Vatandaşlık görevi sadece oy vermekmiş gibi algılamanın sonucu birçok alanda yaşamaktayız neler derseniz;

Eğitim politikalarının gelişmesi yerine, yerinde sayıyor olması,

Tarımdaki sıkıntıların artması,

Uzun hukuk savaşlarının verilmesi,

Özgürlüklerin her görüşe göre farklı algılanıyor olması,

İstihdamın her yaş grubunu doğrudan etkilemesi,

Çalışma koşullarının yaşamaz zarar veriyor biçimde gelişiyor olması,

Kadın cinayetlerinin artması,

Çocuk tacizlerinin ve çocuk istismarlarının çoğalması,

Doğanın her zamankinden daha fazla enerji uğruna yanlış kullanılıyor olması,

Kültür sanat aktivitelerinin yeterince işlenmiyor olması,

Emeklilik sonrası yaşam kalitesinin düşmüş olması,

Şehirlerimizin plan sız büyüyor olması,

Su kaynaklarımızın bilinçsizce yok ediliyor olması,

İnsanlar arasındaki güven ilişkilerinin zedeleniyor olması, daha sayılabilecek o kadar durum var ki ne yazık ki bu dediklerinin hepsi dün birçok sorunu görmezlikten geldiğimiz için ya da sorgulamadığımız için bugün yaşamaktayız. Eğer dün siyasilerimize, yerel yöneticilerimize, idarecilerimize, komşularımıza ve akrabalarımıza olumsuz olan ya da yanlış yapılan her şey için “neden böyle, daha doğrusu bu değil mi?” gibi sorular sorsaydık emin olun ki bugün her konuda iyileşme doğrudan yapılmak zorunda olurdu. 

O nedenle bugünün sorunu dün de aramakta fayda olduğunu kesinlikle bilmeliyiz. Bugünün yaşanan sorunlarının sadece ana ilişkin olan durumlarla olmadığını da anlamalıyız. Dolayısıyla vatandaşlık görevi sadece 5 yıldan 5 yıla oy vermek değildir. Ya da vatandaşlık görevi iyi görünmek için komşularımızın ya da çevremizdeki bulunan diğer insanların yarattığı sorunları görmezlikten gelmek hiç değildir. 

Türkiye Cumhuriyeti'nde herkes eleştiri yapma hakkını sonunu de kullanmalıdır. Hatta bu hakkın yanında talep ve sorunları iyileştirme haklarını da doğrudan kullanmalıdır. 

Bu hak arayışlarını anayasanın kendilerine tanıdığı tüm yöntemleri kullanarak da yapmalıdır. Yaşadığımız sorun ve problemlerden kurtulmanın yolu kesinlikle etkili ve doğru iletişim kurmaktan geçtiğini bilmeliyiz.

Her görüş ve düşünceyi dinleyip kendini aklımızı kullanarak fikirlerimizi beyan etmemiz gerektiğini ortaya koymalıyız. Niye ayetinde ortaya koyduğumuz görüş, düşünce ve talepler ülkenin bekasını doğrudan ilgilendirecek konular olmalıdır.

Zor durumlardan çıkmak her zamankinden daha kolay ve her zamankinden daha anlamlı olabilir. Karşımızdaki farklı düşünceleri de önyargısız dinleyebiliyor olmaktan geçmektedir.

Toplumsal karar verilmiş her düşünce ülkenin gelişmesine doğrudan katkı sağlayacağı için karar vericilerin de ne yapabilecekleri konusunda kendilerine yön vermelerine katkı sağlamış olacaktır.

Vatandaş, bugün sandığa oy vermeye gittiği gibi sorgulamayı ve talep etmeyi de hak olarak görüp ilgililerle ve yetkililerle iletişime geçmeyi kendisine vazife bilmelidir.

Eminim ki hak arandığı sürece yaşam kalitesi daha da iyileşecektir...