Hava Durumu

Otokrasi mi?

Yazının Giriş Tarihi: 07.08.2020 12:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.08.2020 12:43
 Dün internet üzerinden yapılan bir gençlik toplantısında, Türkiye’nin ılımlı otokrasi ile yönetiliyor olduğunu duydum. Duydum diyorum çünkü ülke içinde konuşulan tek adam rejimi olarak değerlendirilen konunun dünyanın farklı ülkelerinde nasıl değer gördüğünü bilmiyordum. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile kararların büyük bir kısmının Cumhurbaşkanlığından çıktığını ancak yasallaşması için nihayetinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde geleceğini bildiğim için, TBMM’nin zaman içinde yine güçleneceğini düşünmekteydim. (Bir zamanlar yasa önerileri hazırlanırken ilgili sivil toplum kuruşları dahil birçok kamu kurum ve kuruluşlar TBMM’si altında komisyonlarda toplantılar yapılırdı. Bu toplantılarda yasa enine boyuna tartışılır ve en sonunda meclis genel kurulda onaylanırdı. Ancak bugün komisyonlarda hazır metinlerin tartışıldığı ve Cumhur ittifakın üye sayısı çok olduğu için Cumhur ittifakı lehine onaylanır )  Ancak fark ettim ki dünyanın birçok yerinde Türkiye’nin git gide otokrasinin tam olarak yaşanacağı ülke olarak değerlendirdiğini duydum. Peki, otokrasi nedir? İnternette kısa bir arama ile otokrasinin tam karşılığını aktararak yazıma devam edeceğim. Otokrasi, monarşinin bir çeşididir. Yönetici, bütün siyasî yetkileri tek başına elinde bulundurur. Fakat monarşinin aksine yönetim miras yoluyla kalmamış, kişi tarafından ele geçirilmiştir. Otokrat (buyurgan) rejimlerin temel özelliği, yönetimlerin halk adına karar vermesi, kendine göre iyi, doğru ve güzel olanları dayatması, buna karşın halkın sorunlarını çözümlemeyi de üstlenmesidir. Fark ettiğiniz gibi monarşiden kurtularak, Cumhuriyet kurmuş bir ülke olarak otokrasinin yaşandığı ülke olduğumu duymak açıkça beni çok üzmüştür. Bu kavramlar beni üzdüğü gibi eminim ki, sizleri de çok üzmüştür. Tabi üzülmenin bir faydası yok derhal harekete geçmek gerekir ve daha iyi olsun diye çalışmak lazım… Üzülmemin hemen arkasından ülkemizin dünyadaki sıralamalarda hangi sırada olduğunu baktım. Ne yazık ki demokraside, hukukta, adalette, özgürlüklerde, üretimde dolayısıyla kişi başı düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasılada dünyanın çok gerisinde olduğunu gördüm. Hiçbir konuda ilk 50 ülkesine giremiyoruz. Hatta bazı konularda 150 ülke arasında 120’inci sıralarda yer aldığımızı gördüm. Birçok uluslararası 2020 raporlarına baktığımda Türkiye için güzel şeyler söylenmiyor. Sanki tüm dünya birleşmiş Türkiye’yi karşısına almış. Acaba bunun nedeni çok güçleniyoruz ondan mı? Aslında çok güçlenmekle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Yani dünyanın ilk 50 sırasını paylaşan ülke vatandaşlarının bizi kıskandığını da düşünmüyorum. Ancak biliyorum ki bu durumda olmamızın, Türkiye Cumhuriyetinin iktidarında çok büyük rolü olduğuna inandığım gibi daha sonrada muhalefetin suçu vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin; vatandaşı, muhalefeti, bürokratı ve iktidarı silkinip tekrar ayağa kalkmalıdır. Bugün bu gidişat bizlere fayda getirmenin ötesinde daha fazla zarar vereceğini düşünmekteyim. Bunu söylerken yurt dışındaki insanların söylevlerini dikkate alarak söylemiyorum. Bu düşünceyi söylerken ülke vatandaşımızın içinde bulunduğu durumu baz alarak söylüyorum. Türk Lirasının herhangi bir döviz karşısında değer kaybına bakarak endişem daha fazla artmaktadır. Hatta ülkede alım gücü her geçen gün daha fazla azaldığını gördüğümde tehlike çanları git gide daha fazla çalmaktadır. Biran önce tüm kurum ve kuruluşlar harekete geçmelidir. Aklı, mantığı ve hukuku rehber alarak hareket etmelidir. Demokrasiyi, hukuku, adaleti, yerel üretimi güçlendirecek köklü adımlar atılmalıdır.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.