İnsanlar hayatta kalabilmek, ihtiyaçlarını karşılayabilmek üzere üretim yapmak zorundadırlar ve bu nedenle bir araya gelerek topluluklar oluştururlar.

İnsan ihtiyaçları dediğimizde son derecede geniş bir yelpaze anlaşılmalıdır; üreme ihtiyacından beslenmeye, güvenlik ve barınmadan, eğlenmeye kadar bir insanın talep ettiği, istediği her şey ihtiyaçtır.

Üretim fonksiyonunda daha başarılı olan toplumlar diğer toplumları her zaman ekonomik, siyasi ve fiili egemenlikleri altına almışlardır. Bugünlerde yaşananlara bakınca bunu gayet net görebiliriz.

İnsanlar ihtiyaçlarını karşılayabilmek için üretim yapmak zorundadırlar demiştik insanlar bu üretim faaliyeti sırasında üretim faktörü olarak niteleyeceğimiz unsurları kullanırlar. Bu unsurlar sırası ile; Emek, Bilgi, Doğal kaynaklar ve sermayedir. Bizde bu unsurların hepsinin olmasına rağmen sonuç almakta pek başarılı değiliz.

Üretmek için organize olmuş bir toplum pek çok sorunu çözmek zorundadır. Her bir insan belki de doğası gereği minumum çaba, enerji ve zaman harcayarak maksimum tüketim miktarına ulaşmak ister bu durumda da kimin neyi, ne kadar ve nasıl üreteceği ve kimin neyi, nasıl ne kadar tüketeceği en ciddi sorun olarak karşımıza çıkar. Büyük küçük hiç fark etmez bütün toplumlarda herkesin benimseyeceği adil bir üretim ve bölüşüm sistemi kurulmadan ve bu sistemdeki herkesin, herbir ferdin haklarını koruma altına almadan oluşturulacak her toplum yapısı çatışmalara ve sonuçta yıkılmaya mahkumdur. Üretim ilişkilerindeki adaletsizliği zorbalık, dini inançlar, ideolojiler ya da diğer sosyopsikolojik yöntemler ile maskelemeye çalışmak sadece yıkım sürecini geciktirir. Yaşadığımız zamanda bunları açıkçası çok fazla yaşamaktayız.

Üretmeden tüketmeye meyyal kişi, sınıf ya da toplumlar üreten kişi, toplum yahut da sınıflar için her zaman büyük bir tehdit olmuşlardır.

Öyle ki tarih boyunca bu tehditler pek çok değerli üretim birimini yağmalamış, yok etmiş, yakmış yıkmış tarihten silmiştir.

Üreticinin bu yıkıcı yaklaşımlar karşında devlet politikaları nezdinde korunması gerekmektedir.

Bugün ne yazık ki üreticinin en büyük sıkıntısı vergilerin fazlalığı ve diğer masrafların gereğinden fazla olmasıdır.

Bugün dolar 3,9TL ve Euro ise 4,6TL seviyesindedir. Üretici için gerçek bir sorunken Türk Lirasının düşüklüğü ancak buna sorun olarak bakamamaktadır. Daha öncelikli sorunlar ile üretici uğraşmaktadır.

Bugün üretmek gerektiğini çok iyi bilmekteyiz ama bilinmesi gereken daha önce bir konu var ki üretici korunması.

Devlet büyükleri, üreticileri korumak adına güçlü ve gerçek adımlar atmalıdır. Yoksa üreticinin vay haline...