Hava Durumu

Topluma karşı işlenen suç

Yazının Giriş Tarihi: 25.06.2017 18:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.06.2017 18:02

Geçtiğimiz haftalarda aslında ülkemizde sıklıkla olan iki olay meydana geldi. İlk olayda Pendik'te doluşta şort giyen kıza "Bu ne biçin kıyafet. Ramazanda böyle giyilir mi? Allah'a da mı saygın yok" diyerek bir yumruklu saldırı gerçekleştirildi. Saldırının ardından, zanlıyı teşhis eden kızın ifadeleriyle yakalanan zanlı, polisteki ifadesinin ardından öncelikle serbest bırakıldı. Olayın kamuoyunda tepkiye sebep olması nedeniyle zanlı yakalanmak üzere arandı ve zanlının başka bir suçtan ceza evinde olduğu öğrenildi.

İkinci olay Erzurum'da gerçekleşti. Evde sıkıldığı gerekçesiyle sokağa havalı tabancasıyla ateş açan bir kişi, sokakta oynayan biri 4 diğeri 6 yaşında iki çocuğu yaraladı. Olayın ardından zanlı göz altına alınan zanlı, "Evde iftarı beklerken canım sıkılınca sokaktaki kola şişesine ateş ettim" diyerek kendini savundu ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tepkiler üzerine tekrar tutuklanan kişi, kasten adam öldürmeye teşebbüs suçlamasıyla cezaevine gönderildi.

Öncelikle konuları değerlendirmek için esasında hukukçu olmak gerekiyor ancak ülkemizde hukuk sisteminin bulunduğu kötü durum ve hukuka ve adli makamlara karşı sürekli güvenin kaybedilmesine yol açacak kararlardan dolayı hukuki durumun içeriğine girmeden bir iki sözle hukukun nasıl bakması gerektiğini açıklamak mümkün.

Konular açısından ikinci durum, iki zanlının da ramazanı bahane olarak göstermesi. Oruç tutanların işledikleri suçlardan muaf olması için ramazan bir bahane midir? Oruç tutmak kişinin özgür iradesine bağlı bir durumdur. Tutup tutmamak kendi elindedir ve topluma zarar verecek hareketlere yol açacak hareketlere oruç tutmak bir bahane değildir.

Son olarak yukarıdaki örneğe benzer durumların bir çok yerde hemen hemen her gün yaşandığını kabul etmek gerekmektedir. Olayların basına yansımaması ya da özellikle ilk durum gibi benzer fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalanların çoğunun hukuka güvenmemeleri gerekçesiyle şikayetçi olmamaları aslında bilinen ve basına veya istatistiklere yansımayan bir durumdur.

Hukuki yoruma gelince, yukarıdaki olaylar ve benzeri olaylar şahsa karşı işlenen suçların ötesine bir anlama sahiptir ve değerlendirme ona göre yapılmalıdır. Mağdurlar toplumun her hangi bireylerinden birileridirler yani bu durum saldıranın "ne biçim kıyafet" olarak nitelendirmesine bağlı olarak tüm kızların başına gelebilir ya da sokakta oyun oynayan, ya da yoldan geçen herhangi birinin yaralanmasına yol açabilir. Dolayısıyla aslında olay, toplumun özgürlüğüne karşı işlenmiş bir suçtur çünkü örneğin ilk durumdaki bir olayın duyulmasının ardından şort giyen ya da farklı bir kıyafet giyen her hangi bir kızın toplumda tedirgin hareket etmesine yol açabilecektir. Dolayısıyla yukarıdaki olaylar özelinden analiz yapılacak olursa, verilecek cezanın toplumda bireylerin özgür hareket etmelerini kısıtlayıcı hareket içermesi olarak değerlendirilmeli ve cezanın büyük bölümünü bu oluşturmalıdır.

Elbette yapılan yorum hukukçu olmaktan öte bir vatandaş olarak bireysel bakış açısını sergilemektedir. Dolayısıyla olayların hukuki yorumları çok daha farklı olabilir ancak bizler vatandaş olarak  hukuka ve adli makamlara daha fazla güvenmek istiyoruz. Dolayısıyla daha caydırıcı ve toplumu rahatlatıcı şekilde olayların ele alınmasını vatandaş olarak bekliyoruz. Aksi takdirde yollarda saldırıya uğrar mıyım ya da çocuklarım burada oynarsa başına bir şey gelir mi şekilde tedirgin olan kişiler var olmaya devam edecektir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.