Hava Durumu

Demokrasiye vurgu

Yazının Giriş Tarihi: 02.02.2018 12:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.02.2018 12:52
 Dünyanın her bir köşesinde her kesim insan tarafından demokrasi konuşulmaktadır. Demokrasinin çoğunlukla konuşulduğu yerlerin başında azınlıkların yaşadığı ülkeler gelmektedir. Bunun nedeni bilimin ve ilmin ışığında gelişmeye çalışan ülkelerin azınlıkları görmezden gelmeleri mi, yoksa azınlıklara düşünce özgürlüğü sağlayamamaları mı bilinmez.

Demokrasi kelimesinin anlamını kavramak ile onu yaşamak arasında birçok farklılıklar karşımıza çıkmaktadır. Kimilerine göre demokrasi, özgürlüklerin ve adaletin elde edilmesi kimilerine göre ise de temsili olarak var olduğu ancak yaşanmadığı anlamına gelmektedir. Demokrasi ile ifade edilen değerlerin bir bütün içerisinde ülkenin her safhasında uygulanması bireylerin eğitim düzeylerinden yaşam standartlarına kadar bağlıdır. Demokratik bilincin bireylere, kurumlara ve yönetimlere yerleşmesi, gereksiz bilgilerden arındırılmış bir eğitim verilmesi ile mümkündür. Sorumsuzluğun, rüşvetin, hırsızlığın ve terörün diz boyu olduğu bir ülkede demokrasinin boyutu aşağı bir seviyededir. Bu açıdan baktığımızda ne yazık ki ülkemiz dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bu durumun nedeni defalarca ekonomik sıkıntı olarak açıklansa da derinlere inildiğinde başka nedenler de ortaya çıkmaktadır. Güçler dengesinin olmadığı bir toplumda özgürlüklerin güvence altına alınabilmesi için demokrasinin bütün kurum ve kuruluşlarıyla işlerlik kazanabilmesi gerekmektedir. Demokrasinin belirli konularda kendisini hissettirdiği toplumlarda demokratik kültürden sıkça söz edilmektedir. Demokratik kültür adından da anlaşılacağı gibi belirli bir kültür seviyesine ulaşan toplumlarda sosyal hukuk devleti çerçevesinde bağımsızlığı ve tarafsızlığı savunan bireylerin sergiledikleri tutum ve davranışlar bütünüdür. Bireyler toplumun değer yargıları üzerinden toplumun düzenini ve gelişimini sağlamak için pragmatik amaçlara işlerlik kazandırmaya çalışırlar. Demokratik kültür bilinci, toplumu oluşturan bireyler arasında yayıldıkça merkezi ve yerel yönetimler üzerindeki yük de kalkmış olacaktır. Böyle bir durumda temsilciler tarafından olan yönetim şeklinden yani dolaylı yönetim şeklinden doğrudan yönetim şekline biraz daha yaklaşılmış olur.

Her kesimden her insanın kendine göre öncelikleri vardır. Bu önceliklerin etrafında hayatlarını kurarlar ve kendilerinden sonra gelecek nesiller için de aynı önceliklerin devam etmesi için çaba gösterirler. Bu öncelikleri gerçekleştirirken toplumun da önceliklerinin olduğunu unuturlar. Böyle bir yaşantının topluma verdiği zarar neticesinde insanlar zaman içerisinde huzursuzluğa ve gelecek kaygısına kapılırlar. Peki, neden kendi önceliklerimize daha çok değer veriyoruz ve buna karşılık toplumun önceliklerini hiçe sayıyoruz? Bunun nedeni her toplumdan her topluma farklılık göstermektedir. Gelenek, görenek, örf ve adetlerine bağlı bir toplumun nedeni farklı, ekonomik ve sosyal sıkıntılar nedeni ile insanlar arasında başlayan yarış ve parahırsının nedeni farklı, etnik köken farkı nedeni ile yeni bir toplum yaratmak isteyen insanların nedeni farklı… Bu düşünceler içinde yaşayan yerlerde demokrasinin varlığından söz ediliyor. O zaman demokrasi bireylerin kendi kurdukları kurallar üzerinde yaşamak için verdikleri savaşı tanımlamaktadır. Demokrasinin en belirgin özelliği olan ve toplumun her kesimine nüfuz eden kardeşlik, adalet, tarafsızlık, özgürlük ve hoşgörünün bu tanıma tezat olduğunu söyleyebiliriz. Çağdaş düşünce makyajı ile toplum içerisindeki dengeleri bozma uğraşında olanlar, demokrasinin en köklü kavramlarına karşı gelerek düşünceleri karşı karşıya getirme gayretindedirler.

Hemen hemen her ülkenin sloganları arasında yer alan “ülke bu gençlere emanettir” sloganı üzerine gençlerin kendilerini göstermeleri ve olumlu gelişimi için demokratik platformların çokluğu yeni fikirlerin ortaya çıkması için çok önemlidir. Bu alanlarda oluşan fikirler büyük bir bilgi kaynağının da oluşmasına olanak sağlamaktadır. Bu bağlamda özgür düşüncelerin, sayısı az olan platformlarda kısıtlanması doğru değildir.

Demokrasi kavramı her ülkede kavramıyla doğru yürütülmelidir. Eğer doğru yürütülmez ise bugün hemen komşu ülkemizde yaşanan olaylar her ülkenin başına kolayca gelebilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.