaldırılması konusundaki; kişisel görüşüm olarak bu kadar yıllık geleneği emeği bir çırpıda silmiş olmak çok acı.
Neyse elimizde Altın Koza Film Festivali kaldı.Dünya festivali olma yolunda ilerleyen festival bu sene ulusal uzun metrajlı film yarışmasının yanında artı uluslararası film festivali de düzenliyor.
1960 ile 1970 yılları arası Türk sinemasının altın çağı diyebiliriz.Günümüzde kült diyebileceğimiz birçok film, o zamanlardan üretilmiştir.
1962 yılında İstanbul devlet güzel sanatlar akademisi öğrencisi Sami Şekeroğlu ve arkadaşları "Kulüp Sinema 7"yi kurarlar.Bu ilk sinema derneğinin kurulması diğer kulüpler kurulması için insanları cesaretlendirir. 1964 yılında Altın Portakal Film Festivali organizasyonu kurulur.
Adana'da sinema sever Ziya Darendereli adında lise öğretmeninin sinema aşkını ŞenelTürker hanımefendinin dikkatini çeker ve ikisi birden Adana Altın Koza film festivalini düzenlerler.Adana'nın simgesi, bir zamanlar Türkiye’nin pamuk merkezi olduğu için "Altın Koza film Festivali" adını koyarlar.
Size bu seneki programdan bahsedeyim, neler yapılıyor.Festival kapsamında, kamera önü oyunculuk dersleri, fotoğraf sergileri, dublör show’ları, makyaj show’ları, canlı heykel gösterileri ve tabi yarışmaya katılan filmlerin gösterimleri. Akşamları konserler bu seneki sanatçılar, AleynaTilki, Zeynep Casalini, Grup Mega, Yaşar, Hadise, Ahmet Selçuk İlkan, Feridun Düzağaçcanlı performansları ve sohbetleri festivale renk katıyor. Film gösterim biletleri Adana Büyükşehir Belediye Başkanı'nın açıklamasına göre ücretsiz, sabah: 11:00 ile akşam: 21:00 arası belirtilen salonlarda yapılıyor.
Ustalara onur ödülü beni en çok heyecanlandıran bölüm oldu. Daha doğrusu ödüllü alan sanatçılar beni mutlu etti. Usta yönetmen Temel Gürsu, şarkıcı oyuncu Hümeyra, sinema ve tiyatro sanatçısı Şemsi İnkaya. İlk ve ikinci festivali düzenleyen Prof. Sami Şekeroğlu da ödül alan ustalar arasında.
Hazır ustalardan bahsetmiş iken size biraz Hümeyra'dan ve sanat hayatından bahsedeyim. Kişisel olarak seyrederken, her rolünde başka kişiye bürünen ama küçük te olsa içindeki Hümeyra’yı yansıtan gerçek bir oyuncu, aslında bunu takdir etmek bana kalmamış ama benim beğendiğim bir oyuncu.
Hümeyra, Ankara doğumlu… Hani Türk filmlerinde evin şımarık kızını mürebbiyeler büyütür ama o gene saf hınzır kişiliğinden vaz geçmez. İşte o kız Hümeyra onuda Avusturyalı mürebbiye (yani dadı, öğretmen karışımı bakıcı) büyütür. Babası vefat edince liseyi Londra'da tamamlar. Lise yıllarında TrafalgarMeydanı’nda şarkılar söyler ama 18 yaşında İstanbul'a döner ve çeşitli gazetelerde muhabirlik yapar.En büyük hayali balerin olmaktı, dersler alır ama şarkıcılığa olan yeteneği fark edilir ve zamanın meşhur plak şirketi "Melodi Plak" ile anlaşma yapar. Patronu "Olmasa" adlı bestesini dinler ve beğenir ve ilk plağını çıkarır. Ardından ‘Kördüğüm’, ‘Sessiz Gemi’ şarkılarını söyler çoğu kendi söz ve besteleri yaptığı şarkılardır. Benim en çok sevdiğim şarkısı ise "Kördüğüm" dinlemenizi tavsiye ederim.Ve altın plak ödülünü alır.Albümleri birbirini kovalar şarkıcılıkta zirvededir. Paris'ten plak teklifleri gelir.
Hümeyra'nın gözü tiyatro dadır. 1980 yılında yönetmen Atıf Yılmaz'ın "Talihli Amele"filmi ile sinema macerası başlar.Bu arada çocukluk yıllarını Bursa'da geçen Fikret Hakan'la kısa bir evlilik yaşar.
14 adet 45'lik plak çıkaran sanatçı, Tiyatro'da ise 1981 ile 2003 yılları arasında on oyunda sahne aldı.
1970 ile günümüze kadar 25 adet dizi ve filmde çeşitli roller aldı. 1947 doğumlu güzel, sempatik zeki bir sanatçı hayatına bu kadar şeyi sığdırması başarı değilde nedir? Tebrikler Hümeyra, sevgiler.
Altın Koza Film Festivali, 1 Ekim 2017 Pazar günü son günü, dolu dolu bir festival inşallah bu festivalde dönüşüme uğramaz.Herkes sinema sektörü diyor, bence sinema sanat ve bu sanatı öldürmeyin.Artık herkesin elinde sinema oynatıcısı var hep de Amerikan filmleri seyredilmez ki. İyi seyirler