Herkesin yerel seçimleri konuştuğumuz günler içindeyiz. Siyasi partilerin aday göstereceği kişilerden birine vatandaş oy verecek böylelikle şehrimizin ver ilçemizin belediye başkanını belirlemiş olacağız. Siyasi partiler kendi belediye başkanını belirlerken hem partisinin ilkeleri ışığında hareket ederken hem de farklı kesimlerden nasıl oy alabilecekleri ortaya koyarak adımlar atarken, vatandaş ise başkanını seçerken ise dünden bugüne mahallesinde ve şehrinde neler yapılmış olduğunu göz önünde bulundurarak oy verecektir. Tabi en çok oy alan adaylar ise ilçe ve şehir belediye başkanı olarak görev alacaklardır…
Bu aşamaya kadar birçok yanlışlıklar, birçok fedakarlıklar yapılırken, birçokta hastalık düzeyine ulaşmış yaklaşımlar ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu durum hem siyasi partiler içinde yaşanırken bir o kadar da vatandaşın oy verme aşamasında da görülmektedir.
Bu köşe yazımda gelecekte daha refah şehirlerde nasıl yaşanabileceğine ilişkin küçük notlar aktaracağım. Hem seçmenin hem de başkan adaylarının nelere dikkat etmesi gerektiğini ortaya koyacağım.
Uzaklara gitmeye gerek yok. Herkes kendi mahallesinden ve kendi şehrinden yapılanlara baksın. Yapılanları hatırladığınızda ise doğrusunun nasıl ve nerede olması gerektiğini de düşünün.
Bende olaylara Bursa çerçevesinden bakacağım.
Örnekler ile başlayalım. Herhalde Bursa için trafik konusunda en köklü iyileştirmeyi rahmetli Hikmet ŞAHİN başkan yapmıştır. Bursa’yı doğudan batıya birleştiren güzergâhtaki lambaların kaldırılıp, yerlerine batçıkların konması. Bugün mevcut trafik bu haldeyse tamamen rahmetli büyüğümüze borçluyuz.
Gelelim kötü örneklere. Sayacaklarım ise şehri şehir yapmaktan çıkarmış ve Bursa da yaşamayı bir dert haline getirmiş uygulamalardır.
Sırasıyla başlayalım,
1 numara;Doğanbey konutlar. Bu projenin arkasında kim duruyorsa bursa için ayıbın en büyüğünü yapmışlardır.
2 numara; T1 hattı. Şehri ikiye bölme projesidir. Ulaşım için lazım ancak toprağın altına niçin yapılamadığının açıklaması olmadığı bir çalışmadır.
3 numara;Tarihi yapıların restorasyonu ve kullanımları; Bursa da birçok kültür merkezi ve sosyal merkez adı altında iyileştirmeler yapılmıştır. Bazılarında ufak tefek eksiklikler ve yanlış uygulamalar bulunmaktadır ancak en büyük yanlışlık kullanım şekillerine yönelik yapılan hatalarıdır. Birçok örnek var ama bir iki tanesinden bahsedeceğim. İlki Balibey Han, restoresinden sonra kullanımı için el sanatlarını geliştirmeye yönelikti ancak bugün Bursa’nın kıymetli firmalarından birine verilmiştir. Bugün Balibey hanın önünden geçerken köfte dumanından ve kokusundan yürünememektedir. İkinci örnek ise Hanlar bölgesindeki kafeteryalar. Hiçbir tarihsel yansıması olmayan ve hanların tarihi dokusuna doğrudan zarar vermektedir. Çok daha da uzatmamak gerekiyor. Restorasyona evet ama kullanımları bu hale getirenlere ve izin verenlere hayır…
4 numara; T2 hattı. Yaşadığımız kötü bir örnek var T1 hattı, buna rağmen Yalova yolunu bu duruma nasıl getirilmekte anlam veremiyorum. T2 hattı, şehrin üçe bölünmesinde büyük rol oynayacaktır. Artık siz karar verin nelerin yaşanacağını.
