Bu coğrafyada kurulmuş birçok krallık ve imparatorlukların yıkılma nedeni bu nedenle, yok olma nedeni de işte bu nedenledir.

 Ziller, çanlar kimin için çalıyorsa çalsın bu beni gerçekten çok fazla ilgilendirmiyor. İlgilendiren kısım çalan zil, çalan çan doğru kişiye mi çalınıyor? Çalan zil, çalan çan doğru zamanda mı çalıyor? ve Çalan zil ve çalan çan memleketin hayrına mı?

Beni açıkça ilgilendiren konular bunlar.

Kulis yazarlarını, kulis sözcülerini çok yakın olarak takip etmekteyim. Mesleklerini en doğru şekilde yaptıklarına da inanmaktayım ama bunu okuyanların tartışanların doğru değerlendirme yapmadığını düşünmekteyim.

Birçok kez diyorum ya Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Ne dün kuruldu, nede en ufak bir sarsıntıda yıkılabilecek bir yapıya sahip.

Bugün hükümet oluşturan partimiz kendi içlerindeki çalışmaları değerlendiriyor ve yol ayrımına girdikleri isimleri tek tek kendilerinden uzaklaştırıyor oldukları gibi bunun yanında stratejik olarak kendilerine uygun gördükleri insanları da kolluyorlar. Bu çok doğal ve çok normal bir süreç olduğunu görmemiz gerekmektedir.

Yine muhalefet partilerimizde kendi içlerinde durumları değerlendirip, hükümetin yaptıklarını izliyorlar. Bunda da eksik yada fazla bir durum yok yapması gerektiğini yapıyor.

Devlet kurumları da biraz yavaş, bazen görmezden gelerek yasamaya, yürütmeye ve yargılamaya konjonktürü göz önünde tutarak hareket ediyorlar. Doğru yapmıyorlar ama bugünlerde yavaş hareket etmek gerektiğini herkes gördüğü için ses çıkamamaktadır. Bu nedenle de çok diyecek bir şey yok.

Ama yıl 2019 olduğunda seçim olduğunda hükümeti, muhalefeti, yasamayı, yürütmeyi ve yargılamayı vatandaş en doğru şekilde değerlendirerek gelecek yönetimin nasıl olması gerektiği için irade gösterecektir. İşte o gün anlaşılacak ki, bugün çalan ziller ve çanlar kimin için çalmış.

Tabi 2019 yılı hem çok yakın bir zaman dilimi hem de içinde o güne kadar birçok gelişmenin yaşanacağı zaman parçasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne kadar savaşlar, darbeler, terör faaliyetleri, dolandırıcılıklar, hıyanetlikler ve benzeri o kadar çok olayla karşılaşmış ki önümüzdeki seçim gününe kadar da bu olaylara yakın şeyler yaşamamız mümkün. İşte beni korkutan ziller çanlar bunlar için olursa.

Devletin bekasına, vatandaşın malına, vatandaşın canına, devletin coğrafyasına ziller ve çanlar çalarsa o zaman üzülürüm. Biri gider biri gelir. Bunlar çok normal durumlar. Partiler kazanır, partiler kaybeder o kadar normal ki. Bunu böyle kabullenmeliyiz.

Saydım yine söylüyorum bizim devletimize, birliğimize, canımıza, malımıza, kültürümüze, doğamıza ve dilimize zarar gelecek yaklaşımlar bu coğrafyada olursa işte o zaman dövünelim üzülelim tartışalım ve tırnaklarımızı çıkarıp dişe diş ortaya bedenimizi koyalım. Bugün bunu yapacak bir durum yok.

Bugün tartışacağınız konu ne olsun biliyor musunuz ben size hatırlatayım?

Eğitim politikalarımız olsun,

Sağlık politikalarımız olsun,

Ekonomi politikalarımız olsun,

Ar-ge politikalarımız olsun,

Terörle mücadele politikalarımız olsun,

Doğa – çevre politikalarımız olsun,

Yer altı kaynaklarımız politikalarımız olsun,

Komşularımızda olan bölünme politikalarımız olsun,

Konuşulacak o kadar çok şey var ki biz her duyumuzla kim gitsin kim kaslına kitlenmişiz. İşte beni üzen konu budur. Biz bu konulara saplanır kalırsak diğer olup bitenleri gözden kaçırırsak işte o zaman ziller çanlar bizim için çalacaktır.

Siz bugün olup bitenleri doğru gözle izleyin. Sizin 2019 da büyük bir göreviniz olduğunu bilin.

Söz söylemek size geldiğinde neyi istediğinizi belirtin, siyasi partilerimizin dün neler yaptığına bakın ve yarın için neler vaat ettiklerini görün ve sonra sandık başında siyasi partilerimizi değerlendirin. Bugün sert çıkışlar, sert davranışları bırakın partiler kendi arasında yapsın. Siz bu sert davranışların dışında kendinizi tutun, yorumlayın önerinizi sunun ve gerisine parti liderleri cevap versin. 2019 da zaten siz gereğini yapacaksınız.

İşte o zaman ziller ve çanlar gerçekten doğru zamanda ve doğru kişilere çalacaktır.