Hava Durumu

Açık büfe vatandaşlık...

Yazının Giriş Tarihi: 11.05.2022 10:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.05.2022 10:11

Gel vatandaş gel...

Kelepir fiyatına açık büfe vatandaşlık.

Seç, beğen, al 400 bin dolar. Büyükşehir, köy, kasaba, deniz kenarı... Hatta istediğin koyu bile kapabilirsin. Yeter ki paradan haber verin. Biz bu güne bu gün şehirleri satmışız. Bağ bahçe toprak sizin olmuş. Koyların lafını mı edeceğiz.

Dünyaya kapılarımız ardına kadar açık. Sormuyoruz. Sorgulamıyoruz. Yeter ki para gelsin. Elinizi sıkı tutun. Hizmette "SINIR" tanımıyoruz.

Almayan "zebil" diyeceğim ama, alan değil ülke zebil oldu!

….

Bir de bedava vatandaşlık paketimiz var. Çok özel.

Orada da hayırda sınır tanımıyoruz. Hoş hayır tanıyacak hallerimiz çoktan tükendi, dört mevsim zebilliğin mottosundayız ama göremiyoruz. Biz hala uyku rehavetindeyiz…

Bütün sınırlarımız kevgir...

İçişleri Bakanlığı kayıtlarına göre ülkemizde 7 milyon 730 bin mülteci var. Kayıtsız elini kolunu sallaya sallaya giriş yapanlar bu sayıya dahil değil. Muhtemelen 10 milyonun üzerinde yabancı var topraklarımızda.

Tamam üzülüyoruz mültecilerin durumuna. Üzülüyoruz üzülmesine de, tüm ülkeyi sırtımıza alıp temelli akraba edinelim demedik. Koskocaman bir ülkeyi evlat edindik resmen. Kendi halkımızı bertaraf edip sınırsız olanaklar tanımak ta ne demek..?

Sınır tanımadıkça, sınırı aşmalar Türk halkının hayatını son derece tedirgin edici boyutlara getirdi.

Bunun için hangi önlemler alındı veya almayı düşünen var mı..? Hayır!

İnsanlar tüm bu olumsuz gelişmelerden sadece ekonomik olarak etkilenmiyor sadece. Aynı zamanda sosyal yaşamlarında da bu rahatsızlık oldukça üst boyutlara tırmanmış görünüyor...

Diğer taraftan da kendi halkımız açlığın bin bir türlü halleriyle boğuşurken, bu kadar sınırsız olanaklarla adeta şımartılan ve gettolaşan bir kitlenin var olması, bu ülke insanını oldukça tedirgin etmektedir.

Bunun için acil çözüm yolları bulunmalıdır. Siyasi çıkarlar uğruna bir ülkenin geleceği heba edilmemeli... Çalışanlarımız (iş bulabilirse) perişan. Emekli insanımız zebilliğin en bedbaht halini yaşıyor. Kendi insanlarımız AÇ'ken bu görmezlik niyedir. Açlık sorar da, sorgular da. Hakkıdır!

Bu güne kadar mülteciler için harcanan para 100 milyar dolar! Tam tamına 100 milyar dolar!

İnsanımız bedel ödemekten yorgun. Bitkin. Kırgın ve artık oldukça tepkili haklı olarak... Kendi topraklarında ötekileştirilmekten üzgün ve mutsuz.

Bizim dinimiz şunu emreder:

"Evinde yoksa, çoluğun çocuğun aç açıktaysa, camiye bile haramdır" der.

Ne güzel bir dinimiz var, tabii gören ve hakla hukukla bilenler için... Ne güzel geleneklerimiz vardır, tabii uygulayanlar için...

Biz misafiri çok severiz milletçe. (Tabii misafir misafir olduğunu unutmamalı)

Fakat evimizin tapusunu vermek gelecek nesiller için sadece dev bir karar değil, riskli bir karardır! Ülke dengelerini nasıl etkileyeceğini düşünmeden verilmemesi gereken bir karardır.

Dünya ülkeleri vatandaşlık başvurularını değerlendirirken karpuz seçer gibi insan seçiyor. Ayrıca oldukça katı denebilecek şartları vardır. Örneğin en az beş yıl o ülkede oturmuş olması, düzenli bir ikametgahı ve çalışma izninin olması gerekiyor. Ve en önemlisi hiç bir sabıkasının olmaması şartı var. Sonra da gelinlik kız verecek gibi fayda sağlayacak insanlara veriyor vatandaşlığı.

Bu da yetmez. Ülkenin dilini veya İngilizce konuşma, yazma, okuma konusunda sıkı bir sınav yapıyor. Bir çok ülkede ise vatandaşlık / devlet yönetimi, ülke kuralları ve mevcut yasalarla ilgili sınav yapıyor.

Peki biz hangi aşamadayız?

Benim Suriyeli misafirlerimizin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edilmeleri konusunda aslında (bence gerekli) bir teorim var:

*Vatandaşlığa kabul edilmeleri için sıkı bir yurttaşlık, gelenek, görenek, genel davranış kuralları ve yasal zorunluluklar hakkında bir sınav yapılması. (Acaba sınavı kaç kişi geçer? Merak ettim. Ya siz?)

*Mesela ülkede uygulanan yönetim şekli hangisidir?

*Cumhurbaşkanının yetkileri nelerdir?

*Cumhurbaşkanı halkın iradesi ve onayı dışında, ülke çıkarlarını zedeleyecek karalara onay verebilir mi?

*Anayasaya göre cumhurbaşkanlığının tarafsızlık ilkesi var mıdır?

*Herkes izin almadan silahsız, sessiz, sakin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip midir? Anayasada yer alır mı?

Yoksa "öyle saçmalık mı olur" diye bir madde mi var..? Haydi şimdi cevaplasınlar da görelim!

Ya da daha iyisi biz cevaplayalım da biz görelim hatta... Yok öyle "Ekmek elden su gölden" ...

Hadi Türk vatandaşı olun da görelim bakalım ne kadar ekmek "elden" mi geliyor. Yoksa su gölden mi

geliyor... Siz kalın, biz size katılalım hatta... Sonra da el ele tutuşalım birlik olalım... Hayat işte o zaman bize bayram olur!

Hep birlikte bedava yaşayalım... Soranlara da Suriyeliyiz deriz. Nihayet! Hayat oh ne rahat!!

Otobüs bedava. Metro bedava. Hastaneler bedava. Üstelik öncelikli. Yok öyle sıra falan beklemek. Üç beş ay sonrasına randevu da yok. Ameliyatınız hemen anında yapılır. İlaç bedava. Acil emarınız mı

var? Emekli ve SSK'lısınız ücretsizse beş ay, ücretliyse iki ay sonrasına değil hemen çekiliyor.

Eh... Eğitim zaten sınırsız bedava. Üniversiteler seç beğen sadece adını vermen yeterli...

Askerlik deseniz zaten yok.

Vergi vermek mi..? O da ne demek. Tabii ki hiç yok. Oh güzel hayat...

Hadi "ümmeten" geçmiş olsun. Yaşadık nihayetinde... Amma... Bu kadar hayal yeter.

Gerçek: "Dört mevsim zebilliği yaşıyoruz".

HAYAT kime güzel..? "ZEBİLLİĞİ" kime..?

Benden bu kadar. SEÇİM SİZİN!..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.