Hiç tartışmasız bu millet hem güçlü, hem de çok yardımseverdir. Hatta bir problem varsa imece usulü ile çözümün parçası olabilecek kadar fedakar bir millettir. Bunun tersini söyleyecek hiç kimsede yoktur.  Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı ulusa seslenişinde birçok konuyla ilgili vatandaşı bilgilendirmiş ve gündemi değerlendirmiştir. O konuşmasından sonra niçin değinmediği dediğim birkaç konu olmuştur. Bunlardan birincisi sokağa çıkma yasağının niçin olmadı, diğeri ise işe gidemeyen veya korona nedeniyle işletmesi durmuş işletmelerin niçin ekonomik olarak desteklenmiyor olmasıdır. Birçok gelişmiş ülke fiziksel yakınlıktan dolayı salgının kontrolünü almakta zorluk yaşandığı üzerine arka arkaya açıklama yapıp, sokağa çıkma tedbirleri alınırken, ülkemizin de bu çağrılara kulak vermesi gerektiğini düşünmekteyim. Yasağın çıkmasının birçok nedeni bulunmaktadır. Bunların en başında 5-6 milyon göçmen bulunmaktadır. Bu göçmenler Türkiye’nin tüm sokaklarında olabildiğince serbest dolaşmaktadır. Başka bir sebep ise birçok işletme kapalıdır. Kapalı olmasından dolayı günlük ekmek parası kazanan insanlar, evlerine ekmek götürebilmek için sokaklardadır. Bu insanlar zorunlu oldukları için sokakta olup potansiyel virüs taşıyıcı olabilirler. Her ne olursa olsun en acil olarak sokağa çıkma yasağı konmalıdır.  Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ülke olduğunu her ortamda dillendirmelidir. Bu konuda kesinlikle bende aynı noktadayım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür. Tabi bu gücü doğru kullanıldığı zaman. Sayın Cumhurbaşkanı ulusa seslenişte kredi kapısı açmıştır. Bu konuyu kesinlikle desteklemekteyim. Ancak bilinmeli ki bu ülke geçmişte birçok işletmenin vergi borcunu sıfırlayabilecek kadar güçlü olduğunu geçtiğimiz yıllarda ortaya koymuştur. Yine devletimizin yedek akçesi, İŞKUR’daki kaynağı, Varlık fonundaki kaynağı gibi birçok noktada parası vardır. Buralarda bulunan paranın bir kısmını vatandaşa ve işletmelere hibe etmelidir.  Türkiye Cumhuriyeti, kişi başı gayrisafi yurt içi hasılası yaklaşık 30 bin dolar kadar olan İtalya ve İspanya’ya yardım etmektedir. Bu arada Türkiye’de ise kişi başı gayrisafi yurt içi hasılası 10 doların altında olduğunu bilmek gerekir.  Demiyorum ki yardım etmeyelim. Burada dikkat edilmesi gereken ülke için ciddi sıkıntılara yaşanmaktadır. Alım gücü zorlandığı için ekonomik kaygılar ise her geçen gün daha da artmaktadır. Korona virüs salgını kontrol edilene kadar vatandaş tam anlamıyla desteklenmelidir. Bu süre zarfında çalışmak zorunda kalan vatandaşın tam yanında olmalıdır.  Salgın için kısa sürede çözümler eminim ki geliştirilecektir. Ancak bu süre içinde vatandaşın tam yanında destek olunup, eksikliği giderilmelidir. Bu eksiklikler giderilirken, koronadan sonraki dünya düzenindeki stratejimizin ne olduğu üzerine uzun uzu fikirler toplanmalıdır.  Çünkü salgının ne kadar süreceği bilinmediği gibi salgının yaratacağı sonuçların siyasi, ekonomik, politik ve stratejik karşılığına yönelik nasıl adımlar atılacağına bugünden ortaya konmalıdır. Zaman beraber, birlikte ve şeffaf olma anıdır. Ötelemek ve görmezden gelmek problemleri daha fazla artıracaktır.