Hava Durumu

Siyasilere çağrı

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2018 12:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2018 12:13
 

Geçtiğimiz günlerde yazdığım konuşmak lazım yazıma ilginç mailler aldım. Bana gönderilmiş olumlu ve olumsuz mailleri hepsini okuyup yanıtladım. Bazı kişilerle de 4, 5 defa birbirimize sorular ve yanıtlar gönderdik. Tabi bu yazışmalardan bir tanesi ise beni yeni bir yazı yazmaya itti. Çünkü konuya farklı pencerelerden bakmama neden oldu.

Mail ortamında da olsa bu anlaşabilmek gerçekten çok kıymetli.

Günümüzde insanlar; meşgul oldukları ve sanal ortamlarda oldukları için ya da birbirlerinden korktukları için gibi engeller nedeniyle iletişimden kaçınmamaktadır. İnsanların arasındaki iletişimi en çok baltalayan nedenlerden bir tanesi de siyasi farklılıkların aralarının derinlemesine açılmış olmasıdır. Mail atan kişi bununun üzerinde ısrarla durdu ve birkaç yazışmadan sonra bende ikna oldum.

Sözde iletişim kurmak, iletişim kurmamaktan daha da tehlikeliymiş onu fark ettim. Ankara’daki siyasilerimizin dinlemeden, anlamadan birbirlerine yönelik ağır sözlerde bulunmaları ve birbirlerine yönelik sert davranışları toplumun büyük bir kısmına olumsuz örnek olmaktadır. Ankara da yapılan siyasi söylemler yereldeki vatandaşlarda ise daha sert savunuculuğa dönüşüyor ya da can yakıcı tehditlere dönüşmektedir. 

Gerçekten böyle mi? Biraz düşününce gerçekten evet.  Siyaset insanların arasında en büyük iletişim sorunu. Aslında siyaset insanların arasındaki en önemli iletişim kaynağı olması gerekirken biz bu durumu nasıl bu hale getiriyoruz gerçekten çok ilginç.

İşte bu nedenle 31 Martta yapılacak yerel seçimleri belli bir oranda oranını değiştirecek konulardan biri ise yereldeki ve ulusaldaki siyasilerin dilleri olacaktır. Toparlayıcı dil kullanan birkaç puanda olsa sadece bu nedenle alacaktır.

Farklılıkların zenginlik olduğunu düşünürken, siyasi arenadaki farklılıklar birbirlerine tehdit olmaktadır. İşte bu nedenle siyasi büyüklerimize kullandıkları dillerin toplumu etkilediğini söylemek isterim.  Kullandıkları dilin toparlayıcı ve bir araya getirici olması gerektiğini düşünmekteyim. Bölündüğümüz, üzüldüğümüz, ağladığımız yeter. Artık birlikte olmanın ve birlikte yaşamanın dilinin kullanılması gerektiğini düşünmekteyim. Siyasi büyüklere yalvarmak mı gerekiyor bilmiyorum ama bu ülkenin özlemi farklılıklarıyla zengin olunduğunu hatırlanılmasıdır.

Farklılıklarımızın güçlü ülkenin temellerini oluşturacağına inanan kişilere açıkça ihtiyaç bulunmaktadır. Unutan liderlerimize de hatırlatmak lazım.

Birbirimizi dinlememiz, birbirimizi anlamamız ve birbirimizle yol yürümemiz gerekmektedir. Doğudan batıya, kuzeyden güneye birçok siyasi görüş ve birçok kültür bulunmaktadır. Dünyada bu kadar büyük zenginlik çok az ülkeye verildiğini bilmekteyim. Ülkemin hangi köşesini gezersem gezeyim görüyorum ki her şeyimiz var. Ama her şeyimiz var. Tek sorun bir arada olamadığımız için bu her şeyimizi değerlendiremiyor olmamızdır…

İşte mesele bu. Her şeyimiz var ve biz varlık içinde yokluk yaşamaktayız. Bugün vatandaş olarak siyasi liderlerimizi uyarma vakti. Kullandıkları dili toparlayıcı ve bir araya getirici olmasını talep etmeliyiz. Eğer böyle olursa ne ülkemiz içinde nede ülkemiz dışında sıkıntı yaşamayacağız. Buna emin olun. Dil önemli. Toparlayıcı ve birbirini anlayan dil ise daha önemli…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.