Hava Durumu

Ramazan ayında sağlıklı beslenme önerileri

Yazının Giriş Tarihi: 18.05.2018 17:51
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.05.2018 17:51
 

Son yıllarda, oruçlu günlerimiz yaz aylarına geliyor ve açlık süremiz uzun oluyor. Ramazan ayı boyunca, vücudumuza yeterli gelecek dengeli beslenmeyi nasıl sağlayacağımızı konuşurken günlerimizi tamamlıyoruz.

 

Diğer İslam ülkeleri, iş saatlerini ramazan ayına göre ayarlıyorlar; fakat Türkiye, bu ayda değişikliğe gitmiyor. Çalışma yaşamımıza devam ederken, kıymet verdiğimiz dini görevlerimizi yerine getiriyoruz.

 

Bir ay, içinde bir iyiliği barındırıyorken; ramazan ayı, bir iyiliği bine çarparak insanın ebediyetini güzelleştiriyor.

 

Oruç tutmak, insan vücuduna sağlıklı bir arınma sağlıyor. Orucun sevabı, ölçülüp değerlendirilemiyor. Oruç, insana sunulan cömert bir ikram oluyor.

 

Böyle kazançlı günlerde, kulluğumuzu birinci plana alıyoruz. Minarelere, “Hoş geldin Ya Ramazan” mahyalarını asarak bu mübarek ayı kutluyoruz.

 

Yatsı namazıyla birlikte, teravih namazını cemaatle kılıyor ve camileri canlandırıyoruz. Teravih namazının ardından sahur vaktini bekliyoruz.

 

Sahurun önemi, öğün sayısının azalmasıyla artıyor. Kan şekerini dengede tutabilmek için sahur yapmamız gerekiyor.

 

Sahurda; kızartma, kavurma, salam, sosis ve sucuk gibi şarküteri ürünlerinden -susuzluğumuzu artıracağı için- uzak duruyoruz. Yavaş sindirilen, proteinli ve lifli besinlerin tüketilmesi doğru oluyor. Sahur öğününe örnek olarak; tam tahıllı ürünler, süt ürünleri, ceviz, kavrulmamış fındık ve badem, menemen, yumurta, taze sebze ve meyveler, şekersiz hoşaf ve komposto veriliyor.

 

Az su içilerek oruca başlanması durumunda; vücutta yorgunluk, dikkat güçlüğü, hafıza bozuklukları gibi sorunlarla karşılaşılıyor. Günde ortalama 2 – 2,5 litre su içmeye, dikkat edilmesi söyleniyor.

 

Orucu açarken kan şekerinin çok düşük olmasından dolayı, fazla miktarda besin tüketimi isteği oluyor.

 

Hızlı tüketimde, tokluk hissi oluşmasına zaman kalmıyor ve yüksek miktarda besin tüketiliyor. Tokluk hissi, hipotalamusun ventromediyal bölgesinin uyarılmasıyla 15 - 20 dakikada gerçekleşiyor. İftarda, yemeyi yavaş yemek gerekiyor.

 

İftar yemeğine, hareket ederek ara vermemiz sağlıklı bulunuyor. İlk yediğimiz çeşidin arkasından, sofradan kalkarak kısa süreli yürüyüşler yapmamız sindirime destek oluyor.

 

Orucumuzu açtığımızda; zeytin, peynir ve domates ile kahvaltılık veya çorba tercih edilmesi öneriliyor. 10 - 15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği, ızgara, haşlama, fırın yemekleri veya salata ile devam edilmesi uygun bulunuyor. Ana yemekler; enerji veren ancak glisemik endeksi düşük bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna ile destekleniyor. Tatlıların sütlü tatlılar veya meyve tatlıları olması söyleniyor.

 

Ailemizin büyükleri, Ramazan’ın birinci günü iftar için hazırladıkları sofralarda, en sevilen yemekleri yapıyorlar. Çorba içerken, sevdiğimiz çeşitlerden ne kadar tüketmemiz gerektiği aklımıza gelmiyor. Sonra ikramları geri çeviremiyor ve bize içi dolu sunulan tabakları bitiriyoruz.

 

Sofralarda, akşam ezanına yetişme heyecanı yaşıyoruz. İftarda karnımızı doyururken, çocukların yarım günlük orucunu takdirle konuşuyoruz. Mutfaktaki bulaşıkların iş yükü, normalden fazla oluyor ve çay ikramı biraz gecikiyor.

 

Hoşgörü ve gülümseme; aksilikleri, sağlıklı beslenmeyi ve açlığın verdiği gerginliği unutturuyor.

 

Sahurda, oruca başlamanın huzurunu; iftarda, orucumuzu açmanın başarı hazzını yaşıyoruz.

 

Bir kez daha ramazan ayına kavuşturana hamdolsun…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.