GÖÇ SORUNU…
Büyük Bursa Buluşması’nın ilk konukları Gençlerin sorularını yanıtlayan Av. Bektaş, dağ yöresinden ve özellikle ülkemizdeki köylerden kente olan göç sorunlarının çözümlenmesine yönelik olarak, “Bu sorunların çözümü için pek çok plan ve proje geliştirildi. Fakat sonuç alınamıyor. Köylerden, kente göçün önlenmesi çok zor. Bu sıkıntının çözümlenmesi için fırsat eşitliği gerekli. Eğer geriye göç sağlanamıyorsa; kente göçenlerin kent ile uyumunun ve oradaki refah ve huzurlarının sağlanması gerekir. Ayrıca göçtükleri yerlerden bağları koparılmamalı” diye konuştu.
UZLAŞMA OLMALI
Yeşil Bursam Derneği Başkanı Gazeteci Muharrem Karabulut, kendisinin de anne tarafından dağ yöresinin bir çocuğu olduğunu belirterek, insanlar arasındaki sosyal ve ekonomik ilişkilerin, ortak hareket edebilme ve ortak akıllarla sorunlara çözüm bulunmasına katkı sağlaması gerektiğine dikkat çekti. Karabulut, “Ülkemizde maalesef ortak akıldan söz edenlerin, bir araya gelip, gençlerin geliştirdikleri fikir ve projeleri destekleme, bölgenin dert ve sıkıntıları ortaklaşa çözüm bulma yerine, plan yapmak yerine, birbirleriyle tartışıp, kısır çekişmeler içinde olmasının, sosyal ve kültürel hatta ekonomik etkileşimi olumsuz etkilemektedir. İnsanların birbirlerini suçlama yerine, birbirlerinin fikirlerine saygı duymaları, sıkıntıların büyük ölçüde kendiliğinden çözümüne yol açar” dedi.
150 YILLIK KISIR DÖNGÜ
Gençlerle hem hayat tecrübelerini hem de siyasi çalışmaları değerlendiren Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı, AK Parti Bursa Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu ise Türk-İslam medeniyeti olarak geçmişten günümüze doğru bakıldığında yaklaşık 150 yıldır fikir üreten ve proje geliştiren toplumdan, hazırcılıkla yaşamaya zorlanan bir topluma doğru gidildiğine dikkat çekti. Müezzinoğlu, hızla değişen dünyada gelişime ayak uydurmanın sadece gençlerin değil, fikir üreten, proje geliştiren herkesin sorumluluğu olduğuna vurgu yaptı. Müezzinoğlu, “Dünyanın en büyük bir imparatorluğuna sahip iken, bilimden uzaklaşılınca geriye doğru nasıl gidildiğini en iyi tecrübe eden bir ülkeyiz. Bu nedenle bizler, ülkemizin gelişmesi, bilimsel, teknolojik ve uluslararası alanlarda ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda lider ülke olabilmesi adına gençlere fırsat tanımalıyız. Anne babalar olarak gençlerin önce okul seçiminde, sonra meslek seçiminde, sonra da eş seçiminde müdahil olmamalıyız. Gençlerin, istedikleri alanda eğitim görmeleri, fikir ve proje üretimine katkı sağlar. Yaşantıları kendilerinin şekillendirilmesi ise başarıyı getirir. Bizlerin de gençlerin geleceğe dair beklentilerini yönlendirme değil, onlara hayatın sınırlarını çizip, milli ve manevi değerlerini anlatıp, kendi ilgi alanlarını kendilerinin seçmesine izin verdiğimiz zaman, ülkemizin başarılı olacağını ve 150 yıllık kısır döngüden kurtulacağına inanıyorum” dedi.