5 numara; Yolların kazılması… İşte bu durumu anlamak gerçekten mümkün değil. Neden mi; Asfalt dökülür sonra su borusu döşenmek için kazılır ve tekrar asfaltlanır, arasından doğal gaz boruları döşenmek için aynı asfalt kazılır, o da yetmez internet, elektrik vs vs. diye o asfalt devamlı kazınmaya devam edilir. Birde bu kazma işlemleri 3 – 5 ay içinde birebirini takip eden süreler içinde yapılır. Ayıptır, günahtır. Birbirinizde koordinasyon nasıl kuramazsınız. Bir kerede tüm işlemleri nasıl yapamazsınız… hala caddelerde ve sokaklarda bu durumları görmekteyim üzülüyorum.
6 numara; kentsel dönüşüm çalışmaları… İşte bu Bursa gibi Türkiye’nin en büyük yarasıdır. Bina yenilemeyi kentsel dönüşüm olarak değerlendiren bir yapımız bulunmaktadır. Bunu bir mühendis olmamama rağmen rahatlıkla nasıl yapılabileceğini ortaya koyabilirim. Bir tarifini yapayım belki kullanacaklar çıkar ve faydalanırlar. Kentsel dönüşüm demek şehrinin tüm bütünlüğü ile işkili iyileştirmeler demektir. Örnek vermek gerekirse, kentsel dönüşüm değince altyapının tamamı düşünülürken, tarım arazileri de düşünülmeli, köydeki sosyal alanları düşünülürken o şehrin internet hizmetlerine yakınlığı da düşünülmelidir, şehrin ibadet yerleri düşünülürken, tarihi kültürel yapılarının tamamı da düşünülmelidir, turizm alt yapası düşünülürken sanayi alanlarının iyileştirilmesi düşünülmelidir.
Yani şehrin makro planı hazırlanır ve tüm kurumlar, kuruluşlar bu plan doğrultusunda hareket eder. Her ilçe belediyesinin kendine özgü bir planı olmaz…
Şehrimizi yavaş yavaş kaybetmekteyiz. Başımıza hangi siyasi partinin yöneticisi gelirse gelsin şehrimizi tekrar yaşanır hale getirebilmek adına uyarmalıyız. O zaman görün ki şehrimiz kazanacak ve dolayısıyla biz kazanmış olacağız.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kemal UYSAL
Şehrimiz kazanacak
Herkesin yerel seçimleri konuştuğumuz günler içindeyiz. Siyasi partilerin aday göstereceği kişilerden birine vatandaş oy verecek böylelikle şehrimizin ver ilçemizin belediye başkanını belirlemiş olacağız. Siyasi partiler kendi belediye başkanını belirlerken hem partisinin ilkeleri ışığında hareket ederken hem de farklı kesimlerden nasıl oy alabilecekleri ortaya koyarak adımlar atarken, vatandaş ise başkanını seçerken ise dünden bugüne mahallesinde ve şehrinde neler yapılmış olduğunu göz önünde bulundurarak oy verecektir. Tabi en çok oy alan adaylar ise ilçe ve şehir belediye başkanı olarak görev alacaklardır…
Bu aşamaya kadar birçok yanlışlıklar, birçok fedakarlıklar yapılırken, birçokta hastalık düzeyine ulaşmış yaklaşımlar ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu durum hem siyasi partiler içinde yaşanırken bir o kadar da vatandaşın oy verme aşamasında da görülmektedir.
Bu köşe yazımda gelecekte daha refah şehirlerde nasıl yaşanabileceğine ilişkin küçük notlar aktaracağım. Hem seçmenin hem de başkan adaylarının nelere dikkat etmesi gerektiğini ortaya koyacağım.
Uzaklara gitmeye gerek yok. Herkes kendi mahallesinden ve kendi şehrinden yapılanlara baksın. Yapılanları hatırladığınızda ise doğrusunun nasıl ve nerede olması gerektiğini de düşünün.
Bende olaylara Bursa çerçevesinden bakacağım.
Örnekler ile başlayalım. Herhalde Bursa için trafik konusunda en köklü iyileştirmeyi rahmetli Hikmet ŞAHİN başkan yapmıştır. Bursa’yı doğudan batıya birleştiren güzergâhtaki lambaların kaldırılıp, yerlerine batçıkların konması. Bugün mevcut trafik bu haldeyse tamamen rahmetli büyüğümüze borçluyuz.
