Hava Durumu

Ücretli öğretmenlik sorunları…

Yazının Giriş Tarihi: 22.06.2019 00:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.06.2019 00:30
 

Ücretli öğretmenler, Milli Eğitim bünyesinde devletin resmi okullarında çalışıyorlar fakat ek ders ücretiyle öğretmenlik yapıyorlar. Atanamayan öğretmenler, mesleklerini icra etmek adına ücretli öğretmenliği tercih ediyorlar.

Türkiye'de 90 bin civarında ücretli öğretmen, görevini yapıyor.

Kadrolu öğretmenler ile ücretli öğretmenlerin maaşları ve sigorta primleri arasında büyük farklar var. Ücretli öğretmenler, asgari ücretin altında maaş alıyorlar. Ayrıca materyal, tahta kalemi ve sınav kağıtları gibi masrafları da kendileri karşılıyorlar.

2019 yılında haftalık 30 saate tekabül eden çalışmasıyla; kadrolu öğretmen 5.067 TL ücret alırken ücretli öğretmen 1.679 TL alıyor. Sigorta primleri ise yarı yarıya az oluyor.

Şartları müsaade etmeyen birçok öğretmen, mesleğinden vazgeçmiş olabilir. Fakat ekonomik koşulları uygun olan ücretli öğretmenler, meslek doyumları adına görevlerini yerine getiriyorlar. Ya da cebine girecek azıcık paraya dahi ihtiyacı olanlar, ücretli öğretmenlikle çalışmaya devam ediyorlar.

Doğudaki ücra köylere kadrolu bir öğretmen gitmek istemezken, ihtiyacı olan veya mesleğini icra etmeye gönüllü bir ücretli öğretmen bu köyleri tercih edebiliyor. Eline geçecek paranın yaklaşık 300 lirasını da okula gidip gelirken harcayabiliyor.

İstanbul'da ulaşım indirimi kadrolu öğretmenlere uygulanırken, ücretli öğretmenlere uygulanmıyor. Ücretli öğretmenler, neredeyse maaşlarının yarısını yol masraflarına harcıyorlar.

Ücretli öğretmenlere lojman hakkı da tanınmıyor. Konaklama masraflarını da kendileri karşılıyorlar.

Öğrencilerine karnelerini verdiklerinde ise ücretli öğretmenler işten çıkarılıyorlar. Bu durum; her dönem tekrar ediyor ve işsizlik maaşı ile tazminat hakları engelleniyor.

Üniversitede aynı sıraları paylaştığı bir arkadaşı kadrolu olduğu için devlet tarafından sunulan hakları kullanabilirken, ücretli öğretmen mesleğinden gelen bir hakkı kullanamıyor. Değerli bir meslekte yapılan bu ayrışma öğretmenlerimizi üzüyor.

Öğretmenlerimiz; öğrencileriyle sevgi bağı kuruyorlar, onlara faydalı olma mücadelesi veriyorlar ve bunu öğretmenlik sevdası ile yapıyorlar.

Üniversite okuyan öğrencilerimiz, umutla lisanslarını alıyorlar. Sonrasında, kendileriyle birlikte birçok öğretmene, çalışma imkanı verilmediğini anlıyorlar.

Öğretmenlerimizin kadroluya geçememesinin sebebi; eğitim fakültesi diploması eksikliği, Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) puanlarının düşük olması veya formasyon sertifikalarının ellerinde bulunmaması değil. Öğretmenlik koşulları sağlanmasına karşın kontenjan eksikliği nedeniyle, okullara yerleştirilemiyorlar.

Ailesinden, sevdiklerinden ayrılmayı göze alan ve hatta atandığında sevinç gözyaşları döken mesleğine aşık öğretmenlerimizin yüzlerinin gülmesini diliyorum...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.