Hava Durumu

Semih Kaplanoğlu'nun distopik filmi

Yazının Giriş Tarihi: 21.04.2018 12:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.04.2018 12:10
 Herkesin bir hayali vardır, mutluluk, sevgili, bağlı eş, bol para, araba, ev ve huzur çeşitlemeleri daha çoğaltabiliriz. Bu güzel hayalleri bazıları abartır, dünya barışı ya da ütopyalarını kurarlar. Ama kimse kötü hikayeler, zor hayatlar,  distopyalar hayal etmez.

Sinema da ütopya hep işlenen bir konudur, bazı yazar ve yönetmenlerde distopyayı da işlerler. Bu yazar ve yönetmenler parmakla sayılacak kadar azdır. İlk distopya filmi 1927 yılında Fritz Lang tarafından çevrilen "Metropolis" adlı film olarak biliyorum. Bu arada filmi seyretmenizi tavsiye ederim, gerçi film siyah beyaz ama bir başyapıt film diyebiliriz.

Distopik bir dünya filmi çeken Semih Kaplanoğlu ile tanışma fırsatı yakaladım. Semih Kaplanoğlu ilginç bir kişiliğe sahip, bir dünya vatandaşı entellektüel yönetmen. Son filmi "Buğday" beni çok etkiledi. Dünya'nın sonunun nereye gideceğine adeta parmak basan yönetmen.

Filmin hikayesi distopik bir toplumda geçiyor. Ama inanın o kadar da hayal mahsulü değil, eğer dünyayı  bu kadar hoyratça kullanırsak ne yazık ki bu Semih Kaplanoğlu'nun distopik dünyası pek de yakın olmayan zamanda gerçekleşir. Filmde yaratılan dünya, kuraklık, açlık, sefalet ve ölüm aynı anda gözlemleniyor. Sınır manyetik hatla ikiye bölünmüş, sınırdan kaçak geçişin sonunun kesin ölüm olduğu bir yeryüzü. Hayatta kalmak için bölünmüş duvarlar içindeki bölgeye seçilmekten başka çaresi olmayanların yaşadığı bir dünya. Duvar'ın ötesine geçmek için kaliteli genlere sahip çocuklar olmanız gerekiyor. Film bir çok metafor ve sembolla desteklenen, Türkiye, ABD ve Almanya da çekildi. Buğday oyuncuları arasında Jean-Marc Barr, Ermin Bravo, Grigoriy Dobrygin, Cristina Flutur, Hal Yamanouchi, Jarreth J. Merz, Lubna Azabal, Milla Böhning yer alıyor.

Semih Kaplanoğlu filmin galasını Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ında katılımı ile gerçekleştirdi.

Semih Kaplanoğlu ile konuşmadan önce hayatını araştırdım. İzmir Karşıyaka'da eski bir rum evinde doğmuş, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema Televizyon Bölümü mezunudur. Bitirme tezini, eski film makaralarının 35 mm filmlerini kesip birleştirdiği kurgu filmle tamamlamıştır. İstanbul'da reklam ajanslarında çalışarak kendini geliştiren yönetmen aynı zamanda dergilere yazılarda yazmıştır. 1994 yılında tv dizisi "Şehnaz ve Tango" da senaryo yazarlığı ekibinde yer almıştır.

Filmlerine gelince, Yumurta, Süt, Bal adlı üçleme film sayesinde birçok uluslararası film ödülü aldı. 2017 yılında  "Adana Film Festivali" ni ödül töreninde Meltem Cumbul'un yaptığı saygısızlıkla magazin gündemine kendinden söz ettirdi.

Sinemaya merakının nerden başladığını sorduğumda ise cevabı şöyle idi ;

"Çocukluğumdan bu yana sinemaya ilgim vardı. Babam fotoğraf çekerdi kendi karanlık odamız vardı, 8 mm film makinamız vardı. Bol bol film seyrederdim yazın Karşıyaka'da yazlık sinemalara vardı, çocuklukta öyle aşılandık, ordan yürüdü gitti. "

Semih Kaplanoğlu, kesinlikle başarılı ve uluslararası sanat camiasında kendinde söz ettiren başarılı bir yönetmen. Bence, sinema ve tüm sanat dallarında siyaset olabilir ama propaganda ya da politika yapılmamalı. Çünkü sinema sanatı evrensel olmalı ve daha çok insan olgusundan ve onun geleceği ve geçmişinden bahsedilirse oluşan eserlerin daha ölümsüz olacağını düşünüyorum.

İyi Seyirler.MHalukY.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.