Gelelim kötü örneklere. Sayacaklarım ise şehri şehir yapmaktan çıkarmış ve Bursa da yaşamayı bir dert haline getirmiş uygulamalardır.
Sırasıyla başlayalım,
1 numara; Doğanbey konutlar. Bu projenin arkasında kim duruyorsa bursa için ayıbın en büyüğünü yapmışlardır.
2 numara; T1 hattı. Şehri ikiye bölme projesidir. Ulaşım için lazım ancak toprağın altına niçin yapılamadığının açıklaması olmadığı bir çalışmadır.
3 numara; Tarihi yapıların restorasyonu ve kullanımları; Bursa da birçok kültür merkezi ve sosyal merkez adı altında iyileştirmeler yapılmıştır. Bazılarında ufak tefek eksiklikler ve yanlış uygulamalar bulunmaktadır ancak en büyük yanlışlık kullanım şekillerine yönelik yapılan hatalarıdır. Birçok örnek var ama bir iki tanesinden bahsedeceğim. İlki Balibey Han, restoresinden sonra kullanımı için el sanatlarını geliştirmeye yönelikti ancak bugün Bursa’nın kıymetli firmalarından birine verilmiştir. Bugün Balibey hanın önünden geçerken köfte dumanından ve kokusundan yürünememektedir. İkinci örnek ise Hanlar bölgesindeki kafeteryalar. Hiçbir tarihsel yansıması olmayan ve hanların tarihi dokusuna doğrudan zarar vermektedir. Çok daha da uzatmamak gerekiyor. Restorasyona evet ama kullanımları bu hale getirenlere ve izin verenlere hayır…
4 numara; T2 hattı. Yaşadığımız kötü bir örnek var T1 hattı, buna rağmen Yalova yolunu bu duruma nasıl getirilmekte anlam veremiyorum. T2 hattı, şehrin üçe bölünmesinde büyük rol oynayacaktır. Artık siz karar verin nelerin yaşanacağını.
5 numara; Yolların kazılması… İşte bu durumu anlamak gerçekten mümkün değil. Neden mi; Asfalt dökülür sonra su borusu döşenmek için kazılır ve tekrar asfaltlanır, arasından doğal gaz boruları döşenmek için aynı asfalt kazılır, o da yetmez internet, elektrik vs vs. diye o asfalt devamlı kazınmaya devam edilir. Birde bu kazma işlemleri 3 – 5 ay içinde birebirini takip eden süreler içinde yapılır. Ayıptır, günahtır. Birbirinizde koordinasyon nasıl kuramazsınız. Bir kerede tüm işlemleri nasıl yapamazsınız… hala caddelerde ve sokaklarda bu durumları görmekteyim üzülüyorum.
6 numara; kentsel dönüşüm çalışmaları… İşte bu Bursa gibi Türkiye’nin en büyük yarasıdır. Bina yenilemeyi kentsel dönüşüm olarak değerlendiren bir yapımız bulunmaktadır. Bunu bir mühendis olmamama rağmen rahatlıkla nasıl yapılabileceğini ortaya koyabilirim. Bir tarifini yapayım belki kullanacaklar çıkar ve faydalanırlar. Kentsel dönüşüm demek şehrinin tüm bütünlüğü ile işkili iyileştirmeler demektir. Örnek vermek gerekirse, kentsel dönüşüm değince altyapının tamamı düşünülürken, tarım arazileri de düşünülmeli, köydeki sosyal alanları düşünülürken o şehrin internet hizmetlerine yakınlığı da düşünülmelidir, şehrin ibadet yerleri düşünülürken, tarihi kültürel yapılarının tamamı da düşünülmelidir, turizm alt yapası düşünülürken sanayi alanlarının iyileştirilmesi düşünülmelidir.
Yani şehrin makro planı hazırlanır ve tüm kurumlar, kuruluşlar bu plan doğrultusunda hareket eder. Her ilçe belediyesinin kendine özgü bir planı olmaz…
Şehrimizi yavaş yavaş kaybetmekteyiz. Başımıza hangi siyasi partinin yöneticisi gelirse gelsin şehrimizi tekrar yaşanır hale getirebilmek adına uyarmalıyız. O zaman görün ki şehrimiz kazanacak ve dolayısıyla biz kazanmış olacağız.