Hava Durumu

Sistem mi?..

Yazının Giriş Tarihi: 25.01.2021 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.01.2021 00:00

Okullar yarıyıl tatile girerken eğitimle ilgili bir yazı yazmazsam kesinlikle olmaz. Çünkü bileni bilmeyeni herkes eğitim ve öğretime yönelik bir şeyler yapmaya çalışmaktadır. Hele ki bilmeyenlerin yaptığı ve uygulamaya soktuğu çok şey mevzuat olduğunu bildiğimiz için birkaç kelam etmemde sakınca olmadığını düşünmekteyim. 

Bildiğiniz gibi birçok yerde konuştuğum konu ülkelerin ve ülkemizin refahına ilişkin atılacak en önemli adımların ne olduğuna yönelik olmaktadır. Hemen hemen her ülkenin refaha ulaşabilmeleri için toplumun büyük bir çoğunluğunun eğitimli olmasından geçtiğini söylendiğine şahit olmuşsunuzdur. Dünyanın süper güçlerinin neden süper olduğunu ya da dünyada zarar görenlerin niçin zarar gördüğünü eğitimle ayrı tutmamak gerekir. 

Dünyanın süper güçlerinden öte ülkemizdeki eğitim durumuna baksak bizi gelecekte ne beklediğini açıkça bugün görebileceğimiz ortadadır.

Ülkenin yüzde 15’inin eğitim ve öğretim içinde olduğu bir düzendeyiz. Yani ülkenin yüzde 85’i eğitim ve öğretim konusunda fırsatlara, imkânlara ulaşamamaktadır. Yani ne oluyor yüzde 15’in başarı mutluluğu ile kendimizi kandırıyoruz…

Eğitim ve öğretimin iki temel nedeni bulunmaktadır. 

1 – Eğitim yok,

2 – Eğitim sistemi yok,

Sorun analizi yaptığımıza göre bu iki sorunu çözmek gerekmektedir. Birileri diyecek ki “biz çözüm geliştiriyoruz…” Derim ki “nereye kime çözüm geliştiriyorsun. Bundan kimin haberi var!”

Ne yazık ki bu sorun 50-60 yıllık bir dilimde her geçen gün kendini daha fazla büyüterek devam etmektedir. Geldiğimiz bugünkü sonuç ise açıkça ortadadır. Kişilik gelişimleri noksan, sorun çözebilme becerisi az, duygusal zekaları kısıtlı ve hedefleri hayalden öteye geçmeyecek durumlara dayanan çocukların yetişmesine neden olunmuştur. 

Bugüne kadar gelen yöneticilerin büyük bir çoğunluğu İsmail Hakkı Tonguç’un kendisinden bahsettirdiği gibi adımlar atmaya çalışmaktadır. Bu yaklaşım kesinlikle doğru ancak yanlış kısmı sistemi yanlış yönde değiştiriyor olmalarıdır. 

En yakın örneklerden birisi de geçtiğimiz dönem bakanlığın yaptığı erken okullaştırma programıdır. O dönemin bakanı ve bakanlığının “ 1 nesil, 2 nesil, 3 nesil gitse de bu eğitim sitemi bize çok faydalı olacak” dediğini dün gibi hatırlamaktayım.  Bugünden o günün tüm yöneticilerine soruyorum daha kaç neslin daha gitmesini bekleyeceğiz. 

Erken okullaşma çalışması yerine, okul öncesinin eğitimin güçlendirilmesi çalışmaları yapılmalıydı. Çocuklara öğrenmeyi öğreten yaklaşımlarla hazırlayıp sınavlarla yarıştırılmamalıydı. Ne yazık ki öğrenmeyi bilmeyen çocukların yetiştirildiği uzun dönemler içindeyiz. 

Bilimin, aklın, çağın getirdiği eğitim politikaları biran önce ülkemizde uygulanmalıdır. Kayıp nesiller değil kazanılan çocukların yetiştirilmesi gerekmektedir. 

Ülkenin tüm siyasetçileri ise 4 – 5 yılda bir yapılacak siyaset uğruna eğitimi kurban etmemelidir. Eğitimli toplum emin olun ki güçlendirilmiş siyaseti kendiliğinden doğuracaktır. 

Yaşadığımız Pandemi dönemini iyi bir fırsat gözüyle bakıp ülkenin tüm ilgili taraflarını çağın gerektirdiği gibi ülkenin potansiyeline uygun eğitim ve öğretim sisteminin oluşturulmalıdır. Pandemi döneminden çıkınca hiçbir şey aynı olmayacağı gibi eğitim sistemi de aynı kalmayacaktır. O nedenle aklıselim ve koordineli hareket ederek adımlar atılmalıdır.

Bugünün birçok bilim insanı ne yapılacağı konusunda kapsayıcı çözümler ortaya koymaktadır. Bugün o bilim insanların bir araya getirilmelidir. Bunu bir araya getirecek yapı ise devlet tam kendisi olmalıdır. 7’den 77’ye tüm öğrenme süreçleri en baştan tekrar kurgulanmalıdır. Tabi bunun için büyük fedakârlıklar gerekir. Bakalım bu önemli adımı kim atabilecek. Zaman bunu bize gösterecek… 



Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.